Set karavanında bir o yana bir bu yana volta atıyordum. İlk sahne çocuklarındı ve bitmek üzereydi, sonrasında ise benim çekimlerim vardı.
Kırmızı deri koltuğa oturup başımı ellerimin arasına aldım, fazla heyecanlanmıştım. Kapı açıldığında o tarafa döndüm. Sahne bitmiş olmalıydı yani sıra bendeydi.
"Nasıldı?" dedim heyecanlı olduğumu belli ederek. Hepsi sırıtıyordu, bu iyi geçti demekti ben de onlara karşılık verip karavanın dışına çıkıp kendi karavanıma geçtim. Üzerimi değiştirmem gerekiyordu. Elime verilen hastahane önlüğünü üzerime geçirdim ve ayaklarıma terlik giydim. İlk sahne bir ormanın içindeydi ve ben çalıların üzerine yalın ayak basıcaktım.
"Millie hazır mısın son 5 dakika."
"Geliyorum." dedim duyacağı şekilde.Şuan yaptığım tek şey yürümek ve etrafımı saran kameralara bakmamaktı. Bu da gerilmeme sebep oluyordu. Noah ve Caleb kamera arkasından beni izliyorlardı diğerleri ise sahneleri için hazırlanıyordu. Gözüme çarpan beyaz kulübeye ilerledim ve içeri girdim. Ön tarafta olan adamlara baktım onlar da kendi aralarında bir şeyler konuşuyordu, hemen mutfağa ilerledim ve tezgahın üzerinde duran patates kızartmalarını tek seferde ağzıma tıkmaya çalıştım. Tanrım, bu iğrençti ama ne kadar doğal olursam o kadar iyi değil miydi? James beni yeni görmüş gibi yapıp hemen yanıma ilerledi içten içe güldüm. Evcilik oynuyor gibi hissediyordum ve bu hoşuma gitmişti tek farkı kameraya çekilmesiydi.
"Hey! Buraya gel." hemen önümde duran tabağı elime alıp kaçmaya çalıştım. Kapıya ilerlediğimde belli belirsiz yavaşladım ve James kollarımdan tuttuğu an elimdekileri yere attım.
"Benden çalabileceğini mi sandın, oğlum?" Ona korkmuş bir şekilde bakmaya başladığımda devam etti bu sırada kollarımdan sarsıyordu.
"Bu da ne?""KESTİK!" Matt ın dediğiyle içimde tuttuğum kahkahalarımı saldım ve James'e baktım o da farklı değildi.
"Nasıldım?" dedim gülümseyerek.
"Düşündüğümden daha iyisin." dedi bu sırada Noah'la Caleb de gelmişti.
"Cidden iyisin" Noah'ın bu dediğine gülümserken Caleb de katılır bir şekilde başını sallıyordu.
...
"O sahneleri görmek için canımı verebilirim." Sadie'nin bu dediğine gülmüştüm. Sete gelmemesini ben istemiştim bütün sahneler sürpriz olsun istiyordum, Sadie de bunu hoş karşılamıştı ama içten içe de merak ediyordu."Seneye izlersin aşkım." bu dediğime dil çıkarıp elindeki telefonuna döndü.
"Kiminle konuşuyorsun." dediğime omuz silktiğinde üstelemedim.
"Senin çekimlerin nasıldı."
"Bugün çekim yapmadık. Yarın başlayacak." kafa salladığımda beni takmadan telefonuyla ilgilenmeye devam etti. Cidden merak etmiştim aklıma gelen fikirle sinsice gülümseyip elindeki telefonu çektim ve kiminle konuştuğuna baktım. Noah...
"Vayy Noah ne iş." telaşla elimden telefonu çekip yüzüme baktı.
"Millie bir şey okumadın de." dedi yüzüme sorarcasına bakarken. Benden ne saklıyor olabilirdi ki biz onunla bir birimize her şeyi anlatırdık.
"Okumadım Sadie sakin ol." dediğimde rahatladı ve telefona geri döndü.
"Sads neler oluyor?" dediğimde bana anlatacağını ama şuan olmadığını söyledi. Ne kadar merak etsem de tamam demiştim. Zaten öğrenirdim.
