"Aman tanrım! A-M-A-N T-A-N-R-I-M!!" Çığlık çığlığa evin içinde dolaşıyordum ve bu tamamen ev halkının rahatsız olması içindi. Sesimi değiştirerek daha fazla bağırmaya başlamıştım ki kafama yediğim yastıkla nakauvt oldum. Yastığı atan abim piç sırıtışı yapıyordu. Hemen yerden kalkıp sırıtarak üstüne atladım ve kafasını ısırdım bağırıp beni gıdıklamaya başladığında odama kaçmıştım. Yaklaşık bir haftadır her gün çekimlere ve okula gidiyordum. İnstagram takipçim 3 milyona yaklaşmıştı. Bu süreç içinde dizi ve reklam teklifleri de almıştım. Dizi senaryolarının hepsini okuyordum kabul etmesem bile spoiler hoşuma gidiyordu. Birini seçmek istiyordum ama hepsi berbattı.
Dün aldığım 4 senaryoyu yatağımın içine girip okumaya başladım. Biri zombi istilasından kaçan bir kızın kuyuya düşüp ölmesini, diğeri zengin züppe bir ergenin normalleşmesini anlatıyordu tam umudu yitirip komidine koyuyordum ki textin ismi dikkatimi çekti. 'Stranger Things' havalı bir ismi vardı hemen elime alıp okumaya başladım. Bir kızın özel güçlerini kötü anlamda kullanan adamlardan kaçarken 4 çocuğa ratlamasıyla ilginçleşiyordu. Bu dizi de kesinlikle oynamalıydım. Kabul ettiğimi aramak için senaryonun içine koyulan numarayı tuşladım, çalıyordu.
"Buyurun, kiminle görüşüyorum?" gülümsedim tatlı bir bayan sesiydi.
"Millie. Millie Bobby Brown." kadın şaşırmış bir şekilde beni yetkililere bağlayacağını söylemişti, şuan saçma bir müzik çalıyordu (st jeneriği).
" Aa millie selam. Fazla bekletmedik umarım ben Matt Duffer. Stranger Things'in yazarıyım."" Merhaba Ms. Duffer Biliyorsunuzdur bir çok dizi teklifi geldi. Bunların içinden en beğendiğim bu diziydi. Ve bu dizide rol almak isterim." dedim gülerek. Samimiliğimi karşı tarafa geçirmiştim. Ve başarılı olmuştum. Matt buna çok sevindiğini ve yarın okul çıkışı kapıdan beni alacaklarını söylemişti. Sanırım dizi hakkında konuşmaya gidecektik. Yarını sabırsızlıkla bekliyordum. Ne kadar erken uyursam o kadar çabuk sabah olur mantığıyla gözlerimi yumdum.
Ava başımda şarkı söylüyordu. Ona susmasını söylesemde okula gitmemi ve kalkmam için şarkı söylediğini belirttiğinde hemen yataktan fırladım ve saate baktım. Gecikmemiştim saat 6.00 dı ve benim okulum 8 de başlıyordu. Ava ya kötü bakışlarımı attım neyseki erken uyumuştum. Bu durumu fırsata çevirip duşa girip saçlarıma maşa yaptım. Okul eteğimi giyip gömleğimi de eteğin içine koymuştum. Hala zamanım vardı ve bugün stüdyoya gideceğim için makyaj yapmaya karar vermiştim. Rimeli abartıp cildime sadece kusurlu bölgelerine kapatıcı sürmüştüm. Dudağıma doğal tonlarda parlatıcı sürdüğümde telefonum çalmıştı. Tam zamanı.
"Çıkıyorum Sadie!" diyip suratına kapattım. Vanslarımı da ayaklarıma geçirdiğimde hazırdım. Sadie kızıl saçları ve mavi gözleriyle gayet güzel bir kızdı, hatta fazlasıyla. Benim takipçimle birlikte onunki de artıyordu ve bu durumdan çok mutluydu.
Okulda ilk ders fizikdi ve biz Sadie ile yürümeye karar vermiştik. Bu pek iyi bir fikir değildi çünkü adım başı durdurulup fotoraf çekiliyorduk. Ne ara bu kadar ünlenmiştik. Okula vardığımızda koşmaktan helak olmuştum. Sadie hızını alamayıp sınıfa da koşarak çıkmıştı.
"HOCAM MİLLİE GELİYOR!" diye bağırmıştı. Ben şuan 1. kattaydım ve bizim sınıfımız 4. kattaydı. Duymam imkansızdı ki Sadie nasıl bir çığlık attıysa sesi 3 kat aşağıya geliyordu. Ben de koşarak sınıfa çıktım. Hoca bizi tahtaya kaldırdı ve neden geç kaldığımızı sorduğunda gayet sakin bir şekilde olayı anlatmıştık. Sınıf birden gülmeye başladığında dalga geçtiklerini anlatmıştım onlara dil çıkarıp hocaya döndüğümde inanmışa benziyordu ve bana gülme krizine gireceğim bir şey söyledi.
...
Lütfen düşüncelerinizi belirtin <3