Ben Nil. Lise son sınıf öğrencisi, kumral, 1.70 boylarında, herhangi bir güzelliği olmayan sıradan bir kızdım. Annem ile babam 5 yıl önce boşanmış, babam Los Angeles'e taşınmış, sonradan 1 çocuğu olmuştu. Babam siyahi bir kadınla evlenmişti ve kardeşim siyahiydi. Çoğu insan aynı babanın çocukları olduğumuza bile inanmıyordu. Kardeşimi, babamı hatta annem sinir olsa bile karısını da seviyordum. Yaz ayları ara sıra Amerika'ya yanlarına gidiyordum.
Gelelim anneme;
Yaklaşık 3 aydır Hollanda'da. İş için.
Babamı çok seviyordu ama biraz geçimsiz bir kadın olduğu için babam onu terk etti. Babam beni yanına almak için çok uğraştı ama annem izin vermedi. Ara sıra iş için yurtdışına gidiyor, ben de hep tek kalıyordum. Aslında işime geliyordu. Evde tek kalmak güzeldi, rahattı.
Annem Euro gönderdiği için burada bozduruyordum. Bilirsiniz bizim paramız Euroya karşı biraz değersizleşti. Bu yüzden kolay geçinebiliyordum. Hem annem çok fazla para göndermiyordu hem de, Türk lirasına çevirince param artıyordu.
Bugüne kadar evde tek olmayı sevmiştim fakat okulun İlk günü başıma gelen olaydan sonra hayatım bir daha eskisi gibi huzurlu olmadı..
3 hafta önce Amerika'dan geldim. Tatil bitiyordu çünkü.
Annem 5 ay sonra gelecekti daha...
Sabah olmuştu. Alarmım daha çalmamış, çalana kadar beklemiştim.
Asla alarmdan önce yataktan kalkmazdım. Aslında mutlu ederdi alarmdan önce uyanmak. Çünkü yatakta biraz daha durmak hoşuma gidiyordu.
Ama bir şey vardı. Ben hep uyku bandı ile uyurdum. Küçüklükten gelen bir alışganlıktı maalesef. Onu takmayınca uyuyamıyor, uyusam bile ufak bir sese uyanıyordum. Uykumu daha çabuk getiriyordu işte.
Gelelim bunun konumuz ile ne alakası olduğuna...
Uyanıktım ve gözümde uyku bandı vardı. Henüz Eylül ayının başlarında olduğumuz için havalar sıcaktı.
Şort ve yarım atlet ile uyumuştum.
Cenin pozisyonundaydım. Üstümde de ince bir battaniye.
Uyandığımda battaniye ayaklarımın altına kadar çekilmiş, sadece açıkta Kalan bacaklarım görünüyordu.
Aslında biraz üşümüştüm ama battaniyeyi üstüme çekersem o yataktan kalkmam daha uzun sürecekti. Çünkü yatak ısınacaktı ve sıcacık yatağı bırakmak benim için güç olacaktı.
O yüzden bacaklarımın üşümesi umurumda değildi.
Ardından dış kapının açılma sesi odamdan duyulur hale geldi.
Rüya mı görüyordum bilmiyorum.
Belki de hâlâ uyku sersemiydim.
Sonra yavaşca odamın kapısının açıldığını hissettim.
Bu sefer rüya değildi!
Gözüm açıktı ama uyku bandı vardı.
Uyuyormuş gibi yaptım. Evet yaptım rüya değildi!
Bu evde haftalardır tektim ve gelen giden yoktu.
Fazlasıyla korkmuştum ama belli etmemem lazımdı.
Neler oluyordu bilmiyorum acaba öylece durmuş beni mi izliyordu ?
Yine de hareket etmedim.
Yaklaşık 5 dakika sonra yatağımda bir ağırlık hissettim. O kişi her kimse şuan yatağımda, başucumda oturmuştu!
Ölecek gibi hissediyordum.
Ardından bir el saçlarımı okşamaya başladı.
Neler olduğunu anlayamıyordum. Belki de annemdir! Sürpriz yapmıştır.
Umarım annemdir.
-
-
-
-
-
Yaklaşık 10 dakikadır saçımı okşuyordu. Sonra durdu.
Yavaş yavaş elini saçımdan yanaklarıma kadar süründürerek yanaklarıma geldi.
Bu sefer de bir süre yanağımı okşadı.
Biraz uyanıyormuş numarası yaptım ve hafif yüzümü oynattım.
Elini yanağımdan çekti.
Sonra en kötüsü oldu belki de.
Elini boynumdan süründürerek kalçama doğru getirdi.
Şimdi emindim bu kişinin annem olmadığına!
Şort giymiştim ve bu kişinin eli kalçamda durdu.
Ağlamak istiyordum.
Sonra elini kalçamdan ayaklarıma kadar süründürdü. Sonra ayağımın altındaki battaniyeyi birden üzerimde hissettim.
Üzerimi örtmüştü.
Ardından yatağımdaki ağırlık gitmiş, ayağa kalkmıştı.
Bu sefer ise çok yakınımda hissediyordum.
Hayır hayır nefesini hissediyordum!
Bu koku... Ağır bir sigara ve erkek parfümü kokusu.
Bir yandan iğrenç bir yandan güzel gibiydi.
Sonra olan oldu ve dudakları dudaklarıma değdi!
Şok içinde her şeyin bitmesini bekliyordum.
Sonra bitti, odamın kapısının kapanma sesi geldi.
Ardından dış kapının...
Göz bandımı açacak kadar güçlü hissetmiyordum kendimi. Çok korkmuştum, kalbim küt küt atıyordu.
Gözlerimden yaşlar süzüldü...
