Our Night Like a Light, 2. Bölüm
●○●Jimin elindeki kahveler ile Taehyung'un yanına giderken arkadaşı onu yarı yolda karşıladı. Kahvesini aldıktan sonra sıcak içecekten bir yudum aldı ve Jimin'i süzmeye devam etti. Sarışın her şeyden habersiz kollarını korkuluklara yaslamış, hafif rüzgarın saçlarının arasından geçişini hissediyordu.
"Ee, nasıl gidiyor?"
"Ne nasıl gidiyor?"
Taehyung hafifçe Jimin'e kol attı. "Jungkook ile işte. Hani birlikte yaşıyorsunuz ya,"
"Biz birlikte yaşamıyoruz Tae. Sadece birkaç gün için yanındayım. Evimin halini biliyorsun..."
"Onun sadece bir bahane olduğunu da biliyorum. Doğruyu söyle. Hiç açılmadı mı konusu?"
Jimin omuz silkip kahvesinden bir yudum aldı.
"Ciddi ciddi seviştiniz ve bunun üstüne bir kere bile konuşmadınız mı Jimin? İki ay oldu, tanrı aşkına."
"Şöyle söyleyip durmasana! Kazaydı o. Ve tıpkı dediğin gibi, iki ay oldu. Koskoca iki ay. Geride kalıp giden küçük bir hataydı."
"Küçük bir hata... Jungkook böyle söylediğini duysa ne hissederdi acaba?"
Jimin yüzünü buruştururken arkadaşının muzır suratına baktı. "Senin amacın beni kötü hissettirmek falan mı bu gün?"
"Dost acı söyler diye boşa dememişler. Üstelik senin için söylüyorum. Bir an önce kendine gel diye."
"Ben gayet de kendimdeyim Taehyung."
"Hiçbir iki arkadaş sevişip de üstüne bir kere bile konuşmadan konuyu kapatmaz Jimin. Dostluğunuzun gücünden bu kadar eminsen doğru düzgün açıklama neden yapmıyorsun?"
"Bir açıklamaya ihityaç yok da ondan. Oldu ve bitti, üstelik kimse bunun hakkında düşünmüyor bile. Bir daha gündeme getirip arayı germeye ne gerek var ki?"
"Şu söylediğinin ne kadar mantıksız olduğunun farkında mısın acaba? Ne demek açıklamaya ihtiyaç yok, Jungkook her sarhoş olduğunda yanlışlıkla sevişip sonra açıklama yapmadan devam edebileceğin biri mi?"
"Taehyung! Huzur dolu bir sabah istiyorum sadece,"
"Huzurunu kaçıracak bir şeyler varsa kesinlikle açıklamaya da ihtiyaç var..."
"Sen kendi işine baksana, aptal."
"Jisoo ile benim işler gayet güzel gidiyor bir kere. Dünyanın en güzel kızını bulmuşum, üstelik aramızda arkadaşık ve aşk adına çekilmiş bir çizgi de yok... Bazılarının aksine,"
"Jungkook benim en yakın arkadaşım Taehyung. Şöyle söyleyip de asabımı bozma benim,"
"Ne güzel arkadaşlıkmış." Taehyung dudaklarını büzdü. "Ara ara sarhoşken geçen o can alıcı saatlerin görüntüsü düşüyor mu zihnine? Hm? Filmlerde sarhoşken yaşananlar hep böyle hatırlanırdı."
Jimin dişlerini sıktı. O küçük küfürbaz ağzıyla Taehyung'u bir güzel azarlamak istiyordu. Söylediklerinin bu kadar rahatsız edişinin sebebi, her birinin doğru oluşuydu ve bunu biliyordu.
Hatırlıyordu. Lanet olsun ki hatırlıyordu. Gerçekten o kadar sarhoşken küçük ayrıntıların bile aklına düşmesi normal miydi? Sisli birer görüntünün ardındalardı, bir rüyayı anımsamak gibiydi ama her bir şey aklındaydı Jimin'in. Unutabilmeyi dilerdi. Tıpkı Jungkook gibi aklından silebilmeyi dilerdi. Böylece tek başına uyandığı o sabah kendisi için çok daha az acı verici bir hale dönüşebilirdi. Yumruklarını sıktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
our night like a light •ʲⁱᵏᵒᵒᵏ
Fanfiction(tamamlandı) On yılı aşkındır süregelen dostlukları, bir gece ansızın sarhoşluğun verdiği etkiyle gelineceğini hiç düşünmedikleri o noktaya sürüklenmişti. Jungkook içindeki duyguların gün yüzüne çıkışını daha fazla bastıramıyordu. Jimin ise çareyi h...