14.Bölüm

29 2 0
                                    

Bu bölümü bana destek çıkan tek yanımda olan birisine adadım birazcık kısa olabilir çünkü şu anda saat 3.30 ve ben bu bölüm için uyumadım ,yorgundum ve çok uykum olduğu için bu kadar yazabildim.Lütfen kusura bakmayınn <33

∆~∆~∆~∆~∆~∆~∆~∆~

Hayalin bittiğinde hayatın sona erer ,inancın bittiğinde umudun sonra erer ,endişen bittiğinde sevgim sona erer bu yüzden hayal ,umut ve sevgi...

Bekleyen birisi için zaman ,sadece umuttu.


Yatağın üzerinde sırt üstü uzanırken sessizlik büyüdü, büyüdü, büyüdü ve bir an geldiği kulaklarımın sessizlikten patlayacağïnı sandım.


Kafamı hayır anlamında salladım babamın söylediği sözlerin gerçek olduğunu bilmek,daha ben doğmadan hayatımın bir savaş içerisinde olduğunu bilmek canımı acıtıyordu, alevlerin arasından çıkarılmış keskin bir kılıç kalbime ısısı ile bastırılıyordu daha yaşanmamış şeylerin, hayatımın yok olmasını istemiyordum kendi ölümümü izlemek , hayatımın sigara külü kadar önemsiz olup taneciklere ayrılıp uçup gitmesini istemiyordum.

Bir fincandaki kahve gibiydi hayatım bazen tatlı bazen acı ,ama çoğu yaptığım şey kendime acı çektirmekti, belki acıya dayana bilirdim ama bu benim acıyı hak ettiğimi anlamına gelmezdi.

Kolay anlatılıyordu acılar , kolay yazılıyordu ama kolay yaşanmıyordu hayatındaki rengi,mutluluğu , duygulara diş geçirip emiyordu onları,sanki bir uçurumdan aşağı düşüyormuş gibi ,ama yere çakılamıyorum sürekli düşüyormuş ,sürekli asılı kalıyormuş gibi alışıyorsun ama sürekli bir iç sancısı.

Unutamıyorsun , sadece zamanla alışıyorsun

Gözümdeki yaşlar birbirini beklemeden gözümden yuvarlanıyor çenemden yatağa düşüyordu. Bunları hak etmediğim halde yaşamak çok zor geliyordu.

Düşüncelerim yüzünden ağlamam şiddetleniyordu ve yerini koca hıçkırıklara bırakıyordu yatağımdan hızla kalkıp eşyaları, çerçeveleri, yatağı sandalyeleri fırlatmaya başladım.


İçimdekileri etrafa, birisine , hayata kusmam gerekiyordu içimde birkiktirdiğim acıyı kusmam gerekiyordu.

Yere düşen eşyalar büyük sesler ile kırılırken ağlama seslerin, hıçkırık seslerim ile karışıyor ortaya bir facia çıkıyordu ellerim ile saçlarımı çekiyordum ,fiziksel acı canımı acıtmıyordu nasıl olsa içimdekinin yanında.

Etrafa baktığımda yerdeki cam kırıklarına umursamadan basıyordum,masanın üzerinde hiç bir yerde fırlatacak bir şey kalmadığını görünce sinir ile bağırdım. Yerdeki tam kırılmamış vazoyu elime aldım ve karşıdaki boy aynasına fırlattım.

Kapının sesini duyduğumda içimdeki öfkeyi attığım için rahatlamıştım ama ayakta duracak halim kalmamıştı. Yığılmak üzere olan bedenimi babam tuttu.

Kollarının arasına girerken elli ile başımı tuttu ve öptü,bu hareketi dahada ağlamamı arttırmıştı. Ona sarıldım,beni bırakmamasını ,beni tutup kaldırmasını ,ölümümü izlememesini istiyordum. Her zaman yanımda olduğunu bilmek ,beni öldürmek isteyen yaratıklardan koruduğunu bilmek istiyordum.

"Özür dilerim, Zena özür dilerim" ellerim ile ona sıkıca sarıldım.

"Dayanamıyorum" hıçkırıklarım konuşmamı keserken fısıldadım.

"Artık dayanamıyorum baba,bunları kaldırara bilecek kadar güçlü değilim" gerçekler ağzımdan dökülürken ,güçlü olduğum söyleyerek kendimi kandırıyordum.Herkes bunun farkındaydı.

"Sen güçlüsün Zena ve güçlü de olacaksın, birlikte üstesinden gelicez" dedi ve anlımı öptü.

Kendimi boğulurken izlemek kadar kötü birşey yoktu, umutsuzca durmuş bana uzanacak bir dal parçası bekliyordum.Uçurumun kenarında ,bir kanat bekliyordum. Uçurumları sevenlerin kanatları olması gerekirdi, benim kanatlarım, beni taşıya bilecek kadar güçlü değildi.

Uyandığımda yerdeki kırık camlar gitmişti ne zaman uyuduğumu hatırlamıyordum.


Kafamı kaldırmam ile ağlamanın sonucu olan baş ağrısı yüzünden yüzümü buruşturdum en nefret ettiğim hastalık grip ve baş ağrısıydi hiç bir şey olmamış gibi yataktan kalktığımda hissettiğim sıvı ile gözlerim büyüdü ,yatağa baktığımda gördüğüm renk karşısında gözlerim büyüdü ve koşarak banyoya gittim.

Yaşadığım olaylar ve onun üzerine gelen özel gün karşısında bir kez daha sinir kustum.

Sıcaklığın verdiği rahatlık ile karın ağrım dinmişti, bu halde dışarıya çıkmayı sevmezdim ama mecburdum saate baktığımda sekize geldiğini gördüm.

Cidden kaç saat uyumuştum ?

Yaptıklarım ağlamam , hiçkırıklarım sanki hiç biri olmamış hepsi bir rüyadan ibaretmiş gibi geliyordu,ama hepsi acı gerçeklerdi.

Kapıdan çıkarken babam gile açıklama gereği duymamıştım, onlarda sorma gereği duymamışlardı ki temiz hava alma ihtiyacım olduğunu biliyorlardı. Yaşadığım şeyler yaşayacağım şeyler kolay değildi, her gün ölme korkusu ile uyanmaya alışmak dışarıda ölüm ile karşı karşıya kalma fikri kolay değildi.

Soğuk hava yüzüme çarpıyor ,her içime çektiğim nefeste üşümemi sağlıyordu.

Üşümek;

benim en sevdiğim durumlardan biriydi , burnun ucunun kırmızı olması , ellerinin soğuktan uyuşması , o anlık soğuktan başka birşey düşünmemeni sağlıyordu.

Uzaktan gördüğüm siyah cip gelirken nedense heyecanlandım.

Yanımda durduğunda içeri girdim.Klima her zamanki gibi çalışıyordu, bu beni düşünerek yaptığı büyük bir incelikti.Beni gerçekten koruyordu , gözülüyordu kendisi için yapmayacağını kısa sürede olsa anlamıştım çünkü suratindaki ifade onu yenilmez ve hiç bir şeye ihtiyacı yokmuş gibi gösteriyordu ,kendini bu kadar üstün görmesine şaşırıyordum ,egosu biraz büyük birisiydi.


"Nereye" dediğimde el frenini çekti ,bende o sırada sıcaklığın verdiği rahatlık ile üstümdeki fazlalıklardan kurtuldum.


"Sana bir kaç şey öğreteceğim"

Bana bir kac şey öğretecekmiş.İçimdeki heyecan büyürken gideceğimiz yere çabuk varmak için yerimde kıpırdandım.


Kapı büyük bir metalden yapılmıştı. Bir mağra gibi bir yere gelmiştik baya gizli olmasını istediği için sanırım ormanın içinden bir yer seçmişti.

Şifrelerini bilmediğim bir kaç şifre yazdı ve kapı değişik bir ses çıkarıp açıldı..

İçerisi soğuktu ve buda karnımdaki ağrıyı ortaya çıkarıyordu şu anda bir aksilik çıkmaması için dua ettim.


Betondan zemin üzerinde yürürken ayakkabılarımın sesi sanki topukluymuş gibi ses çıkarırken rahatsız oldum içerisi bomboşdu , Jase baktığımda odada bulunan başka bir kapıya yöneldiğini görünce yanına ilerledim.

"Ne yapacağız burada"dediğimde kapı aynı ses ile açıldı.

Kapı yavaşça açılırken boğazımdan akmaya hazırlanan tükürüğüm ile boğuluyordum.

Duvarda gördüğüm demirden yapılmış normal bir insanın eline gogörere biraz daha büyük ok ile yay duran duvara bakarken buz kesildim

Ciddi miydi bunu mu öğrenmeye gelmiştik ?

BİLİNMEYENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin