7

805 52 10
                                    

Jennieden
Sabah yüzüme vuran güneş ışığıyla huzurlu bir biçimde uyandım.
İlk defa böyle huzur duyuyordum.
Lisa ise çoktan kalkmış makyaj yapıyordu.
-Lisa temizlik yapmaya güdeceğiz farkındasın değil mi?(jennie)
-Farkındayım.(lisa)
Rujunu sürdükten sonra bana döndü.
-Ama jungkook beni güzel görsün.(lisa)
Tebessüm edip aynada kendime baktım.
Bir rimel bir dipliner yeterdi.
Saçlarımı at kuyruğu yapıp siyah şort siyah büstiyer giydim.
Dişlerimi fırçalayıp yüzümü yıkadım.
Makyajım da bitince tamamdım.
Lisa hariç herkes kahvaltı sofrasındaydı.
-Günaydınnnn!(jennie)
-Aigooo günaydın meleğim.(nine)
Nine gerçekten enfes yemek hazırlıyordu.
Aşırı iyi biriydi ve üzerimize titriyordu.
-Bağlamış karaları yine.(jimin)
-Harbi jennie hiç renkli kıyafetin yok mu?(jungkook)
-Baksana ne biçim yiyor zayıf göstermek için giyiyordur.(jimin)
Ağzımı tıka basa dolu olduğu icine yutmakta biraz zorlandığım doğruydu  ama çok yemiyordum ki.
Tamam tamam.
Belki birazcık yiyorum.
Azıcık.
Lokmamı bitirince derin bir nefes aldım.
-Sen yanımdayken gözlerim için cenaze töreni gibi de ondan.(jennie)
Jungkook ve Lisa hayvan gibi gülerken jimin ters ters bakıp yemek yemeye devam etti.
Umarım çarpılmam.
Nine gülümseyip sırtımı sıvazladı.
-Ye kızım,istediğin kadar ye Shin Hye.(nine)
Shin Hye mi?
-Nine?(lisa)
Bir anda gözleri dolunca kafasını öne eğdi.
-Jennie kızıma benziyorda.(nine)
Büyük ihtimalle kızı şehirde olmalıydı.
Köyde genellikle yaşlı nüfüs vardı çünkü.
Kahvaltımız bitince belediye binasına gittik.
Görevli bize malzemeleri verip yapmamız gerekenleri söyledi.
Jimin ve ben ilk önce kapıları silmeliydik.
Jimin kapıları silerken bir yandan  ona bakıp onunla dalga geçen kızlara sinirleniyordu.
-Al gitti işte.(jimin)
-Ne gitti jimin?(jennie)
-Karizmamın içine sıçtınız.(jimin)
Kovayı alıp sinirli sinirli içeriye girdi.
Bu haline tebessüm edip arkasından koştum.
Kolumla kafasını yere eğdim.
-Merak etme evde kalmazsın ben seni alırım.(jennie)
-Ne?(jimin)
Ben kafasını bırakıp direk odaya koştum.
Afferim jennie potların en iyisini kırdın.
Bravo.
Afferim.
-Sen beni mi alcaksın?(jimin)
-Ben? Seni? Saçmalama!(jennie)
Aynen birde hece hece söyledin.
Direk ben sana iki yıldır aşığım de ne uğraşıyorsun.
O bu halime gülerken ayak sesleri geldi.
Masanın üstünde yazan isme baktım.
"BAŞKAN- PARK WOO BİN."
Kesinlikle bu odaya girmemiz yasaktı ama dalgınlıkla girmiştik işte.
-Sıçtık.(jennie)
Jimin hemen bileğimden tutup beni ceketleri astıkları dolaba girdi.
İçeriye başkan ve görevli girince elimle ağzımı kapattım.
Jimin ise ufak aralıktan onlara bakıyordu.
-Bu baş belaları nerden çıktı?(başkan)
Korktuğumu anlamış oldu ki elimi tutmama izin verdi.
Elini sımsıkı tutuyordum.
-3 aylığına burdalar.Odanızına girmediler.(Görevli)
-Sakın ama sakın buraya girmesinler.(başkan)

LostHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin