Alarm'dan 5 dakika önce uyanmanın garip duygusu ile savaşıyordum. Normalde ''ölene kadar uyku,daha fazla uyku, daha daha fazla uyku'' ilkesini edinsem de saçma bir şekilde erken uyanmak güzel hissettirmişti. Şimdi dedemin neden sabahın 5'inde enerjik olduğunu daha iyi anlamıştım. Ama eminim o benim şuan yaptığımı yapmıyordu. Gördüğüm rüyayı hatırlamaya çalışmak. Belki de bu hayatta yaptığım en gereksiz şeydir, bilemiyorum. Beni etkilediği çok belliydi. Öyle ki, yatakta cenin pozisyonunu almış, biraz da olsa ağlamıştım. Ama sorun şuydu ki ne olduğu hakkında hiçbir fikrim yoktu. Normalde de kolay kolay ağlayabilen bir insan değildim. Bir rüyanın beni bu denli etkilemesi kulağa garip geliyordu. Çünkü bilirsiniz, onlar sadece hayaldi. Yarına unutacağım, hiçbir zaman yaşayamayacağım hayaller. Belki de mutluluktan ağlamıştım. Gerçek hayatta olamadığım bir şekilde....
Düşüncelerimden arınmaya çalışırken sonunda zilin sesi duyuldu. Muhtemelen şuan yeni uyanmış olsaydım 10 dakika daha erteler ve işe zor yetişirdim. (10 dakikanın çok uzun bir süre olduğunu düşünmüyor olabilirsiniz. Öyleyse neden bir işle meşgul iken başkası sizi çağırınca '' sadece bir dakika bekle'' diyorsunuz? bu size çok uzun bir vaktiniz varmış gibi hissettiriyor olabilir.Ama ben hiçbir zaman insanlardan bir dakika istemedim. Çünkü hayat bunun için çok kısaydı. En azından öyle düşünüyordum.) Günümün erken başlamasına her zaman lanet etsem de bunun pek de iyi bir fikir olmadığını anlamış oldum. Öte yandan zil sesimin beni etkileyen bir şarkı olması çok güzeldi. Hiphop gibi olmasa da enerji veren bir havası vardı. Benim için bu yazın favorilerindendi.
Artık uyuşukluğun yeterli olduğunu düşündüğüm için sıcacık battaniyemi üzerimden atmak zorunda kaldım. Evet yazın ortasındaydık ve battaniye kullanıyordum. Bu kışın dondurma yemem ile kıyaslanabilirdi. Çok geçmeden ayaklarıma ponponlu ev terliğimi geçirdim. Genelde bu tarz şeylerden nefret etsem de dedemin doğum günü hediyesi olduğu için atmaya kıyamadım. Biraz sonra ayağa kalktığımda pencereyi açıp odayı havalandırmak istemiştim ki yatağımın kenarındaki aynada kendimi gördüm. TANRIM!! Gerçekten berbat haldeydim. Gözaltı morluklarım kilometrelerce uzaktan farkedilebilirdi. Güzel bir uyku çekmenin cezası mıydı bu?? - tabi eğer güzel denilebilirse-Daha fazla dayanamayıp banyoya koştum. Hemen bir şeyler yapmalıydım. Kendimi pek önemsemesem de insanların beni nasıl gördüğü önemliydi. Şu dış güzellik önemli değildir saçmalığı çalıştığım yer için geçerli değildi. Özellikle bugün iş çıkışında...
***********
KİTABIN BU KISIMLARI PEK HEYECANLI OLMASA DA KURGU SONRAKİ BÖLÜM HAREKETLENİYOR. OKUMAYA DEVAM EDİN :0