⚘BİRİNCİ İHLAL⚘

282 54 51
                                    


Kapalı parkurda elime aldığım halatları yukarı aşağı doğru sallarken bize zorunlu olarak verilen egzersizleri sırasıyla yapıyordum. Kendimi işeme o kadar kaptırmıştım ki sadece yapmam gereken 2 egzersiz kalmıştı. Yan tarafımdan gelen ani sesle beraber oraya doğru baktığımda gözüm az önce koridorda koluna çarptığım Luhan adındaki çoçuğa kaymıştı. Kendi kendime içimden acaba "özür dilemem gerekir miydi" gibi düşünceler geçirirken aynı zamanda egzersizlerime kaldığım yerden devam ediyordum. Bana baktığını gördüğümde bende yaptığım işten kendimi uzaklaştırıp ona doğru dönmüştüm.

"Şey, merhaba."

Sakin ama bir o kadarda kalın sesi ile beraber benle konuşmaya başladığında şimdi tam olarakta özür dilemem için harika bir zamandı diye düşündüm. Bu yüzden hemen söze atılıp direkt ağızımdaki baklayı çıkardım.

"Cidden çok özür dilerim.
Yani... Koluna çarptığım için."

"Merak etme çokta acımadı zaten."

Benle konuşurken gözünde gördüğüm masumluk duygusu ile beraber onun ne kadarda iyi kalpli biri olduğunu anlamam çokta uzun sürmedi. Güzel düşünceli biri olduğu buradan bile bakılınca anlaşılıyordu. Bu yüzden sanırım Merkez Binasında geçireceğim kötü günlerde bile en azından rahat hissedebileceğim birini bulmuştum. Fakat onla konuşmak benim için ne kadar güzel olsada prosedürden dolayı kimse ile yakınlaşmamam lazımdı. Sözüm diğerleri içinde geçerliydi. Bu yüzden ona son bir kez bakıp gülümsedikten sonra önüme geri dönerek egzersizlerimi tekrardan yapmaya devam ettim. Benim aksime bazı kişiler egzersizlerini erkenden bitirdiği için salondan çıkıyor, bazıları ise hala parkurda kalıp yerde oturarak dinleniyordu. Son bir tane hareketim kaldığında alandaki herkes yavaş yavaş gitmeye hazırlanırken hızlı bir şekilde işimi bitirip onlar ile beraber dışarı çıktım. Çalışanlar kıyafetleri ile kapının önünde durup hepimizi bekleyerek sayım yapmaya başladığında elimize küçük mavi kartlardan vererek odalarımızın yolunu gösterdi. Tek kişilik olan ve bizden başka birinin girmesinin yasak olduğunu odalarımıza doğru yürürken hala aklımdan neden bu yerde bulunduğunu düşünüyordum. İşte tam olarakta bu yüzden buradayken dikkatli olmam gerektiğini altına çizerek dile getirmiştim. Çünkü ne olursa olsun delirip görevimi yarıda bırakarak eski rahatsız edici evime geri dönemezdin.

Bu yapamazdım.




Odamın kapısının önüne geldiğimde elimde tuttuğum mavi kartı kaldırıp kapının yanındaki cihazın üstüne tuttum. Ama kapım bir türlü açılmak bilmedi. Üst üste 10 kere denedikten sonra pes edip etrafıma baktığımda benle aynı sorunu yaşayan bir kişiyi daha gördüm. Elimdeki kartı havaya kaldırıp üzerine doğru bakınca burada yazan adın benim olmadığını fark ettim. Kartta Kyungsoo yazıyordu. Tahminlerime göre ise çalışanlar bir kaç kişi uzağımda olan çocuk ile kartlarımı karıştırmış olmalıydılar. Onun olduğu tarafa bakarken oda aynı şekilde bana bakmaya başladığında elindeki kartı yukarı kaldırıp omuz hizasına getirerek salladı. Yüzünde oluşturduğu bir kaç mimik ile kartı göstererek bu senin mi dedi. Bende kafamı sallayıp benim olduğunu söyledim. Sonrasında çocuk yanıma yürüyerek kendi elindeki kartı ellime tutuşturdu ve benim elimdekini kendi avuç içine alaraka odasına doğru geri gitti. Bense o gittikten sonra arkamı dönüp kartı cihazın üzerine koyarak kapının açılmasını bekledim. Fakat yanımdaki odanın kapısı aniden açılıp içerden iki kişi yere düşünce bir anda korkudan elimdeki kartı yere atıp olduğum yerde dona kaldım. Burada bulunduğumuz süre boyunca uyulması zorunlu ve en önemli olan tek kural buydu. Kimse ile yakınlaşmamak. Ve o iki kişi yüzünden başımın derde girmesini istemiyordum. Zaten bir kaç dakikaya kalmaz çalışanlar gelip yaka kartlarını alarak o iki kişiyi dışarı çıkartıcaktı. Bu yüzden içinde bulunduğum durumu hiç takmadan odama girmeye çalışırken ani bağırışma sesleri ile beraber kafamı yere düşen ikiliye çevirip onlara bakmaya başladım.

"Ne yaptığını bak aptal! Senin yüzünde yakalanacağız şimdi!"

"Benim yüzümden mi? Senin hareketlerin yüzünden bu hale düştük zaten!"

O kadar sinirli bir şekilde bağırıyorlardı ki kavgaya dikkatimi vermekten çok yaka kartlarındaki adlarına odaklanmıştım. Altta olan çocuğunun adı Kai, üstekinin ise adı Sehun'du. Ayırıca bu iki çocuk koridorda Chanyeol'un yanında gördüğüm kişilerdi. O sırada belkide arkadaşlardır ve buraya birlikte gelmişlerdir diye düşündüm. Fakat dediğim gibi hiç bir kavgaya ve olaya karışmak istemiyordum. Bu yüzden kendimi hemen buradan uzaklaştırmam lazımdı. Çünkü şu anda çoğu kişi odasından çıkmış bir şekilde kapılarında kavganın olduğu tarafa bakıyordu. Bende onlara bakmaya başladığımda gözüm ilerideki koridordan bu tarafa doğru hızlı bir şekilde gelen Chanyeol'u gördü. En sonunda bulunduğumuz alana geldiğinde yerdeki ikiliye bakıp olayı fark etmiş olmalı ki bir anda ben daha bir tepki bile veremeden kolumdan tutup beni ani bir şekilde kendine çekerek yere doğru fırlattı. Ve üzerime çıkarak Sehun adındaki diğer çocuk ile beraber "Yardım edin kriz geçiriyorlar" diye bağırmaya başladı. Ben o an olayın şoku ile altında bayağı bir tepinmeye çalıştım. Fakat bağırma seslerini duyan çalışanlar bulunduğumuz kata hızlı bir şekilde gelip beni ve yanımda duran diğer çocuğu alarak kontrol için bir yere götüreceklerini söyledi. Bense geldiğim ilk güne lanet edip arkamdaki ikiliye öldürücü bakışlar atarak koridorda yürümeye devam ettim.

O sırada yan tarafımdaki kapıdan bize bakan Kyungsoo'yu gördüm. Ağzını oynatarak bana her şeyi gördüğünü ve çalışanlara gizlice anlatacağını söyledi. Bense o anlık içimde büyük bir rahatlama duygusu oluştuğunu hissettim ve en azından doğrular ortaya çıkınca yaşananlar benim üstüme kalmayacak dedim.




→ Tekrardan soruyorum hangi çiftleri görmek istiyorsunuz? Bu arada sadece sayılı üyeler için geçerli bu söylediğim. 2 çift filan yapmayı düşünüyorum zaten. Çünkü diğerlerini dost olarak yapıcam.

→Bu arada şu anda kitapta akışa göre daha hiç bir çift yok. Yani bölümleri o şekilde düşünmeyin.

↳Vote sınırı 35
↳Yorum sınırı 35,40

 Vínculo de amor Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin