Agena

325 60 19
                                    

"yine atlamaya çalıştığını söyleme sakın!"

gözlerini devirerek arkasına döndü ve homurdandı.

"hayır, seni bekliyorum. mâlum, dans edeceğiz."

az önce sitem eden kızın keyifle gülümsediğini gördü ve elini uzattığını. kendisine uzanan eli tutmadan indi oturduğu korkuluksuz kısımdan. bu sırada beyaz saçlı kız da radyoyu kurcalamaya başladı.

"haydi, başlayalım."

elleri hafiften titreyen genç kız, kendini beyaz saçlı kızın kolları arasında buldu bir anda. kalbi neden tekliyordu? eceli mi gelmişti, burada, beyaz saçlı kızın gülümseyişine takılı kalmışken?

"şş, heyecana gerek yok."

kendini sakinleştirmeye çalışarak gözlerini devirdi.

"heyecanlanmadım."

"hıhım, evet. ellerin belimde olacak, dik durmalısın. hayır, hayır, dizlerini bükme. ayak parmakların üzerinde durma, tabanların yere değecek. müziğin ruhuna değdiğini, bedenini okşadığını hisset."

"olmuyor işte!"

kendini geri çekip çatının ucuna doğru ilerledi. derin bir nefes alarak sekiz kat aşağısına baktı. travma sebebi olmayı boş verip atlamayı istedi.

"pes edersen elbette olmaz. kimse hiçbir şeyin kolay olacağını söylemedi ki."

"dans etmek umrumda mı sence?"

kendine mesken ettiği kısma oturup ayaklarını aşağı sarkıttı. birkaç saniye sonrasında biraz uzağına oturan bedeni farketse de dönüp bakmadı.

"şey, adın ne?"

birkaç gündür başına belâ olan kız adını bilmiyor muydu? sonra farketti, genç kız da beyaz saçlı kızın adını bilmiyordu.

"yok benim adım," duraksayıp yutkundu. "senin adın ne?"

sâhi neydi adı? kendisi de bilmiyordu.

"benim de adım yok."

başını çevirip, ilk defa baktı beyaz saçlı kızın gözlerine. sanki ismini arıyordu, sanki geceden bir parça çalmış kızın gözlerinde bulacaktı isimlerini. genç kızın gözleri sabahki gök rengi gibiydi. açık mavi, puslu. gece gözlü kızla, gün gözlü kızın gözleri birbirine takıldı ve geceyle gün çarpıştı. ânı bozmaktan korkarcasına fısıldadı.

"verâ."

gün gözlü kıza dalan gece gözlü kız irkildi.

"hım?"

"adın, verâ olsun."

gülümsedi, verâ.

"adın, efsun olsun."

gülümsedi, efsun.

çizdiğim resimleri tanrı değil, ben boyadım.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin