2

85 51 15
                                    

Offff olamaz ya yine mi!!!

Yine perdenin tamamını çekmeyi unutmuştum. Perdenin tamamını çekmediğim için gözüme güneş ışınları bol bol gelmişti. Eee haliyle uykumun kaçmasına sebeb olmuştu. Yüzümü yıkamak için yataktan kalktım. Bu sırada saate bakmak için de telefonu elime aldım.

12.30

Oo baya uyumuşum. Zaten bugün hafta sonuydu. Annem babam işte gitmiş olmalılar.

Bu arada kendimi tanıtmayı unuttum hemen başlıyorum:

Ben öykü, öykü karayel. 17 yaşında tipik bir lise öğrencisiyim. Zayıf ince belli fizigi güzel herkesi peşimde koşturacak güzelliğe sahip...... demek isterdim ama öyle biri değilim. Yaşıma göre çok kilolu biriyim. Çok yemek yiyen biriyim saatte bir sürekli yemek yerim. Karnım doymak bilmez. Tabiri caizse şişman biriyim. Fiziğim iyi değil ince belli değilim tam tersine çirkin biriyim. Ama ben kendimi seviyordum. Insan kendini her halde sevmeli öyle değil mi?

Bir tane kardeşim var adı ipek. Ipek karayel ben nasıl isem o da benim tersim ben şişman o zayıf, ben kalın belli o ince, ben her daim yemek yiyen, o ihtiyacı olduğu kadar yiyen, ben çirkin o ise güzel hemde çok güzel. Hayatımda ki herkes zayıf sanırım. Benim gibi olan biri yok. Boğazıma dur diyemiyordum. Son 3 senedir böyleyim. Liseye başladığımdan beri diğer senelerde çok zayıf değildim ama şimdi baya bi kiloluydum.

Annem babam kardeşim beni kaç defa uyardıysa da ben onları dinlemedim. Hepsi " az yemek ye ilerde pişman olursun, bu kiloları veremezsin, dalga geçerler, aşık olduğun kişi seni sevmez..." bir insan neden sevdiği kişinin dış görünüşüne önem versin ki? Iç güzellik daha önemli değil mi bence iç güzellik daha önemli. Ben bu kilolari veririm değil mi ama içim kötüyse bunun bi tedavisi yoktu. Ama nedense kimse bunu anlamıyordu şuan herkesin istediği iç güzellik. Güzel olsun, ince belli olsun, güzel gözlü olsun, kendine dikkat etsin, yediklerine içtiklerine dikkat etsin, ihtiyaçlarımı karşılaşın..... görende sancak pazardan eşya alıyor. Neydi bu insanların derdi anlamıyorum. Neyse. Ha bu arada gözlerim güzel.

Zengin bir aileye sahiptim. Annem de babamda çalışıyordu, kardeşim farkli kolejde ben farklı kolejde. Ben öyle istemiştim eminim nedenini anlamıştırsınız.

Aslında kilolu olmak benim için bazen zordu, annem sergi açılışlarına kardeşim ile giderdi ben gitmek istediğimde" orada istediğin yemekler yok boşver evde otur" her zaman böyle derdi. Her sergide. Sanki anlamıyorum anlamayacak kadar aptal değilim. Şişman olduğum için yanında istemiyor. Annem güzel bir kadın ince belli, yediğine içtiğine dikkat eden, yürümesini oturmasını bilen biriydi. Beni soran olunca kızım dememek için götürmüyordu. Ben de zaten gitmek istemiyordum. Sadece bir kere istedim ondada o cevabi duydum. Odama gidip saatlerce ağlamıştım. Ama yinede zayıflamak istemedim. Tam tersine daha da kilo almak istedim. Beni annem bile bu halde istemezken kim isterdi ki?

Babam da yakışıklı genç biriydi. Tam annem ile denk biriydi. Kardeşimi okula götürür hatta bazen yemeğe giderlerdi bende evde otururdum o zaman da bahane hazırdı" kızım orada ne yapacaksın boşver evde otur" ee siz ne yapacaksanız onu yapacağım. Hiç unutmam bir keresinde kardeşim annem babam evden çıktılar. Beni markete yolladılar para verip istediğimi almam için bende safım ya gittim. Eve geldiğimde evde yoklardı. Mesaj atmışlardı" biz kardeşinin okuluna gidiyoruz toplantı var" bende inanmıştım. Sonra aldıklarımı yemeye başlamıştım 1 saat Sonra telefonu elime alıp instegrama girdim kim ne atmış diye sonra kardeşim ipek bir story atmıştı. Yemek masasını çekmiş " aile ile yemek sefası" hemen engelledim gördüğümü görmesin diye, o da unutmuştur büyük ihtimal. O gün hiç yemek yemedim sadece ağladım. Gözlerimde yaş bitene kadar ağladım. Sonra da uyudum. Beni seviyolardı hissesiyordum ama benim ile beraber biryerlere gitmek istemiyolardi bunu bildiğim için hiç bir yere gitmek istemedim şuraya gidelim buraya gidelim diye. Kıyafet alirken de tek gidiyorum bazen de sinem ile beden bulmakta zorlansamda sonunda buluyorum. Evet zordu ama ben böyleydim beni böyle istemiyorlar ise git demeleri yeterdi giderdim arkama bile bakmadan...

Yüzümü yıkadıktan sonra aşağı mutfağa indim. Kahvaltılıklari masaya çıkarıp çay suyu koydum.

Bugün ne yapsam acaba kardeşim ipek nerdeydi arkadaşları ile yine dışarda mı? Hep gezme peşinde para harcama peşinde bu nasıl iş anlamiyorum biraz evde otur kızım demeye kalmadan ses geldi

İ-lan yine mi yemek yiceksin

Bu kızı öldürmek istiyordum, sürekli yememe laf ediyo dövcem dövemiyorum bir yerine birşey olur diye ama illa dayak arıyor

Ö- sanane ipek senin paranı mı yiyorum dayak arama odana git

İ- benim param değil ama az ye hayvan yakında kapıdan giremicek hale gelceksin utanıyorum senden UTANIYORUM

Ö- sanane ipek bak ağzına sıçarım oraya gelirsem bas git bir daha tekrarlatma yerim sanane kapıdan geçemem SANANE

İ- aman bende meraklı degilim sana şişman

Ö- ipek sınırını aşma ben sana hiç evlatlık diyor muyum

İ- hahaha komik ablam var ne mutlu bana

Ö- hahahah mal bi kardeşim var ne üzgün bana

Nasıl kardeş bu kafayı yedirir insana. Daya yemeden bıkmadı ben onu dövemkten bıktım o yemekten bıkmadı.

Çay suyu kaynamıştı. Çayı yapıp oturdum yemek yemeye başladim. Yine çok acıkmıştım. Bu sefer konuşan iç sesim oldu

Hiç doymadın ki kanka

Ha sen çok biliyosun aptal iç ses sende sus.

Evet hergün böyle değildi tabi genelde kardeşim evde olmazdı, genelde para harcıyor olması lazımdı ya da sevgilisi ile. Evet 9. Sınıfa gidiyor ve sevgilisi var hemde taş gibi çocuk aynı okuldalar aynı şekilde o da biz gibi zengin babamlar bu yüzden kabul etti. Onlara göre zengin olması önemliydi şan şöhret bunlar olsun yeterdi. Kardeşim de hep böyle düşünürdü, ben evlatlık miyim bilmiyorum ben farklı düşünüyorum. Her şey para değildi her sey şan şöhret değildi. Para gelip giderdi para dediğin ne ki para ile mutluluk olmazdı. Asıl önemli olan sevgi mutluluktu bunlar olmadıktan sonra para neye yarardı değil mi?

Kahvaltımı yaptıktan sonra odama çıktım. Odamda müzik dinlemek iyi olacaktı ya da instada takılmak ne yapsam bilemedim en iyisi hepsini yapayım ya da kitap okumak.

Odama çıktıktan sonra düşüncelerimin hiçbirini yapmayacaktim. En iyisi bahçede oturmaktı. Üstüme şal aldıktan sonra bahçeye indim. Kardeşim evden çıkmış olmalıydı aman gitsin de nereye giderse gitsin.

Bahçeye indiğimde hava biraz soğuktu. Güneş vardı ama ısıtmıyordu . Yanıma birde kitap almıştım kitap okumak beni mutlu ediyordu orada ki aşklar güzeldi gerçekti sonunda mutlu oluyolardı, kitabin ortasında kavga etseler bile sonunda mutlu olup evlenip gidiyorlardı aynı şekilde dizilerde öyleydi bize heyecan vermek için iki eksiyon verirler sonra hop mutlu aşk. Seviyorum bunları.

Ama gerçek hayat böyle miydi bilmiyorum; mesela sinem sevgilisi ile yakışıklı diye yanına yakışsın diye sevgiliydi ya da kardeşim parasi vardı zengindi aileme yakışan biri olduğu için seviyor olabilirler ama bazı sebepler için birliktelerdi. Ben böyle birşey istemiyordum parası olmak zorunda değildi, ya da yakışıklı benim için önemli değildi, içi güzel olsun.

Çok sevdiğim bir roman yazarının cok sevdiğim bir sözü var:

Sevmek, güzel birinde aşkı aramak değil, o kişide bilmediğin bir zamanın beklenmedik bir anında kendini bulmaktır.

Bu sözünü hep söylerim. O kadar doğru bir söz ki. Sevmek şimdi basit oldu seviyorum diyip 2 gün sonra ayrılmalar ya da sırf çıkarları için beraber oldular. Şuan sinem ve kardeşimde olduğu gibi.

Kulaklığımı odadan alıp, evin anahtarını da alıp evden çıktım. Sokakta gezmek iyi olacaktı. Hep kalori yakardım sonra ic sesim konuştu

Yaksan nolur eve gelince kat kat alırsın

Haklısın ama yapcak birşey yok. Sevdiğim müziği açıp sokak sokak gezmeye başladım. .....

Kitaba başlama tarihiniz?

Kitap hakkinda düşünceleriniz?

Öykü hakkında düşünceleriniz?

Öykünün ailesi sizce nasil biri?

Ön Yargısız (Aşk)    | ARA VERILDI|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin