Ayaz bana şaşkın bir şekilde baktı. Sonra psikopatça bir gülümsemeyle arabadan çekilip karşıma dikildi.
A: Severim ! 😊 Hemde çok severim
Dedi ve gözlerime uzun süre baktı. Bende kaçırmadım. Sonra
Ö: sana portakal suyu bitene kadar zaman veriyorum. Ya her şeyi tek tek ayrıntılarıyla anlatırsın yada suyunu içer gidersin Ayaz BEY.
A: Yok yok yok. Gitmek yok. Peşini bırakmam biliyorsun
Ö: seni takmam biliyorsun
İkimiz güldük ve ben kapının önünden çekilip Ayazı bahçeye aldım. O orda otururken ben portakal sıktım ve bahçeye çıktım. Masaya koydum ve Ayazın karşısına oturdum.
A: çok güzel eviniz var!
Ö: bence eveleyip geveleme çünkü süren başladı.
A:nasıl başlasam ya
Ö: 4 dakika ve 58 saniye
A: öykü bak ben sana asla ve asla yalan söylemedim. Söylemicemde. Evet, senden önce bir kaç
Ö: Bir kaç derken ?????
A: tamam tamam önüme gelen her güzel kızla takıldım ama asla düşündüğün şey olmadı. Aramadım sadece içimdeki o boşluğu doldurmak istedim. Ben kendimi o kadar gereksiz ve boş hissettim ki, sanki yaşamamım sebebi yoktu. Annem ve babam beni umursamıyor, hatta yüzlerini bile göremiyorum. En son ne zaman beraber yemek yedik sence ? İşte buda benim bu iğrenç şeyleri yapma sebebim. Tabi çok haklısın bu bir bahane olamaz ama bende farkındayım. Yani sayende. Hani seni o ilk gördüğüm an varya, orda aklımdan geçmedi seni parmağımda oynatmak. Sadece o iki manyaktan kurtarma istedim. Sonra o gözlerine baktım. Daha doğrusu içinde kayboldum. Seni tanımak sadece yanında olmak istedim. Sonra kucağımda uyuya kaldın ya işte o zaman seni sadece izledim. Ne kadar garip deme ? Bir an daldım ve gözümü kapadığımda yine sen vardın. Açtığımda sen. Sonra gittin. O an bana ne olduysa, bir an böyle tuhaf oldum. Kalbim kamaştı. Adını bilmeden sana o kadar ihtiyacım oldu ki. Seninle bir daha görüşememek korkusu sardı tüm bedenimi. Eve gittim ve yine her yerde sen vardın. Okulda seni gördüğüme o kadar sevinmiştim ki dünyalar benim olmuştu. Sonra bana sarıldın ya benim kalbim durdu. Hastanede o kadar korktum ki sana bir şey olacak diye ama sonra uyandın ve ağlamaktan gözlerin şişmişti. Sadece yanında olmak seni asla bırakmamak istedim. Beraber gittik. O uçurum varya, orasını kimse bilmiyor. Mete dahil. Seni oraya götürdüğümde o kadar mutlu oldum ki ve sonra senin o yüzünde küçük bir tebessüm gördüğümde yine kalbim atmaya başladı. Hemde çok hızlı. Sabah mete geldiğinde ve sen kaçtığında kendimden nefret ettim. Seni hayal kırıklığına uğrattım diye. Ama buraya gelme sebebim bu değil. Yani hislerimi ve o garip duyguları ortaya dökmek için gelmedim, senden sadece beni tanıman için bir şans daha dilemek için. Bana ne sorarsan asla yalan söylemicem. Ve söylemedim de. Hadi sor.
Ne diyeceğimi bilmiyordum. Sadece Ayaza şaşkın şaşkın baktım.
Ö: kaç ?
A: anlamadım
Ö: Ayaz kaç kıza yalan söyleyip tavladın
A: ehmm.. Çok
Ö: ne kadar çok ?
A: hatırlamıyorum.
Ö: Ayaz..
A: Gerçekten hatırlamıyorum.
Ö: En son kimleri. Yani iki haftaya kadar
A: Begüm, Nazlı, Jülyet, Mara, Şeyma işte
Ö: iki hafta dedim iki sene değil.
Ayaz bir şey demedi. Ve utanıp yere baktı.
Ö: Yuh diyorum, pes diyorum Yuh diyorum. ayaz koleksiyon mu yapıyorsun.
A: affettin mi ?
Ö: bir daha böyle bir şeye şahit olursam seni rezil ederim benden söylemesi ve seni mahv ederim ona göre
Ayaz kalkıp bana sarıldı. Karşılık vermedim. Ama kokusunu içime çektim. Beni bırakmamasını istedim. Nedense özlemişim. Sanki yıllar sonra kavuşmuş bir çift gibi hissettim.
Öm: ÖYKÜ ?
Abim işden erken geldi ve beni Ayazla gördü. Hemen Ayazı üstümden attım.
Ö: Abi ? E-er- erken gelmişin
Öm: Evet, bugün başka ameliyat veya toplantı yokmuş. Durumları bana bilgilendirecekmişler.
Bu kim ?A: Merhaba, ben Ayaz.
Öm: Ben Ömer, öykünün abisi. Şey siz, yani çıkıyor musunuz.
Ö: Abi !
Öm: utanma prenses 😂 ya Ayaz seni bir yerden tanıyorum herhalde
Ö: hani o ilk gece parktan aldın ya beni sonra o manyaklardan anlattım sana. İşte Ayazda beni onlardan kurtardı bide o ışık lambasından
Öm: Yani kahramanım diyorsun Öykü 😌
Abim biraz manyaklaşıyordu belli. Sanki içine genç biri kaçmıştı.
Ö: Abi Ayaz benim
Öm: tamam Öykü ben anladım. Sen bunun böyle olduğuna bakma yani geldiğinden beri tüm evi Ayaz diye çınlattı. Biraz utangaçtır sonuçta ilk sevgililisin. Neyse çifte kumrular ben yukarı çıkıyorum biraz iş güç işte. Öykü sana emanet
Der demez bana bi göz kırptı ve hemen içeri girdi. Ayaz kendini zor tuttu ve
A: Acaba nasıl çınlattın tüm evi Ayaz diye
Dedi ve kahkaha içinde boğuldu ve ben o kadar utandım ki ağzımdan sadece
Ö: ya sen gitmiyor muydun
Dedim. Ayaz bana yaklaştı ve benim nefesim kesildi. Kulağıma eğildi ve
A: artık ne anlattıysan
Dedi ve gülüp gitti. Arkasından adını bağırdım ve o bana sadece gülümseyip çıktı.
Ertesi sabah okul vardı. Ve benim canım hiç istemiyordu. Şimdi o olayı konuşacaklar falan hiç çekemem. Ama Ayazı görecem ! Bu düşünceyle hemen kalkıp duşumu aldım. Uzun bir eleme sonra kıyafetimi giyip kahvaltıya indim.Kimse yoktu. Sadece bir not.NOT: Günaydın prenses ! Ben erkenden çıktım merak etme bir şey olmadı. Sadece bir toplantıyı öne almışlar. Artık masadaki tostla meyve suyunla idare edeceksin. Seni seviyorum , Ömer !
Notu okurken tostumu yedim ve suyumu içtim. Geç kalmıştım ve tostun geri kalanını elime sıkıştırıp dışarıya çıktım. Kapının önünde...
Geç yayınladım biliyorum ama onun için biraz uzun oldu 🙈🌸 umarım beğenirsiniz 😌 Desteğiniz için teşekkür ederim ❤️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşkı kolay sanma ✌️❤️
De TodoTANITIM Öykü 22 yaşında ve Annesiyle Amerikada kalıyor. Babasını hiç görmedi çünkü o annesini Öykü doğmadan önce terk etti. Annesi başarılı bir iş kadını ve ACAR HOLDİNG'in sahibi.Bir abisi var adı Ömer. İstanbulda babalarının hastanesinde baş hekim...