Khalid Finn SŞWĞWŞSĞŞDĞSİĞS
...
İris: Nihakına beni çağıır sevgilimİris: İstersen şahiddiiiin olurum seninn
...
"Millie hazır mısın?" Aynadan son kez kendime baktım mini ve vücudumu saran bir elbise altına ise postal giymiştim. Saçlarımı ise salık bırakmayı tercih etmiştim. Elimdeki kırmızı ruju dudaklarıma sürdüğümde çantama attım ve dışarı çıktım."Hazırım." Yanıma gelip beni döndürdüğünde eteklerimden tuttum ve eğilip selam verdim.
...
Elimdeki bardağı kafama diktim ve karşıdaki masaya doğru ilerledim. Hafif sendelediğimde en yakın masaya tutundum ve dengemi sağladım. Noah yanıma geldiğinde masaya koyduğu yarısı dolu bardağı gözüme kestirip elimi yavaşca yaklaştırık bardağı kavradım. Tam ağzıma dikecekken Noah elimden alfı ve kendi kafasına dikti ve gülümsedi.
"Noah başım çok ağrıyor arabada biraz uyusam?""Sadece 1 saat sabaha kadar buradayız." Ona kafa sallayıp havadan attığı anahtarı tuttum ve cebime koydum. Çıkışa doğru yaklaşırken biri kolumdan tuttu.
"Ben de uyuyacağım malum sabaha kadar buradayız senin için sorun olur mu?
"Tabiki olmaz." Elini uzattığında tuttum ve arabaya ilerledik.
"Sadie, Noah hakkında ne düşünüyorsun. Aramızda."
Kesinlikle aramızda değildi.
"Bilmiyorum hoşlantı var gibi ama emin olmadan ona belli edemem, üzülmesini asla istemem." Ona sarıldığımda başını omzuma koydu ve uyumaya çalıştık.
Beynimde sesler yankılandığında gözlerimi yavaş yavaş açtım ve telefonumdan saate baktım, 02.11.
Dışarıda hararetle konuşan Finn ve Sadie'yi gördüğümde kapıyı açıp dışarı çıktım beni farketselerde konuşmaya devam etmişlerdi.
"Ne var kız rica etti." Sadie'nin dediğini anlamaya çalışırken Finn cevap verdi.
"Sadie anlamıyor musun sahne fobim var."
"Show başlasın!" bağırdığımda ikisi de bana döndü ve ben gülmeye başladım.
"Sahne dediniz ya." Sadie gülerken bana döndü ve olayı anlatmaya başladı.
"Finn'in çok güzel sesi var ve barda çalan sabah grubunun solisti rahatsızlanmış." Devam etmesi için kafamı salladığımda,
"Buranın işletmesinin kızı da bizim çok yakın arkadaşımız Finn'den rica etti." Finn yüzünü sıvazladığında elimi koluna koydum ve konuşmaya başladım.
"Birlikte söyleyelim mi? Yani kız zor durumda kalmasın."
"Olur." Gülümsediğimde Sadie Finn'e sert bir tokat attı
"Madem 10 saniye de kabul ediceksin, neden beni burada yarım saattir ısrar ettiriyorsun?" Sadie sinirli olmaya çalışırken tatlı olmuştu onun bu hali ise beni güldürmüştü.
"Yanımda biri olursa daha rahat olurum Sadie."
"Her neyse sahneye uçun ben de Emma'yı arıyorum.
...Tought I found a way
Bir yol bulduğumu düşündümFinn'e onay istercesine baktım, göz kırptığında gülümseyip devam ettim.
Tought I found a way, yeah
Bir yol bulduğumu düşündüm, evetMikrafonu eline aldı ve tam karşımda durdu.
But you never go away
Ama sen hiç gitmiyorsunSo I guess I gotta stay now
O yüzden sanırım şimdi kalmalıyımElimden tuttu ve sahnenin ortasına yürüttü. Aşağıya doğru baktığımda herkes bizi izliyordu Noah ise Sadie'nin omzuna kolunu atmıştı ona gülümseyip Finn'le devam ettik.
Oh, I hope some day I'll make it out of here
Oh bir gün buradan çıkacağımı ümit ediyorum.Even it takes all night or a hundred years.
Bütün gece ve yüzyıllar sürse deGözlerimin içine bakıyordu elini daha sıkı tutup gülümsedim o da gülümsediğinde devam ettim.
Hello, welcome home...
Merhaba, eve hoşgeldin...Şarkı bittiğinde ona sarıldım onun da kollarını belimde hissettiğimde gülümsedim ve ayrılıp sahneden aşağıya indik.
"Millie harikaydın." Sadie'nin bu dediğine gülümserken teşekkür ettim ve kulağına eğilip sadece onun duyabileceği şekilde fısıldadım.
"Siz de harikaydınız." Sadie kızarmaya başladığında gülümsedim ve Noah'a döndüm. Boş boş bakıştığımızda orta parmak gösterdim ve itici bir şekilde gülümsedim.
"Çocuklar şişe çevirmece oynuyoruz kişi eksik, isterseniz katılın." Jeaden yanımıza geldiğinde kafamı onlara çevirdim. Aslında fena olmazdı şuan ki gibi boş boş oturmaktan iyidir.
Hepimiz topluca ayağa kalktığımızda oyun alanına ilerledik. Herkes yere oturduğunda ben eteğimden dolayı oturamamış ve ayakta bekliyordum."Millie." Finn ona bakmamı sağladığında sırtından çekedini çıkardı ve bana verdi. Ona teşekkürlerimi sunup elinden çeketi aldım ve yere oturup bacaklarımı kapattım.
"Bekleyin neredeyse unutuyordum." Jack koşarak barmene bir şeyler söyledi ve kalktığı yere geri oturdu.
Cezalı oynayacaktık...
"Ben hiç bir şeyi yapmam beleşe shot atarım haberiniz olsun." Noah dediğime göz devirdiğinde yanağından öptüm daha sonra ise ruj izi olduğunda ona dönüp konuştum.
"Sakın silme bunu." Noah kaşlarınu kaldırıp dalga geçercesine baktığında Sadie'yi gösterdim. O öpemiyordu bari sahipli olduğu anlaşılsın.
"Hadi biri çevrisin artık şunu!"
Sophia eline aldığı şarap şişesini ortaladı ve döndürdü. Bir ucu Finn'i diğer ucu ise Emma'yı gösteriyordu. Emma soracaktı.
"Doğruluk mu cesaret mi?" Finn biraz düşündü ve cevap verdi.
"Biraz tırsmadım değil. Cesaret."
"Hmm biraz düşüneyim." Emma etrafı incelendiğinde gözüne ben takıldım ve sinsice gülümsedi.
"Millie ile bir selfi çek ve instagrama at."
"Bunda ne var ki?" Soruyu yönelttiğimde Emma bana göz kırptı ve Finn'e döndü.
"Altına 'seni seviyorum' yazıcaksın."
...
Emma ve meşhur orta parmağı İÇAĞAÇZİSÇĞSÇDŞD
bu kıza aşığım...