4

303 35 63
                                    

Fotoraf kendi editims boyunları garip ama olsun ĞAŞĞAÇXĞSÇĞAŞSĞ
...

5

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

5.837 beğeni
@finnwolfhard: Seni seviyorum :D
[bu fotorafda yorumlar kapatılmıştır]

Finn'den ehehhe

Paylaş butonuna bastığımda yorumları hemen kapattım. Biraz sevgili gibi görünebilirdik.

"Finn sanki hoşuna gitti." dedi Caleb gülerken. Tek kaşımı kaldırıp gülümsediğimde yüzü ciddileşti ve gözlerini kapattı.

"Sakın o kız Millie deme." 2 yıldır her gün kafeye gitme sebebimiz Millie'ydi çünkü onlar da orada oluyordu ve rahat rahat izleyebiliyordum.

"Kim bilir."  Caleb şaşırmış bir şekilde baktığında arkama yaslandım.

"Emma'yı da mı sen ayarladın?" Hayır o kadar manyak değildim.

"Saçmalama. Emma sanırım fark etmiş."

"Açılmayı düşünüyor musun?"

"Daha çok erken hislerimden bile emin değilim ve umarım çabuk geçer."
....
Millie

"Millie bu kadar komik olan ne? Tahtaya gel ve bize de anlat." Duymamış gibi yapıp yerimde oturmaya devam ettim ve tavanla bakışmaya başladım. Noah'a baktığımda Ms. Hugo ile bakıştığını gördüm ve pes edip tahtaya kalktım.

  "Neye gülüyordun?" Ms. Hugo'nun saçları dikleşmişti ve kirpiye benziyordu. Bir süre bakıştığımızda tekrar gülmeye başladım ve bu daha çok sinirlenmesini sağladı.

"Çık dışarı!" diye bağırdığında zaten beni sınıfta bırakacağını bildiğim için cevap verip çıktım.

"Saçlarınıza bir bakın isterseniz." dedim gülümseyerek. Yüzüne baktığımda nefret gördüm, çok da umurumda değildi, kapıyı açtım ve kapatırken çarpmayı ihmal etmedim.

"Çık dışarıymış gel çıkar beni. Hadi beni çıkar dışarı." şuan bulunduğum yere baktım sınıfın dışındaydım. Birden gülmeye başladığımda yere çöktüm ve telefonumu elime alıp dizi izlemeye başladım. Daha sonra sessiz izleyemeyeceğime karar verip ekranı kapattım ve kantine inmeye karar verdim. Merdivenlerden sekerek aşağıya inerken ayağım takıldı tam düşüyordum ki...

  Hayır kimse tutmadı ve ben yere yapıştım. Bacağıma baktığımda kızardığını gördüm ve gülmeye başladım. Yumurta gibi düşmüştüm, gülüşlerim artarken yerimde rahatlaştım ve biraz geri kayıf sırtımı duvara yasladım. Yapacak bir şey olmadığı için instagramda gezmeye başladım, yapmacık arkadaşlıklar gördüğümde göz devirdim ve ekranı yana kaydırıp kamerayı açtım ve fotorafımı çekmeye başladım. Düzgün pozlar veremediğimi kabul edip kamerayı yüzüme yaklaştırdım ve kamera tuşuna bastım ve story attım (mm). Ekranı kapatıp kafamı duvara yasladım ve gözlerimi kapattım.

  "Millie, her yerde seni aradık ve sen yerde uyuyor musun? Really nigga?!" Gözlerimi yavaş yavaş araladığımda karşımda dikilenlere baktım.

  "5 dakika daha." diyip gözlerimi tekrar kapattım. Yanıma biri oturduğunda kim olduğuna bile bakmadan uyumaya devam ettim. Birden havalandığımda gözlerim kocaman açıldı ve beni taşıyana baktım, kim olduğunu göremesem de çok güzel bir popiş görüyordum.

  "Cidden mi ya? İndirin beni!"  Okulun bahçesine çıktığımızda herkes bize bakmaya başlamıştı. Tanrım! Çok utanç verici. Kafamı beni taşıyan öküzün sırtına gömdüm ve etrafa bakmadım. Her zaman oturduğumuz çardağa geldiğimizde beni yere indiren kişiye baktım. Finn...

"Ben ne güzel uyuyordum kimin fikriydi beni bahçeye indirmek?" dedim sinirli olmaya çalışarak ama gülüyordum. Finn şirince sırıtıp elini kaldırdığında ben de kaldırıp eline çaktım.

"Çok iyi düşünmüşsün." diyip gülümsediğimde o da gülümsedi ve çardağa oturduk.

"Bir daha kantine gidersem beni deli siksin!" Elinde çiğköftelerle koşan Gaten'a baktığımda elimle yüzümü kapatıp gülmeye başladım, kızardığımdan emindim. Gaten koşarak yanımıza geldiğinde ve çardağa oturdu ve bize yaklaşıp fısıldayarak bir şeyler anlatmaya başladı.

  "Arkamdaki çocuk ırzıma geçti artık temiz değilim." dediğinde Sadie kahkaha atmaya başlamıştı. Gülüşü o kadar komikti ki Gaten'ın anlattığına değil de onun gülüşüne gülüyordum.

Gaten'ın elinden bir tane alıp ağzını açtım ve yemeye başladım.

  "Ee siz ne iş?" dedi Finn, Sadie ve Noah'ı göstererek. Sadie konuşmamak için elindeki çiğköfteyi ağzına doldururken tek kaşımı kaldırıp Noah'a baktım.

"Arkadaşız." dedi Noah gülerek içimden çığlık atmaya başladığımdan dışımdan belli olmaması için dua ediyordum. Flörtlerdi! Konuyu değiştirmek adına aklıma ilk gelen şeyi sesli bir şekilde dile getirdim.

"Bu akşam bara gidelim." Ne?

"Daha iyi bir yer biliyorum." Meraklı bakışlarla Noah'a döndüm ve diyeceği yeri merakla bekledim.
....

"Noah burası çok güzel." diyen Sadie Noah'a sarıldığında göz devirdim. Biz neden sürekli bu grupla beraber takılıyorduk.

"Evet!" Gaten bahçenin etrafında koşarken söylemişti. Sadece babaannesinin evine gelmiştik ne bu şiddet bu celal.

"Millie!" Noah'ın kuzeni Bilie bana koltuğunda ben de ona koşup sarıldım. Bu çocuğu çok seviyordum. Sıkı sıkı sarılmaya devam ederken öksürüp sesiyle kendimi geri çektim ve öksüren kişiye baktım, Finn... Billie'nin kız kardeşi onunla konuşmaya çalışıyordu o ise kaçıyordu. En son yanıma gelip elimi tuttu ben ona şaşkın bir şekilde bakarken o konuşmaya başladı.

"Sevgilim içeri geçelim mi?" Nutkum tutulmuştu adeta bir süre sustuğumda konuşmamı istercesine elimi sıktığında birden bağırdım.

"Olur!" Finn gülmeye başladığında tuttuğum eline tırnaklarımı bastırdım ve tepki vermesini bekledim. Yüzünü bana dönüp mimik oynatmadığında pes etmiş bir şekilde içeri geçtim ama Finn ellerimi bırakmamıştı.

"Bırakabilirsin artık." Kafa sallayıp elimi bıraktığında koltuğa oturdum. Salon yavaş yavaş dolmaya başlarken bir yanıma Noah bir yanıma Finn oturmuştu.

"Korku filmi izleyen anneannem bugün yok."  dediğini herkes onayladığında televizyondan birşeyler yaptı ve ekranı bir film kapladı. Ekrana birden bir yaratık çıktığında çıplığı basıp Noah'ın koluna yapıştım. Sanırım tek korkan bendim. Yapmacık bir gülümsemeyle doğruldum ve izlemeye devam ettim. Finn elindeki yastıklarla gözlerinin birini kapatıp diğeriyle ise yarım izliyordu. Bu gülmeme sebep olurken aklıma gelen anlık fikirle yastıkları çektim ve ona sarıldım. Gerilsede fazla belli etmemeye çalışıp kollarını bana doladığında biraz daha yayıldım ve kollarımı sıkılaştırdım şimdi rahat rahat filmimi izleyebilirdim.

Şuan kız bir çukura giriyordu ve neden olduğunu bilmiyorduk, kız elindeki kepçeyi bırakıp içeri girdiğinde birden nereden geldiğini bilmediğimiz toprak üzerini kapattı. Bir süre boş boş ekrana bakarken kız birden canlandı toprak yayılarak gökyüzüne yükseldi ve birden yere çakıldı. Korkmasam da irkilmeme neden olmuştu ve bu vücudumun kaskatı kesilmişti. Finn hissetmiş olacak ki kolumu baş parmağıyla okşamaya başladı. Kafamı kaldırıp Noah ve Sadie'ye baktığımda elindeki patlamış mısırla filmi değil de bizi izlediklerini gördüm. Finn'in kollarından istemesem de aceleyle ayrıldığımda kafasını kaldırıp baktığım yere baktı ve gülmeye başladı.
  Kolları beni tekrar kendine çektiğinde gülümseyip ben de ona sarıldım. Sanırım rüya yaşıyordum çünkü gerçek olamayacak kadar güzeldi.

...
Yaptığım shopa baktıkça kahkaha atıyorum ama başkasının emek verip yaptığını kullanmak istemedim sçzşsçşaçsşsşs

Exceptional | fillieHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin