Eser ve Serinin Yaratıcısı: Koray Yıldırım
Editör ve Yazar: Volga Serin S. (Wattpad Adresi: volgass)-Şimdiki Zamanda Bankada-
Soyguncular bankanın içinde bağırıp çağırırken kızlar birden içeri girdi. Daphne "Hey! baylar bir bakar mısınız?!" diye seslendi. Kızlara doğru dönen soygunculardan biri "Vay vay vay, bakın beyler burada yürek yemiş birkaç ergen varmış" dedi kahkahayı basarak. Ve silahını çekti. Silahını çektiğini gören Daphne "ZEHİRLİ SARMAŞIKLAR!" diye bağırdı. Adamın tüm vücudunu hızla saran sarmaşıklar, elindeki silahı bile parçalayabilecek kadar güçlülerdi. Diğer adam ise Etincelle'ı vurmak için ilerlerken, Aurora bunu görüp "YILDIZ TOZU!" dedi. Adamın etrafı sanki simlerle kaplanmış bi' toz bulutu gibiydi, Etincelle "Teşekkürler Aurora!" dedi. Aurora, "Ne demek şekerim." diyerek sevimli bir şekilde poz verdi. Para dolu çantayla kaçmaya çalışan adamı gören Catherine "ASLAN PENÇESİ!" diye bağırdı ve adamın çantasında kocaman bir delik açıldı. Tüm paralar yere dökülürken, Melody "Hadi, bitirelim o zaman şu işi! SES BOMBASI!" diyerek asasını salladı. Sadece kötü insanların kulaklarını çınlatan bu gücü kullanmasıyla tüm soyguncular yere çöktüler. "TA-TAMAM TESLİM OLUYORUZ!" diye bağırdılar. Kızlar binadan tam ayrılacaklarken...-24 saat öncesinde Efes Antik Kenti'nde-
"EVET ÇOCUKLAR ACELE EDİN MÜZE KAPANMADAN HEMEN GEZMELİYİZ!"
Kızlar o kadar çok yorulmuşlardı ki ayaklarını sürterek ilerleyebiliyorlardı. Ta ki bu olağanüstü manzarayı görene kadar. Catherine "Vay canına! İnanamıyorum. Burası çok, çok güzel" dedi büyük bir heyecanla. Diğer kızlar da başlarını sallayarak, heyecanla Catherine'i onayladılar. Etincelle "Şu ışıklandırmalara bi' bakın, bi' alev topu kadar sarı!" dedi. Melody kuşların cıvıltısının, rüzgarla karışan sesini dinlerken gülümsedi "Aahhh, işte huzur denilen şey bu olmalı!" dedi keyifle. Daphne tarihi eserleri incelerken "Hepsi eşsiz görünüyor." diye fısıldadı. Gerçekten de öyleydi... Şeffaf camların koruması altındaki tarihimiz o kadar canlı ve değerli görünüyordu ki, kızlar kısa sürede etkilenmişlerdi. Az önceki yorgunluklarından eser kalmayan kızlar, merakla müzeyi gezmeye başladılar. Daha fazlasını keşfetmek için, her zamanki gibi.Ivy
Kızlar asaların olduğu yöne doğru ilerlediklerinde, onlarla konuşabilmek için kılık değiştirdim. Asalara merakla bakıyorlardı. Beni farketmeleri için iyice yaklaştım, bakışları bana döndüğünde, neşeyle "Merhaba, müzemize hoş geldiniz!" diyerek lafa girdim. Kızlar da gülüşüme karşılık olarak samimi bir şekilde güldüler. Daphne bir adım öne çıkıp "Hoş bulduk" dedi. Ah tatlım, her zamanki gibi lider yönü kendini belli ediyordu. Ondan çok iyi bir lider olacağına emindim. Daphne hakkında düşünürken fazla sessiz kalmış olmalıyım ki, kızlar garip garip bana bakmaya başlamışlardı. Ortamdaki bu rahatsız havayı bozmak için "Iıı... Ben müze görevlisiyim" dedim. Bu biraz saçma olmuştu. İnsanları anlamak, onlarla konuşmak bazen çok zor oluyordu. Aurora "Onu kıyafetlerinizden anlamak pek zor olmadı" dedi ağzından kaçırmış gibi. Etincelle koluna hafifçe vurup "Aurora böyle saygısızca konuşmamalısın" dedi uyarıcı bir tonda. Ben ise gülümseyip "Sana katılıyorum Aurora, belki de biraz sihir yapsam ço- " . Ne diyordum ben?! Kendime gelip "Şeeey... yani, bu kıyafetlere ancak bir sihir yapılsa düzelebilirdi demek istedim. Ha, ha, ha" çok yapmacık bir şekilde gülümseyerek durumu düzeltmeye çalıştım. Kızlar başta bana boş boş baksalar da Daphe kahkaha atınca hepsi gülmeye başladı. Teşekkürler Daphne! Biraz daha ciddi bir tavırla, "Size onların tarihlerinden bahsetmek isterim, efsaneye göre bu asaların beş büyük büyücüye ait olduğu söylenir. Ama bu büyücüler sizin bildiğiniz gibi kötülük için sihir yapan kişiler değildirler. Bu büyücülerin aslında her zaman aramızda gezdikleri ama bizlerin onları göremeyeceği söylenir", Aurora "Ah, keşke bizde öyle biri olsaydık belki insanlara tarz sihirleri yapardım" dedi ve kıkırdadı. Dediği şey ile hafifçe gülümsedim ve devam ettim "Fatih Sultan Mehmed, dostu olan Voyvoda'nın kötülüklerine sessiz kalamaz ve onu durdurmak ister. Ama Voyvoda sıradan bir insan değildi. O, büyücülerin boyutundandır. Fatih Sultan Mehmed bunu bilmediği için, onu askerleriyle durdurmaya çalışır. Bu işe yaramadığında onu zindanlara hapsetmek ister. Ama bu da imkansızdır. Kılıçlar Voyvoda ile karşılaştığında bir pamuğa dönerler, demirler onu gördüğünde eriyip su olurlar. Yani Fatih Sultan Mehmed ne yaparsa yapsın ona engel olamaz. Bir gün Fatih Sultan Mehmed'in kulağına beş büyük büyücünün efsanesi gelir. Fatih Sultan Mehmed cihanın dört bir yanında onları aratır. Askerler bulamadıkça deliye döner, çünkü Voyvoda bu sırada hiç rahat durmaz. İnsanlara eziyet eder, istekleri olmadığında her şeyi yakıp yıkar. Gel zaman, git zaman derken beş büyük büyücü, Fatih Sultan Mehmed'in çağrısını duyar. Bu beş büyük büyücü Voyvoda'yı durdurmak için görünür olurlar ve Fatih Sultan Mehmed ile görüşürler. İşte bu asaların o beş büyük büyücüye ait olduğu söylenir...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Magic Wand(Sihirli Asa)
Fantasy5 Sıradan kız başlarına gelen o sıradışı olaydan sonra aslında o kadar da sıradan olmadıklarını anlarlar, artık süper güçlere sahip olan bu kızlar ülkemizin ve Dünya'nın birer süper-kahramanları haline gelirler.