HATIRLATMA
Bana şiir yazan biri,hm..Yeni tanıştığı herkese yazıyor muydu ki ?Kapının tıklatılmasıyla kafamı arkama döndürdüm ve duyabileceğini düşündüğüm bir sesle "Gelin." dedim.Kapının kulpu yavaşça çevrildi ve kadın içeri girdi.Elindeki alt alta olan iki tepsiyi ve üzerindeki tabakları masanın üzerine bıraktı ve "Odanızda parfüm veya deodorant var mı ? Eğer varsa onları şimdi toplamam gerekiyor.Sağlığınızı etkileyecek hususlara dikkat etmemiz konusunda önemli bir kural var efendim." diye açıklamalı bir soru yöneltti.Bu aynı zamanda bir uyarıydı da.Açıkçası parfüm ve deodorantlardan hoşlanırdım.Ancak şimdi ciddi anlamda Leon da ben de akciğer kanseriyle başa çıkmak zorundaydık.Buna alışmam gerekiyordu.Leon'un notunu hatırayıp biraz sırtına dokundum ve kulağına fısıldadım.Gerinerek arkasına döndü ve oturur pozisyona geldi,kadın bana söylediği şeyi ona da söylerken arada yeni uyanmanın etkisiyle birkaç kere esnese de dikkatlice dinliyordu.Dolabının yanına gidip en arkadaki deodorantını kadına verdi.Benim ise bir açık,bir de kutusunda parfümüm vardı.Onları aldıktan sonra kadın ders saaterini ve yapmamız gerekenleri hatırlatıp benim için de hastane kurallarının üzerinden geçtikten sonra çıktı.
Leon yatağında bağdaş kurup oturmuş,tabaklardan ve üst üste olan tepsilerden birer tane istemişti. Acıkmış olmalıydı.Uzattım ve yemeye başladık.Klasik bir ev yemeği gibi gözüküyordu.Hastane yemeklerini gibi değildi.Sonuçta burası özel bir hastaneydi.Sıradan hastanelerden elbet bir kademe ilerde ve farklı olacaklardı.Kaşık sesleri odayı doldururken yemeklerimiz gittikçe azalıyordu bile.Ben de acıkmıştım sanırım.
Yemeğimiz bitince esnemelerim başlamıştı.Leon az önce uyandığı için uyku sorunu yoktu ancak ben buraya sabah gelmiştim ve ağrı bacaklarımı sızlatıyordu.Lavaboya gidip ellerimi yıkadıktan sonra odaya geri geldim.Ben yatacağım için Leon'da yatmak zorundaydı çünkü aksi taktirde sesten uyuyamayacaktım.Işıkta uyumaya babam televizyon izlerken dizinde uyuduğumdan dolayı alışmıştım ancak babam sesini kısıp izlediği için seste uyuma alışkanlığım asla oluşmamıştı.
Leon üzerindeki sweati çıkartırken bir an bakmakla bakmamak arasında kalsam da sweatinin altında da ince bir tişört olduğunu görünce rahatladım.Açıkçası yanımda,bana bu kadar yakın bir erkek olması hareketlerimi yavaşlatıyordu çünkü buraya gelene kadar böyle bir sorunum yoktu ve böylece daima rahattım.Sweatini çıkartırken alttaki tişörtü de biraz yukarı doğru kaymıştı haliyle.Teni gördüğüm kadarıyla pürüzsüzdü.Yamaç mı yana doğru eğik mi olduğuna karar veremediğim kumral saçları ...Beyazla kumral arasındaki o yumuşak tona boğulmuş teni ...Yeşille mavinin karışımının en güzel halinde doğmuş gözleri ...Şu an hastanede kanser yüzünden beraber kalıyor olmasaydık hoşlanma ihtimalim olabilecek bir çocuk olduğunu söyleyebilirdim.Ancak durum buna olanak veremeyecek kadar ciddi gözüküyordu.Ikimiz de tedavi görüyorduk.Ikimiz de niçin ve nasıl bu illete kapıldığımızı bilmiyorduk.Ikimiz de dezenfekte eşyalar kullanıyor,sağlığımız için kullanmak zorunda kalıyorduk.Pencerelerimizin açma aparatları yoktu çünkü hastane yönetmenleri ve doktorların dışarıdaki kirli havayla temasa geçersek hastalığımızın tedavisinin zorlaşacağını düşündüklerini söylemişti yemeğimizi getiren kadın.Lavabolarımızın dolapları yığınlarca temizlik eşyaları ve peçetelerle doluydu.Günlük programımız kalıplaşmış ve bizim gibi olan herkesin yapması için öne sürülmüştü.Bizim geleceğimizin haberini aldıkları anda haftalık programlarımızı hazır etmiş olurlardı.Herşey bizden habersiz olup bitiyordu.
Lavaboya gidip pijamalarımı giydikten sonra odaya girerken sabahtan beri bağlı durmaktan saçımı acıtan tokayı çıkarttım ve sızlayan başımda bir süre elimi gezindirdim.Yatağıma girmiş ve battaniyeyi omuzlarıma kadar çekip Leon'u izlemeye başlamıştım.Beni farketmiş olacak ki yaptığı işi bırakıp ışığı kapattı ve yatağına girdi.Battaniyesini kollarının altına kadar çektikten sonra bir süre bana baktıktan sonra ufakça bir gülümseme yüzüne yerleşti.Gülerken konuştu."Senin yorgunluktan ilk saniyede uyuman gerekmez mi ?"
Dediğiyle gözlerimin yanmasını hissetmem bir olmuştu.Gözlerimi kapatıp uyumaya çalıştım.Birkaç kere yatakta döndükten sonra uygun pozisyonu bulup yatağa yayıldım.Kısa süre sonra gevşemiş ve uyumuştum.
****************
Uzun süredir kapalı olduğunu düşündüğüm gözlerim birden ışıkla karşı karşıya kalmıştı.Kafamı battaniyenin altına hızla soktum.Gözlerim hala kapalıydı ve ben hala yarı uykudaydım.Biri ışığı açmıştı."Işığı kapat." diye homurdandım battaniyenin altından.Anında ışık kapandı.Fısıldarken nefesi yüzüme vuruyordu."Artık battaniyeyi indirebilirsin."Battaniyeyi üzerimden çekti.
Sesini duyduktan birkaç saniye sonra tekrar uykuma devam ettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İlkbahar Çiçekleri | Son Yıl 1|
Teen FictionSon Yıl Serisi'nin İlk kitabıdır. Eleanore Lavissae. Gayet mutlu bir kızken herşey grip olup doktora gitmesiyle başlar. Ancak o sadece grip değildir. Onun başka bir hastalığı daha vardır. Bu hastalığı ona sonraki yılın kışının bitimine kadar bir zam...