İçimdeki Sis

231 213 16
                                    

Ben Uyuyan Güzeldim. Ve beni uyandıracak hiç kimse olmazdı. ölüm beni bekler ve ben de onun takip ederdim. Bilincim kapalı. ve acaba Öldümmü? şu ana döndüm bir gemideyim gemi Fazla büyük değil. en korkunç yanı ise içinde sadece ben vardım etraf karanlıktı dalga sesleri ve benim düzenli nefes alışından başka ses yoktu

Rotam belirsiz di Kaptan bendim kızıl saçlarım yüzüme vuruyordu saçımı yanıma topladım. Rüzgar Esintiliydi ve korkunç derecede insan yoktu. ses de. gözlerini dört aç etrafı iyi bak rüzgar soğukça esti acı bir çığlık etrafı deldi başımı Eğdim. içimdeki teselli Alvina sakin ol diyordu.

Öyle yaptım ama sakin olamıyordum çığlığın geldiği tarafa baktım benden epeyce uzakta kalıyordu rahat bir oh çektim. buralarda bir insan varduoğı belkide belki... bir ışık çaktı etrafıma baktım tekrar ve tekrar bu bir şimşek'ti Aman Allah'ım Gözlerim büyüdü Birazdan da yağmur yağardı hangi cehennemdeydim ben böyle?

Korkular Diyar mı? zihnimi temizledim odaklandım gemi yönünü değiştirdim güneye doğru gitmeye başladım Fener diye feryat etti iç duyularım. gemiyi hızlandırdım. Sanki... sanki birisi benimle konuşmak istiyordu. Ağzım kurudu bir çığlık sesi daha.

Bir sonuca varmıştım Çığlık sesleri Beynimde yankılanıyordu iki tanıdık ses burada değil ya da geminin yakınlarında. ses içimdeydi.
***

Çığlık sesleri kimdendi diye uzunca düşünmüştüm ama sesleri tanımıyordum sesler bana çok yabancıydı gemiyi kıyıya çekmiştim. bir halatla taşa bağlamıştım sonunda bir kıyı ulaşabilmiştim. Gözlerimi kapadım uykuya ihtiyacım vardı uykuya.

Sabahın erken saatleri

Göz kapaklarımı Açtığım Anda ışıldayan güneşin pırıl pırıl parlaması ile Gözlerim kamaştı. Acıkmıştım gemiden yavaşça doğrularak yiyecek bir şeyler var mı diye kontrol ettim. Halattan başka bir şey yoktu.

Gemiden indim beyaz kumsalda yürümeye başladım etraf Ağaçlıktı Burası bir ada, ve Ne adası diye tahmin yürüttüm bir gemide Uyanmıştım tuhaf. Buradaki her şey tuhaftı zaten. düz kumsalda devam ettim terk edilmiş mağaralar vardı. etraf korkunç derecede sessizdi.

Çalıların arkasında bir şey kıpırdadı büyük bir ciddiyetle oraya doğru baktım Kötü mü, iyi mi Ben iyi seçeneğinden yanaydım çalılar oynaştı ve bir hayvan çıktı Ellerim silah aradı ama bir şey bulamadım 3 adım geriledim. beynim donmuştu hücrelerim çalışmıyordu.

Ya ölecektim. ya da kaçacaktım. kaçamazsın Orası kesin de. sırtlan sivri dişlerini gösterdi ardından fırladı gözlerimi biran üstünden çektim gözlerimi kıstım paniğe kapılmadan geriledim korku damarlarımda geziniyordu.

Aniden üstüme atladı pençeleri kolumdaydı Kıpırdayamıyordum. sırtlanın ağzındaki salyalar, yüzüme aktı ölecektim. ama pes etmedim içimden dualar okudum kendime sırtlanın üstümden atmış bir şekilde hayal ettim.

Keşke diye düşündüm. Sırtlan sivri dişlerini, boynuma geçireceği anda çığlık attım sırtlan benden uzağa düştü elim boynumu buldu hiçbir iz yoktu ısırmamış dı. ve nasıl benden uzağa gitti hangi güçle diye düşündüm. kafam allak bullak halde yavaşça kalktım. Ellerim ateş gibiydi Ellerimi salladım bir an susadım.

Su aramaya giderken bir an sırtlan çıkacak diye ürperiyordum. Mantıksız bir şeyler vardı o sırtlan nasıl üstümden fırladı? yapışkan bir şeye bastım durdum. olamaz bataklığa batmıştım. Çırpındım beni içine çekiyordu.Sırtlan... Bataklık... Ben bir oyunda mıydım? Yutkundum.

Kızıl Ötesi 1: Açlık ASKIDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin