1|Wer Bist Du?

1.6K 104 104
                                    

Abraxas Malfoy oğlu Lucius Malfoy'a bakarak derin bir nefes alırken Malfoy Malikanesi'nin içine girerek gözden kayboldu.Lucius Malfoy'un soğuk gri gözleri etrafını tararken soluk sarı saçları güneş olmamasına rağmen göze çarpmaya devam ediyordu.Bahçedeki yapraklarını dökmüş ve artık kurumaya yüz tutmuş ağacın altına doğru ilerlerken elindeki kitabı sıkı bir şekilde tutmaya devam etti.Yüzü herhangi bir duygu belirtmeksizin ileri bakıyordu.

Bir kaç gün içerisinde Hogwarts'daki birinci yılına başlayacaktı.Ancak dürüst olmak gerekirse herhangi bir şekilde bunun için can atmıyor aksine bir an önce okulun başlayıp bitmesi için gün sayıyordu.Önüne düşen sarı tutamını geri atarken elindeki kitabı yere bırakarak gözlerini yumdu.Aynı zamanda sırtını ve başını ağacın gövdesine yaslayarak derin bir nefes almayı da ihmal etmemişti.Rüzgar hafif bir şekilde esiyor,soluk tenini okşuyordu.Hala küçük bir çocuktu.Ancak o şekilde hissetmediğinden emindi.

Malfoy olmak sorumluluk getirirdi ve bu doğduğu günden itibaren babası tarafından sert bir şekilde her seferinde ona hatırlatılmıştı.Babası ile arasındaki mesafeyi ilk olarak dört yaşındayken farketmişti.Malikane'de yalnız olması ve yaşıtı olmaması nedeniyle babasının yanına gitmiş ve onunla vakit geçirmek istediğini belirtmişti.Ancak bu isteği Abraxas Malfoy tarafından sert bir şekilde reddedilmiş ve genç Malfoy'un hızla babasının odasını terk etmesini sağlamıştı.Babası onun bir Malfoy olduğunu ve herhangi bir amacı olmadan onunla vakit geçirmesi yerine büyülere çalışmaya devam etmesini ve her konuda diğerlerinden önde olması gerektiğini söylemişti.O bir Malfoy'du.Hata yapma lüksü yoktu.

Rüzgar'ın şiddetlenmesi ile gözlerini aralarken yavaşça ayağa kalktı.Ancak bir kaç adım ilerisinde olan beden hızla kaşlarını çatmasını ve asasını küçük kıza doğrultmasına neden olmuştu.Dudaklarının arasından tıslarcasına konuştu.

"Kimsin sen?"

Küçük kız heyecanlı ve meraklı gözlerle genç Malfoy'a bakarken ona doğrultulan asayı umursamadan sarışın çocuğa doğru yaklaştı.

"Bununla sihir yapabiliyorsun değil mi?Lütfen bana da öğretir misin?"

Lucius Malfoy'un kaşları mümkünmüşcesine daha da çatılırken küçük kız konuşmaya devam etti.

"Seni daha önce de görmüştüm.Bu çubukla eşyaları hareket ettirebiliyorsun."

"Bu bir asa.Çubuk değil."

"Asa mı?"

Küçük kızın kahverengi gözleri Lucius Malfoy'un elindeki asayı süzerken elini sarışın çocuğun asasına doğru uzattı.

"Dokunabilir miyim?"

Lucius Malfoy asasını kendine doğru çekerek küçük kızdan uzaklaşırken derin bir nefes aldı.

"Hayır."

Küçük kız dudaklarını büzerek kollarını göğsünde birleştirirken başını hafifçe sağa eğdi.Sarı saçları beline dökülüyor,kahverengi gözleri ile hoş bir tezatlık oluşturuyordu.

"Neden?"

Lucius Malfoy küçük kızın sorusunu umursamadan tekrar dudaklarını aralarken soğuk gri gözlerinj şüpheyle kıstı.

"Sen bir muggle'sın değil mi?"

Küçük kız anlamadığını belirtircesine kaşlarını kaldırırken derin bir nefes aldı.Lucius nefesini seslice dışarı verirken içinden küçük bir lanet savurmayı ihmal etmemişti.

"Buraya nasıl girdin ya da kimsin bilmiyorum.Ancak gitmeni istiyorum.Hemen."

Küçük kız kaşlarını çatarak sarışın çocuğa bakmayı sürdürürken elleri ile elbisesinin pilesini düzeltti yavaşça.

"Seninle arkadaş olmak istiyorum."

Lucius başını olmaz dercesine olumsuz anlamda sallarken küçük kıza bakmayı sürdürdü.Ondan bir ya da iki yaş küçük olmalıydı ve bir büyü dışıydı.Eğer babası onu görürse bu hiç iyi olmazdı.Ayrıca muggle'lar ve kanı bozuklar onu kesinlikle tiksindirmekten başka bir işe yaramıyordu.Babası safkan olmayanların fazlalık olduğunu söylerdi her zaman.Küçük kızın arkasına geçerek parmağının ucu ile omzuna dokunurken derin bir nefes aldı.Daha sonrasında elini bir kaç kez yıkayacağından emindi.

"Git hadi.Hemen."

Küçük kız hızla arkasına dönerek derin bir nefes alırken sarışın çocuğun elini vakit kaybetmeden tutarak dudaklarını araladı.

"Lütfen arkadaş olalım.Diğerleri benimle arkadaş olmak istemiyor.Ne zaman onlara sihirin gerçek olduğunu söylesem benimle dalga geçiyorlar ve beni istemediklerini söylüyorlar.Ama biliyorum sihir gerçek."

Lucius Malfoy elini sertçe kendine çekerek küçük kızın dokunuşundan kurtulurken gözleri ile boy farkından yararlanarak ona iğnelercesine bakmaya devam etti.Küçük kızın sihir ile ilgili olan anılarını silebilirdi ancak yaşı nedeniyle bu konularda pek iyi olduğu söylenemezdi.Küçük bir hata ile küçük kıza kim olduğunu dahi unutturabilir,bütün anılarını yok edebilirdi.Bu riski alamazdı.

"Eğer seninle arkadaş olmayı kabul edersem gidecek misin?"

Küçük kız heyecanla başını olumlu anlamda sallarken parıldayan gözleriyle sarışın çocuğa bakmaya devam etti.Bu hareketiyle sarı saçları hafifçe dalgalanmıştı.Lucius nefesini seslice dışarı verdi.

"Pekala.Kabul ediyorum.Şimdi git."

Küçük kız Lucius'un elini tutarken genişçe gülümsedi.

"Ben Monica.Senin adın ne?"

Lucius etrafına bakarken hızla yanıt verdi.Babası her an bir yerden çıkabilecekmiş gibi hissediyordu.

"Lucius."

"O zaman sonra görüşürüz Lucius."

Monica elini çekerek mutlu bir şekilde bahçeden ayrılırken Lucius rahatlamış olmasının verdiği his nedeniyle derin bir nefes aldı.Küçük kız bir şekilde buraya gelmiş olabilirdi ancak bir daha gelemeyeceğinden emindi.Bu yüzden onun arkadaşlık teklifini kabul ederek gitmesini sağlamış ve en azından babasının bu olaydan haberdar olmamasını sağlamıştı.Bir muggle ile konuşmuş olması dahi onun ceza alması için yeterli olabilirdi.

Küçük ancak hızlı adımlarla Malikane'ye girerek merdivenlere yöneldi.Kendini odasına atarken yatağına uzanmıştı vakit kaybetmeden.Bir kaç saniye boyunca hareketsiz kalırken yavaşça ayağa kalkarak kıyafetlerini çıkardı.Üzerini değiştirirken önüne düşen saçlarını sakince geriye doğru atmayı ihmal etmemişti.Soğuk gri gözleri duygusuz bir şekilde odasının duvarına bakarken ayakkabılarını çıkararak kendini tekrar yatağına attı.

Bu esnada küçük kız yeni bir arkadaş edinmenin mutluluğu ile yürümeye devam ediyor ve evine doğru ilerliyordu.Kapıdan girdiği anda annesine sarılarak yeni bir arkadaş edindiğini anlatırken gözleri mutlulukla parıldıyordu.Bir çocuğun kalbi sevinçle atarken diğerininki hissizce çarpmaya devam ediyordu.

İki farklı çocuk vardı bu hikayede.

İki farklı aile ve iki farklı kalp.

Bu Lucius Malfoy'un ve büyü dışı bir kızın hikayesiydi.

Gerçekleşmesi zor olan bir dostluğun satırlarıydı.

Ve gözyaşlarının sayfaları ıslattığı bir öyküydü.







LUCİUS

Ah ah neyse cnsndjandkankd

Farklı bir kurgu ve yine ben evet.

Açıkçası şimdiden ilerleyen bölümler için aklımda oldukça farklı fikirler var.

Lütfen hikaye hakkında düşüncelerinizi söyleyin.

Görüşmek üzere.

Hoşçakalın.








Who's Mistake?|Lucius Malfoy √Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin