8|Von Gott

511 74 50
                                    

Abraxas Malfoy zeminde uzanan yarı bilinçsiz bedene bakarken derin bir nefes alarak saçlarını geriye doğru atmış ve gözleriyle genç kızı dikkatlice incelemişti.İçindeki öldürme dürtüsü onu her saniye harekete geçmesi için uyarmaya devam ederken bir diğer seçenek onu bundan alıkoyuyor ve düşüncelerinin arasında kaybolmasını sağlıyordu.Asasını Monica'ya doğrulturken gözlerini kısmış ve nefesini sesli bir şekilde dışarı vermişti.Dudaklarını aralayarak etkili olacak olan büyüyü mırıldanmış ve asasını indirerek ev cinine genç kızı dışarı çıkararak sokaktaki herhangi bir yere bırakmasını söylemişti.Ardından odadan çıkmış ve kendini salondaki büyük koltuklardan birine atmıştı.Lucius vakit kaybetmeden babasının yanına inerken genç kızın baygın bedeni malikaneden çıkarılarak yere bırakılmıştı.Geçen bir kaç saatin ardından Monica'nın gözleri aralanırken etrafına neler olduğunu anlamak istercesine dikkatlice bakmıştı.

Bu esnada Lucius Malfoy hızla babasının yanından ayrılarak malikanenin dış kapısına koşmuş ve soğuk gri gözlerini yeni kendine geldiği belli olan beden de gezdirmişti.Genç kızın gözleri bir kaç saniyenin ardından onda dururken o alt dudağını dişlerinin arasına almış,genç kız ise bunu umursamadan kaşlarını çatmış ve ayağa kalkarak boş olan sokakta ilerlemeye devam etmişti.Lucius çaresizlikle dizlerinin üzerine çökerken derin bir nefes aldı.

Kalbindeki boşluk her geçen saniye büyümeye devam ederken gözyaşlarının yanaklarını ıslatmasına izin vermişti.

Kaybetmişti.

Monica'yı ve onunla oluşturduğu tüm değerli anılarını kaybetmişti.Babasının genç kızın canını almaması her ne kadar onu rahatlatsa da Monica'nın maruz kaldığı Obliviate büyüsü genç kızın anılarındaki büyücülük ve Luicus ile ilgili olan her şeyi temizlemişti.Lucius pişmanlığı en derinlerde hissederken elini acı içinde kalbine götürmüştü.

Tıpkı bir korkak gibi davranarak genç kıza olan hislerini ona açıklayamamış ve şimdi ise bu fırsatı sonsuza dek elinden alınmıştı.Hisleri onunla birlikte en derin sırlarında gömülü olacaktı.Babasının ona ceza olarak Obliviate büyüsü uygulamasını ve genç kız ile olan anılarını silmesini dahi isteyebilecek haldeydi.Ancak bu bencillik olmaz mıydı?Onunla olan anılarına hakaret etmek istemiyordu.Ayrıca bütün bunları hatırlamanın ona en ağır ceza olacağını babası da biliyordu.Çaresizlikle nefesini sesli bir şekilde dışarı verirken gözyaşlarını silerek ayağa kalkmış ve bahçedeki ağacın altına oturmuştu.

Saçlarını geriye doğru iterken gözlerini yumarak başını ağacın gövdesine yaslamış ve bütün bunların sadece bir kabus olmasını dilemişti.Genç kız ile olan tüm bağını artık kaybetmişti.Ayağa kalkarak gözlerini aralarken derin bir nefes almış ve malikanenin kapısından geçerek salonda oturmaya devam eden babasının yanına gitmişti.Abraxas Malfoy umursamaz bir şekilde oğluna bakmaya devam ederken önüne dönerek dudaklarını aralamıştı.

"Git ve kendine çeki düzen ver.Black'ler küçük bir ziyarette bulunacaklar."

Buna karşılık Lucius babasının karşısına otururken omzunu silkmiş ve arkasına yaslanmıştı.Abraxas Malfoy oğlunun bu hareketine karşılık derin bir nefes alırken konuşmamayı tercih etmiş ve sessizlikle geçen bir kaç dakikanın ardından duyduğu sesle ayağa kalkarak içeri giren kişilere gülümsemişti.Druella Black ve Cygnus Black Abraxas Malfoy'un bu hareketine karşılık nazik bir şekilde gülümserken Lucius göz ucu ile onlara bakarak ayağa kalkmıştı.Narcissa heyecan içinde ona bakarak gülümserken Lucius buna karşılık soğuk gri gözlerini ondan çekmiş ve boş bir şekilde duvara dikmişti.Bu hareketi genç kızın gülüşünün solmasına neden olurken o bunu umursamamış ve diğer Black ailesi üyelerinin orada bulunmaması nedeniyle Druella Black ve Cygnus Black'e kısa bir hoşgeldiniz konuşmasının ardından kendini üst kata atarak odasına girmişti.

Bu ziyaretin nedeninin ne olduğunu gayet açık bir şekilde biliyordu ancak yine de içindeki diğer sesi susturamıyordu.

Neden şimdi olmak zorunda?

Açık bir şekilde bunun nedeninin babası olduğunu biliyordu ve bu onu daha da sinirlendirmekten başka bir işe yaramıyordu.Tıklatılan kapı ile uzandığı yerden doğrulurken "Gel." demiş ve ellerini saçlarından geçirmişti.Narcissa temkinli adımlarla içeri girerken kapıyı arkasından kapatarak genç oğlanın yatağının kenarına oturarak dudaklarını aralamıştı.

"Lucius-"

"Bundan hiç rahatsızlık duymuyor musun?"

Narcissa anlamadığını belirtircesine kaşlarını çatarken Lucius soğuk gri gözlerini ona dikerek konuşmaya devam etmişti.

"İkimizin bu şekilde evlendirilecek olmasını neden bu kadar sakin karşılıyorsun?Uzun yıllar boyunca arkadaştık ve aramızda hiçbir şekilde duygusal bir şey gelişmedi-"

"Bunlar senin bakış açından olan yargılamalar."

Lucius genç kızın bu cümlesine karşılık kaşlarını çatarken Narcissa derin bir nefes almış ve konuşmaya devam etmişti.

"Sana karşı hislerimin olduğunun sen de farkındasın Lucius ve sen bunu her zaman içinde reddetmeye devam ettin.Ancak sana katılmadığım bir konu var.Bu evlilikten bende senin kadar rahatsızlık duyuyorum.Her ne kadar sana karşı hislerim olsa da senin beni aynı şekilde görmediğinin farkındayım.Bana karşı hisleri olmayan bir kişinin benimle olan bir evliliğe zorlanması emin ol senden daha çok benim canımı acıtıyor."

Narcissa'nın dolan gözlerine karşılık Lucius başını eğerken Narcissa ona bakmaya devam etmiş ve derin bir nefes almıştı.

"Ben...Üzgünüm."

Narcissa gülümseyerek başını olumsuz anlamda sallarken saçlarını geriye doğru attı.

"Sorun değil."

Lucius başını kaldırırken gri gözlerini acıyla kısmıştı.

"Benim hoşlandığım biri var Narcissa.Hatta bu duyguların hoşlantının daha ötesinde olduğunun da farkındayım.Ancak ona asla ulaşamayacağımın da biliyorum."

Narcissa buna karşılık elini güven verici bir şekilde genç adamın omzuna koyarken Lucius onun bu hareketiyle derin bir nefes almıştı.Narcissa dudaklarını aralarken keskin bir ses tonunda konuşmaya başladı.

"Evlilik sadece romantik hisler ile yürütülmez Lucius.Belki senin için o kız olamam ancak dostun olarak hala yanındayım.Karın olarak adlandırıldığım gün de dostun olarak kalmaya devam edeceğim.Bu nedenle lütfen bu konuda kötü hissetme."

Lucius minnettar bir şekilde genç kıza bakarken küçük bir teşekkür mırıldanmıştı.

Narcissa Black Tanrı tarafından ona verilen paha biçilemez bir hediyeydi.











Oylarınızı ve yorumlarınızı esirgememeniz dileğiyle.

Görüşmek üzere.

Who's Mistake?|Lucius Malfoy √Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin