sıcak kahve

20 3 0
                                    

20 ağustos 2019
Saat 00.09

Neden yaşıyorum ? Bu beden bana neden verildi ? Neden ben oldum? Dünyaya gelme sebebim ne ?

Panu bunları neredeyse tüm hayatı boyunca düşünmüştü ama hala bulduğu bir cevap yoktu. İçinde hala yıllardır yaşadığı o boşluk vardı artık bundan kurtulması getiriyordu , kurtulmak istiyordu. Böyle yaşamak onun için bir eziyetti.

Onu hayatta tutan şeyi düşündü ve düşünürken gözünün önüne sadece çiçeklerini sulayan Dora geliyordu. Dorayı hayal etmeden duramıyordu.
Dora onun için fazlaydı çok güzeldi, onu hak etmiyordu ama kendisini de tutamıyordu. Tanrı sevmesi için ona dorayı göndermişti. Tanrı onu kusursuz yaratmıştı, dorayı sevmek panunun suçu değildi.

Gene çok fazla düşündüğü için kendisine kızıp küçük adımlarla odasından mustafa doğru yol aldı. Adımları o kadar küçük ve silik adımlardı ki kendisi bile zar zor duyuyordu ayak seslerini. Kendi evinde bir ruh gibi sessizce geziniyordu. Ezbere bildiği yolu ruhsuz bir şekilde aşıp mutfağa girdiğinde kendisine kahvaltı hazırlamak istedi , ama sonra bunun için çok yorgun olduğunu fark edip masanın üzerinde duran soğuk kahveden bir yudum alıp sigarasını yaktı. Yemek yemesi gerektiğini biliyordu ama bunun için çok üşengeçti.

Masanın yanındaki sandalyelerden birini alıp mutfak penceresinin önüne koydu. Dışarıyı izleyerek sigara içmek bu aralar panuya farklı bir zevk veriyordu. Telefonunu alıp müzik listesinden bir klasik müzik seçip pencerenin kenarına telefonunu koydu. Pencere kenarındaki tahtalar eski olduğu için hep eline batıyordu. Uzun bir süre orda sigarasını içip dışarıyı izledikten sonra odasına tekrar dönmeye karar verdi.

Soğuk kahvesini masanın üzerinden alıp koridorun sonundaki kendi odasına ilerlerken gözü duvardaki aynaya takıldı. Çok yorgun görünüyordu baktığı yüz gene kendisine hiç benzemiyordu. Panu bu yüzü sevmemişti. Sanki kendisi ne kadar sefil üzgün görünse de aynadaki yansıma ona gülümsüyor ve sefil halini yüzüne vuruyordu.

Gene sessiz adımlarla odasına ilerdeldi. Kapısını hafifçe itip içeriye girdi. Arkasındaki kapı rahatsız edici bir sesle kapanırken kendisini yatağa attı. Dorayı bugün görmediği için moreli bozuktu. Doranın kapısına sürekli yemek koyuyordu ama doradan pek fazla ses gelmiyordu. Bazen dora da kapısının önüne yemek koyuyordu ama artık panu doranın sesini ve yüzünü yakından incelemek istiyordu. Sevdiği adamı yakından görmek onun da hakkı değil miydi?

Her zaman olduğu gibi tavanını izleyerek geçirdiği uzun bir süreden sonra kapısının çalan ziliyle heyecanla ayağa kalktı. Dora olduğunu biliyordu çünkü ondan başka kimse kapısını çalmazdı. Hızlı adımlarla kapısına doğru ilerlerken doranın hayatına gerçekten iyi geldiğini fark etti. Yıllardır duymadığı zil sesiyle evine renk katmıştı. Kapı kolunu titrek elleriyle tutup açarken derin derin nefesler aldı çünkü kalbi duracak gibi hissediyordu. Kalbi çok hızlı atıyordu.

Kapı kolunu aşağı doğru çekip kapıyı açığında ise kapının önünde tepsi aramasına gerek kalmamıştı. Çünkü dora elinde iki sıcak kahveyle ona çekingen ve masum bir ifadeyle bakıyordu.

Evrifaessa (Gay)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin