♧GİRİŞ♧

7 3 0
                                    

Bu seste neydi sabahın köründe? Yine içimden söverken yere yapışmam bir olmuştu. Yine her zaman ki gibi yataktan düşmüştüm. Hem de yüz üstü. Alışmıştım artık ki acı bile hissetmiyordum. Yerden kalkarak saate baktım. 7'yi yirmi geçiyordu. Ve bugün okulumun ilk günüydü.

Hemen dolabımı açıp o iğrenç mavi kolarında çift beyaz çizgili kısakolu formamı ve krem rengindeki short eteğimi giyinip dolabımdan beyaz spor ayakkabılarımı çıkardım. Hiçbir şey bugünkü neşemi bozamaz. Neden mi? Üç aydır göremediğim platonik aşkımı bu gün görecektim. Onu aslında unutmuş gibi olmuştum. Ama bugünle onu tekrar bağlanacağıma inanıyorum.

Aynanın önüne geçip özenle kumral ve mavi karışımı saçlarımı tarayıp sıkı bir at kuyruğu yaparak odadan çantamı ve telefonumu alıp çıktım. Yine her zaman ki gibi geç kalıyordum. Ama bütün hocalar artık alışmıştı bu duruma bence.

Sabah kahvaltısı yapmadan evden çıktım. Annem yani Patroniçem kahvaltı bile yapmadan çıktığımı duyarsa beni gebertir kesin olarak. Aman neyse ki kimse bilmiyor. Bisikletimin kilitlerini çözüp bahçeden çıkartıp binerek okula doğru sürmeye başladım.

♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤

Heycanla kapıyı çalarak içeriye girdim. Gözlerim onu arıyordu ama ortalarda gözükmüyordu. Duyduğum sesle irkilerek Fizikçiye baktım.

"Ooooo! Bakın kimi görüyorum. Ayda Yalçııınnnn. Bu ne dakiklik biraz daha erken gelsen ders nerdeyse bitecekti."

"Gerçekten mi hocam? O zaman bunu rekora yazmalısınız ha nedersiniz?"

"Geç yerine zevzek. Kız mısın erkek misin beli değil. Her dönem biriyle kavga etmesen ölürsün zaten."

Tam yerime geçecekken "Hocam biliyor musunuz üstünüzde ki pembe gömlek sizi açmış. Yani cinsinizi bilmesem sizi kadın sanarım gerçekten. Yoksa eşinizin dolabından mı giyinmeye başladınız? Eğer öyleyse size stil danışmanlığı yapabilirim." Sınıftan gelen kahkaha sesleriyle bizim fizikçi mors olmuştu.

"Bana bak Ayda mısın nesin hadini bil. Okulun en çalışkan öğrencisi olabilirsin ama seni sınıfta bırakmak için elimden gelen her şeyi yaparım."
Şimdi biraz keyiflenmiştim. Ve üç... iki...birr vee

"Ayda Yalçın Müdüre hanımın odasına çabuk." Ve işte tamda istediğim oldu. Okulun ilk gününden Zeliş Sultan'a bir selam verelim bakalım beni özlemiş midir acaba?

Sınıftan çıktım ve Zeliş Sultan'ın odasına doğru yürümeye başladım daha ilk günden başlamıştım haylazlığa. Ama Zeliş Sultan'ın yüzünü daha çok merak ediyorum bu bir kesinlikti.

Merdivenlerden birinci kata inerek odasının önündeki aynaya doğru ilerledim. Formamın yakalarını kaldırıp cebimdeki paketten ağzıma çilekli bir sakız atarak odanın kapısını çaldım. Zeliş Sultan'ı rahatsız edebilecektir en azından bunlar. O luzumsuz gir diyen sesini duyduktan sonra odasına girdim.

Ama anlaşılan benden başka biri daha vardı. Sanırım onu daha önce bu okulda görmemiştim. Yeni olmalı. Durduğum yerde sakızımı şişirip çaktırmadan süzmeye başladım. Bu konularda ustayımdır ne de olsa. Kahverengi gözlü, buydayımsı tenli ve kahverengi yana atığı saçları güzel görünüyordu. Yakışıklı gibi bir şeydi. Kestiğim çocuklar listeme girebilir bence.

*Aaaaa evet tatlım hepsi bizim . Bu okuldaki taş meteor çocukların hepsi bizim.

#Bi siktir git iç sesim Şanziment. Senle uğraşamam şuan yoksa eğlenceyi kaçarırsın.

*Sg lan kaşar köpek. Sen benle uğraşırken Zeliş cadısı ile konuşamasın ki! Haaaaahaaa zazaxd."

#Ananla konuşurum ama ha! O zaman sende öküzün trene baktığı gibi bakarsın tatlımmmmm."

GEÇMİŞİN GÖLGESİNDEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin