Bölüm 5. Shut up and....Run!

76 2 0
                                    

Yazarın Gözünden

Serra,haftalardır ölen arkadaşı Lilly'i görüyordu, Dove ise sanki kendi dünyasındaydı. Odada gözleriyle birşeyleri takip ediyor gibiydi. Geceleri aniden çığlık atıyordu ama tek dediği ''Onu Gördüm' dü.Jessie ortalıkta yoktu. David,Scott ve Stevens Serra'nın delirdiğini düşünüyordu. Taa ki o geceye kadar...

Serra'nın gözünden.

Geceydi. Saat 23:15i gosteriyordu. Yanıma baktığımda David'i göremedim. Yatakta oturup gözlerimle odayı taradım ama yoktu. Kapı yarı açıktı. Aniden gözüme duvarda birşey takıldı. Bir yazı gibiydi. Odada kan kokusu vardı. Ne olduğunu anlamıştım. Yazıyı okumamak için gözlerimi kapattım ama dayanamadım. Yazıyı okumamla titremem bir oldu.

"Öl yada öl..."

Birden ağır bir siren sesi duyuldu. Kulaklarımı elimle kapattıp,yatağın yanına çöktüm. Aniden üzerimde sanki biri beni sarıyormuş gibi bir ağırlık hissettim. Kafamı kaldırıp baktıgımda gözlerim David'le buluştu. Kafasını kaldırıp bana baktı, anlamsız bir ifade vardı. Bana deli muhammelesi yapıyordu,

Serra:Ben-Deli-Değilim.

David:Biliyorum.

Serra:Nasıl?

David:Onu gördüm Serra. Burdan çıkmalıyız.

Siren sesi kesildi. Pencereden gelen ay ışığında bir gölge belirdi. David'in kafasını kaldırmasıyla buz gibi kesilmesi bir oldu, ne olduğunu anlamak için baktığımda çığlık atmamak için ağzımı kapattı.

Pencerede,dışarıda anormal uzunlukta bir kiz vardı, saçları yılan gibi havaya kalkmıştı ve gözleri kırmızının en koyu tonuydu. Psikopat sırıtışını burdan görebiliyordum. Her gözümü açıp kapattığımda 1 metre daha yaklaşıyordu. Artık yüzünü tamamiyle görebileceğim kadar yaklaştı. Açık pencereden kafasını,sonrada vücudunu çıkardı. Yüzündeki gülümseme giderek artıyordu. Sivri,kanla kaplı dişleri titrememe sebep oluyordu. Aniden açılan kapıyla beraber tekrar irkildim. Açan Stevens'ti. Birşeyler mırıldandı. Mırıldanmasıyla beraber yaratığın elleriyle kulaklarını kapatıp iğrenç çığlıklar atması bir oldu. David ise tek kelime söyledi.

''K-A-Ç''

Bunu demesiyle ayaklanıp salona inmemiz bir oldu. Scott arkamızdan hızla geliyordu. Elinde silah,haç işareti,yiyecek içecek olan bir çanta vardı. Dove ise ortalıkta değildi. Herkes kapıdan çıktığında ben salona doğru koştum. David'in seslenmelerine rağmen aldırış etmedim. Salona vardığımda,bütün kasabayı sallayacak kadar yüksek bir sesle çığlık attım. Lilly,iki parmağını Dove'nin gözüne sokmuştu. Parmağını çıkardığında iki göz tırnağında takılı kalmıştı. Dove'nin oyulmuş gözleri kanser gibi simsiyahtı. Ağzı neredeyse yırtılacak kadar açılmıştı. Acı çektiğini görebiliyordum. Omzumda bir el hissedip döndüğümde Scott'un mat gözlerini gördüm. Jessie'nin kaybı yetmezmiş gibi bide kardeşi ölmüştü. Elimi tuttu ve beni kapıya doğru çekti. Lanet evden çıktığımızda ağlamam şiddetlendi. Pencereden Dove'nin bize acı dolu boş bakışlarını görebiliyordum ve muhtemelen Jessie'de aynı durumdaydı. Kızıl saçları kanla boyanmıştı muhtemelen. Bunları hatırladığımda hızla kendime vurmaya basladım. David bileklerimden tutup beni kendisine çektiğinde izinsiz olarak yumruğumu ona çevirdim. David bir tepki vermemiş,sarılmaya devam ediyordu. Yaptığımı farkettiğimde bende sarıldım. Biraz sonra Stevens'in cansız sesi duyuldu.

Stevens:Romantik sahnenizi bölmek istemem çifte kumrular ama şuan tatlı ruhlar bizim peşimizde.

Nasıl oluyor da bu durumda espiri yapabiliyor?

Kafamı kaldırdığımda ilk tehlikeyi ben farkettim. Uzun karanlık sokaktan gelen buğulu çığlık seslerinin ardından yerde sürünerek gelen,kafasi ters,yüzü görünmeyen ve ağzından kan damlatarak gelen yaratığı gördüğümde bütün ekibe parmağımla orayı gösterdim.

Serra:Sessiz olun ve...

Büyük bir çığlık sesi daha geldi. Arkamızdan ışık hızıyla gelen Lilly'i görmemle beraber cümlemi tamamladım.

Serra:Koşun!

Sonu bilinmeyen uzun caddede koşuyorduk. Sonunda karanlık bir kilise gördüğümüzde içine daldık.Yüksek tavanda dualar yaziyordu. Sanki insanlar bir anda kaybolmuş gibiydi. Eşyalar yerindeydi. Koltukların birinde bir oyuncak bebek görmemle duraksakdım. Kim bilir bu kimin bebeğiydi. ve o küçük kızın başına neler gelmişti. Burada güvende hissediyorduk ama sonsuza kadar Tanrı'nin evinde kalamazdık. Buradan er geç çıkacaktık. Yada onlar bir yolunu bulup gelecekti. İstedikleri neydi bilmiyorum. Dove ölmüştü. Jessie... Bilmiyordum. David'in okyanus mavisi gözlerine baktım. İzlendigini farkettiğinde bana döndü. Bakışlarına tapıyordum. Ancak söyleyeceği şey,beni sadece ürkütecekti.

Sessiz ve bir o kadar korkmus sesimle konuştum.

Serra:Ne istiyorlar bizden?

David:Ruhumuzu istiyorlar Serra, bizi istiyorlar. Ve şuan da bizi izliyorlar.

İrkildim. Burada ne kadar yaşayabilirdik?

Merabalar merabalar ben yazarciginiz. Öbür 2 bölüm hakkinda bilgi vermek için geldimm. Şimdik siz geçmişi bilmiyorsunuz. Gelecek bölüm aynı zamanda özel bölüm olacak ve olayları daha derinden kavrayacaksınız ki Andrea'ya kadar gideceksiniz. Hem uzun hemde karisik bölümler olacak, ayrıca +18 olacak. Hem de cinsel hemde şiddet ve korku ağırlıklı olacak. Midenizin güçlü olduğunu düşünüyorsanız okumayı tercih edin.tekrarliyorum,1. Bölüm migde bulandirici. 2. Bolum ise cinsel icerikli olacak. Yine migdeniz rahatsiz olacak. Uyariyorum ve sizi seviyorum bbbb:****

THE SUMMERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin