''Hazır mısın Çisem?'' diyen dayımla telefonumdan kafamı kaldırdım. Sahi hazır mıydım? Sadece kafamı sallamakla yetindim çünkü asla yalan söyleyemediğim biri varsa o da hiç şüphesiz dayımdı. ''Hadi o zaman Nihal'i daha fazla bekletmeyelim. Zaten gideceğin için içi hiç rahat değil'' diyen dayıma dönüp, sıkıntılı bir şekilde iç çekerek '' Gitmek zorundayım dayı, daha fazla kaçamam biliyorsun.'' dedim. O da -daha fazla üzerime gelmek istemediğinden sanırım- kafasını olumlu anlamda sallayıp anlımdan öptü ve ''Sen güçlü bir kızsın Çisem. Her ne kadar zorluk yaşasan da üstesinden geleceğini biliyorum ama bir sıkıntın olursa yahut başına bir dert açarsan her zaman yanında olduğumu ve sana yardım edeceğimi bil. Sen bana küçük kız kardeşimin emanetisin'' dedi. Dolan gözlerimi saklamaya çalışıp dayımın yanağını öptüm ve sahte bir gülümsemeyle '' hadi yengemi daha fazla bekletmeyelim'' diyip odamdan çıktım.
Her zaman olduğu gibi koşarak merdivenleri indim ve içimden saymaya başladım 1..2..ve ''ÇİSEM DAHA KAÇ DEFA DİYECEĞİM, MERDİVENLERDEN KOŞARAK İNME DİYE. BİR YERİNİ İNCİTECEKSİN!'' Yengemin bağırışıyla gülümseyip yanağından öperek ''Tamam Nihoşum bir daha olmaz.'' dedim. Yengemin gözleri doldu ve bana sarılıp ''İçim hiç rahat değil gitmene ama sen yine bildiğini yapacağın için sesimi çıkaramıyorum''dedi. sadece gülümsemekle yetindim. Hep böyle olurdu. Diyecek bir şey bulamayınca gülümserdim. Dayım aşağı inip ''Valizlerin arabada hadi, uçağı kaçırma'' dedi. Başımı salladım ve evden üçümüz çıktık. Önce dayımla sonra yengemle sarılıp dayımın özel arabasına biniyordum ki ''Daha gitmeden unut beni!'' diyen yağıza baktım. ''Seni unutmak mümkün mü koca kafa?'' Diyip kıvırcıklarını karıştırdım ve onu da öpüp ''Ben yokken çok yaramazlık yapmamaya çalış yoksa bu sefer annenin terliğinden kurtulamazsın.'' diye kulağına fısıldadım. O da ''Sırf bu yüzden gitmene üzülüyorum ya!'' diyerek sitem etti. ''Serseri'' diyip gülümsedim ve arabaya bindim.Son kez dayımın malikanesine baktım. Çocukluğumun geçtiği yere... Dayımlara bakıp el sallayınca araba hareket etti. Kulaklığımı takıp Can Ozan- Sar bu şehri açtım.
Araba hareket ederken son kez Londraya baktım. Benim soğuk şehrim diye geçirdim içimden. Uçağa binince derin bir nefes aldım 17 yıl olmuştu. Kardeşlerimden uzak 17 yıl... Sadece ağabeyim ile konuştum 17 yıl boyunca. Başaralı biriydim. Oxford üniversitesinde mimarlık okumuştum. İngilizce, Fransızca ve Almanca biliyordum. Serbest dalış yapıyordum. düşünmemek için kendimi hep ya derslere ya da spora adadım. Çünkü biliyorum. Düşünmek insanı yıpratıyordu ve ben yıpranmaktan yorulmuştum. Derin bir nefes alıp gözlerimi kapadım. Bekle beni İstanbul. Bekle beni Ali KARAN...
************************BÖLÜM SONU***************************
Selam. Hikaye yazmanın bu kadar zor olduğunu düşünememiştim. Sevdim sanırım bu işi.
Buraya başlama tarihinizi ve yorumlarınızı yazarsanız sevinirim
Yıldızlamayı unutmayın😂😂💕
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MÜLHEM
Teen FictionÇisem KARAN Annesinin intikamını almak için uğraşan güçlü kadın. Peki annesinin intikamını almak için kendi ölüm fermanını imzalamaktan çekinmezken,bir ağustos gecesi kalbi, soğuk bakışlı bir adam için yeniden canlanabilecek miydi? ~~~~~~~~~~ KARANL...