8.Bölüm: Ülke karışıyor

9 5 0
                                    

Isabel uzaylı haberleri çıktıktan sonra birdaha o odaya girmedi. Haberler bütün dünyaya yayılmıştı. Bu sabah gördükleri onu daha da şoka uğrattı.

Bir vatandaşın çektiği bir görüntüydü. Ülke karışıyordu, hemde onun yüzünden.

Bir arabanın üzerine iki kişi inmişti. Birisi olması gerektiğinden uzun ve teni bembeyazdı. Saçları da tenine yakın beyazlıktaydı. Diğerinin teni de bembeyazdı fakat saçları siyahtı. O kadar siyahtı ki, dünyada böyle bir renk görülmemişti. Onların insan olması mümkün değildi.
Uzaylılar ilk önce arabanın üzerinden etrafında toplanan kişilere birşeyler anlatmaya çalışmışlardı. Muhtemelen kendi dilleri vardı ama buraya indiklerinde bizim dilimizi kullanmış ve biz dostuz çağrısında bulunmuşlardı. Askerler etraflarını sarınca bunu tekrarlamışlardı ve tam arabanın üzerinden inerken beyaz saçlı olanı tam kafasından vurmuş ve öldürmüşlerdi. Siyah olan etrafında dönmeye başlamıştı. Rüzgar onun etrafındaydı ve hiçbir mermiyi geçirmiyordu. Yukarı çıkınca ıslık gibi bir sesle birşey çağırmıştı. Bu bir köpekti ama olduğundan daha farklı olan şey yanlarında iki tane kanadı olmasıydı. Siyah saçlı adam köpeğin üzerine binmiş ve buradan uzaklaşmıştı. Göklere doğru çıkmış ve birdaha gelmemişti.
Durum kötüye gidiyordu. Savaş Başlamış olabilirdi. Siyah saçlı adam üslerine haber vermiş olabilirdi. İşte o zaman dünya için herşey kötü olabilirdi.

Isabel okula gitmek için hazırlanmıştı. Odasından çıkmıştı. Çıkış kapısına doğru gitti ve kapıyı açtı. Tam o anda karşısında izlediği videodaki adamlardan 3 tanesi vardı. Isabel tam çığlık atacaktı ki eliyle ağzını kapattı. Isabel ondan kurtulmaya çalışırken o daha sıkı tutuyordu sanki.
3üde videodaki kaçan adama benziyordu. Sonra aralarında bir tane daha belirdi. Bu ölen gibiydi. Saçları da beyazdı. Albino gibiydi.
Isabel'e doğru yaklaştıkça Isabel onun da kendi yaşlarında olduğunu düşündü. O söze girdi.

"Merhaba? Ben kameton gezegeninden geliyorum. Korkma sana birşey olmayacak." Dilimizi yeni öğrendiği belliydi. Konuşmasından rahatlıkla anlaşılıyordu.

Ağzını eliyle kapatan birden elini çekti. Çünkü o çocuk kafasıyla bırakmasını söyleyen bir hareket yaptı.
Isabel korkmuştu. Çocuğa cevap vermesi gerekiyordu. Yani kendisi böyle hissediyordu.

"B-benden n-ne istiyor-sunuz?"

"Biz bir oda arıyoruz. Sinyaller buradan geldi. Bize orayı gösterebilir misin?"

Isabel bahsettikleri odanın neresi olduğunu hemen anlamıştı.
"Beni takip edin"

5 kişi birlikte eve giriyorlardı. Annesinin görmesi onun için kötü olurdu. Isabel eve girdiğinde annesi ona seslendi.
"Isabel sen okula gitmiyor muydun?"

"Kitabımı unutmuşum anne onu almam gerek çıkarım birazdan"

Hemen bir bahane bulması onu rahatlatmıştı. Hepsi birlikte Isabel'in odasına girdiler. Isabel hemen dolabını açmış ve içindeki küçük kapıyı da açmıştı.

"Sen buralarda hiç bizim gibi birilerini gördün mü?"
Isabel bu soruyu anlamamıştı.

"Görmem mi gerekiyordu?"

İçeri girmişlerdi. Isabel de arkalarından gitti. Ne kadar korksa da merakının önüne geçemiyordu.

Direk gibi olan şeyi göstererek " bunu sen mi kırdın?"

Isabel ne diyeceğini bilemedi. Evet derse başına bir iş gelip gelmeyeceğini bilmiyordu. Doğruyu söylemesi gerektiğini biliyordu.
"Evet sanırım biraz öyle oldu"

Isabel'e hicbirsey demeden sinyal veren şeye baktı. Sonra yanındaki 3 adamla konuştu.

"Bana ne olduğunu anlatabilir misiniz acaba?"
Isabel merak ediyordu. Anlatmazlarsa şaşırmazdı ama en azından şansını denemek istedi.

"İlk önce senin herşeyi anlatman gerekiyor ama annenin şüphelenmemesi için okuluna git. Çıkışta biz seni buluruz."

Isabel ikiletmeden okulun yolunu tutmuştu. Ne olduğunu anlamaya çalışıyor ama hiçbirşey bulamıyordu. Onlardan dinleyeceği için de sabırsızlanıyordu. Beklemesi gerektiğini biliyor ama dayanamıyordu. Hiçbirşey olmamış gibi okula girip derslerini dinledi...


Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 07, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Kameton GezegeniHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin