Isabel sabah kalktı ve yine sıradan rutinlerini yerine getirdi. Dün akşam sanki bir rüya gibi geliyordu şimdi. Hiç yaşamamış kadar uzak geliyordu.
Elmasını aldı ve okula yürümek için evden çıktı kulaklıklarını taktı ve mutlu bir şekilde okula doğru gitti. Yinede dünkü kapıyı aklından çıkaramıyordu. Düşünmeden edemiyordu orayı. Okula gitti, dolabından kitaplarını aldı, sınıfına geçti, masasına oturdu ve yine daldı. En yakın arkadaşı Toph onun o hâlini görünce ilk önce belki hayal kuruyordur yine diye düşündü ama işin sadece mutlu hayaller olmadığını yüz ifadesinden anlamıştı ve sordu "Noldu Isabel bir sıkıntın mı var?".
Isabel "Ha?? "
Düşüncelere daldığı belliydi ama nasıl düşünceler.
" Hey! Yine düşüncelere daldın sanırım ne düşünüyorsun acaba?"
Isabel sadece geçiştirmekle yetindi. Kimseye anlatmayı düşünmüyordu. Bu onunla kalsa iyi olurdu. Hem ayrıca neden bu kadar çok takmıştı ki kafasına? En nihayetinde sadece bir kapıydı. Tamam, daha önceden görmemiş olabilirdi ama sadece küçük bir dolap da olabilirdi. Eski sahiplerinin küçük kızı da bu odada kalmıştı -tabi bu 25 sene öncesindeydi- belki ailesinden sakladığı bir deposuydu. Yada...
Tam bunu düşünürken öğretmen içeri girip derse başladı.
İlk ders böyle geçmişti. Sonraki derslerinde pek birşey aklına gelmedi. 3. Derste sınavı vardı. Sınavlardan hiç korkmazdı çünkü hep hazırlıklı olurdu. Her zamanki gibi sınavı güzel geçti. Bir sonraki ders de açıklandı A+ almıştı yine. Bütün herkesin notu okunduğunda zil çaldı ve öğlen yemeği için herkes yemekhaneye doğru ilerledi. Isabel yemeğe gitmeden önce lavaboya uğradı sonra o da Toph'la beraber diğer çocuklara katıldı. Öğle yemeği acıktığından mıdır yoksa o gün şanslı olduklarından dolayı mıdır bilmiyordu ama çok lezzetli olmuştu. Öğle yemeğinden sonra herşey normal bir şekilde geçmişti. Dersler herzaman gibiydi ödevlerini alıp eve dönmek için yola koyuldular. Toph'la evleri çok yakındı ve o taraftan sadece ikisi gittikleri okula gidiyorlardı. Yani yolda sadece ikisi oluyordu. Onlar da bunu değerlendirip şarkı söyleye söyleye eve giderlerdi. Birlikte oldukları zaman enerjileri hiç tükenmezdi. Aksine artardı bile. Sonunda eve vardı Isabel. Toph'un biraz daha yolu vardı. Isabel'in evinden Toph'un evi gözükürdü o yüzden Toph eve girene kadar camdan onu izlerdi.
Toph eve vardığında Isabel odasına gidip üstünü değiştirdi elini yıkadı ve mutfağa gitti. Her gün böyle yapardı ve herkes onu bekliyor olurdu. O gün akşam yemeği çok sakin geçti. Kimseden çıt çıkmıyordu. Isabel o gün çok az çıktığı üst kata bir kere daha çıktı. Mutfaktan kendisine çay almıştı ve balkonda biraz oturdu. Manzaraları güzeldi. Buraya daha sık çıkması gerektiğini düşündü. Tam o sırada annesi yanına geldi ve uzun uzun konuştular. Uzun zamandır anne kız konuşmamışlardı. Araya ya Max yada Jack girerdi. Isabel mutluydu, konuşmaları bitince odasına döndü. Ödevlerini yaptı ve biraz kitap okudu. Yatağına gitti, tam uyuyacakken o ses yine geldi. Isabel biraz ürperdi ve bu gece oraya gireceğine karar verip gece yarısına kadar uyuması gerektiğini düşündü.O dolabın hayatını değiştireceğini bilmeden uyudu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kameton Gezegeni
FantascienzaSelam! Daha yeni yazmaya başladım umarım ilk hikayemi beğenirsiniz. Kabul ediyorum pek mükemmel değil ve yazım yanlışlarına takılmazsanız sevinirim. Dediğim gibi daha çok yeniyim ve hayalim yazar olmak bunun için çabalıyorum. Neyse hikâyeye geçelim...