Aşkım Nefes & Duman
**ALINTI**
Siyah gözleri tıpkı bir elmas gibi parlıyordu sokak lambasının altında biçimli dudakları tapılası güzellikteydi. Hafif çiseleyen yağmur ikimizide ıslatıyordu ama bizim umrumuzda değildi. Sadece onun gözlerine odaklanmı...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Mert Kıyak -Gel
Selam bu bölüm bol yağmurlu bir bölüm oldu sjsjsjssj sizcede öyle değilmi ?
Ahh neyse güzellerim uzun bir aradan sonra tekrar kavuştuk inşallah herkesin sağlığı yerindedir.
Lütfen emeğime karşılık küçük bir yıldıza basmadan geçmeyelim★
Yorumlarınızı merakla bekliyorum...
0.5 "BAR"
KEYİFLİ OKUMALAR GÜZELLERİM:
Çayın demini koyup kaynaması için oldukça eski olan ocağın altını kibritle yakıp üstüne koydum. Sofrayı hazırlamıştım ali hazırlanmış bir şekilde mutfağa esneyerek girdi. "Günaydın ablacım" hemen kahverengi sandalyeyi çekip oturdu. sağ elini yanağına koymuş yarı uykulu bi şekilde bana bakıyordu.
"Günaydın da sen hala uyuyorsun uykucu" beni duyduğundan şüphem bile vardı. Ben de alinin karşısındaki sandalyeye oturdum ve onun masum yüzünü izledim. Ali çok güzel bir çocuktu siyah saçları ,açık kahverengi gözleri vardı yaşına göre biraz daha küçük gösteriyordu. Keşke hep çocuk kalabilseydik. "yaa abla uyumuyorum hem artık sabah okula gitmeyeceğim seneye öğlenci olacağım öğlene kadar uyurum valla, uyurum dimi abla" gözlerini kocaman açarak onay bekleyen gözlerle bakıyordu onun bu masum düşüncesini bile çok güzeldi.
"Tabikide uykucu birazdaha sabret az kaldı okulların kapanmasına tamammı hem yaz tatilinde istdediğin kadar uyursun vallaha" gözlerinin içinin parladığına yemin edebirim. hatta şu an o yarı uykulu bakışları gitmişti. elim düne kadar biraz daha iyiydi. fazla sızlamıyordu hem sızlasa bile bu küçücük yanık hiç canımı acıtmıyordu.
Şebnem üstünde kırmızı geceliğiyle mutfağa girdi. saçlarını tepeden topuz yapmış uykudan yeni uyandığı belli olan şişmiş gözleriyle karşımdaydı. Ocağın üstünde olan kaynamış olan çaydanlığı aldı ve ocağı kapattı. " kızyine kapıya dayandı ev sahibi ne zaman vericeksin kirayı rahattabırakmıyoyakamızı sanki kaçıcaz" diye bir yandan söyleniyor bir yandanda çayları koyuyordu. Tabağımdaki zeytini alıp ağzıma attım ve zeytinin çineyip yuttum.
Ellerini beline koyup " kız sen beni dinlemiyonmu kime diyomaloo" kaşlarını çatmış bana dik dik bakıyordu. Ona gözlerimi devirip " iki aydır vermiyoruz adam haklı o da ekmeğinin peşinde "diye cevap verdim. Aliye baktığımda tabağındakileri hızlıca kahvaltısını ettiğini gördüm.
