Jennie;Onu çıkardın mı?Lalisa;Hayır! Çıkarır mıyım? Çıkarmadığıma eminim. Onu düşürmüş olmalıyım.
Gözlerim çoktan dolmuştu. Onu düşürmüştüm. Çünkü onu çıkarmadım, söz vermiştim..
Jennie;Bebeğim dur ağlama hemen, bulacağız. Ya o evde düşürdün, ya da arbadadır. Şimdilik arabaya bakalım, yoksa eğer yarın gidip eve bakarız. Başka yerde düşürmüş olamazsın ki zaten?
Hayır unnie, yanılıyorsun. Onu kesin o 24 saatte düşürdüm. Fakat sen bunu bilmiyorsun. Sana "peki" den başka ne diyebilirim ki..
Lalisa;Peki unnie..
Jennie;Lalisa sen burda kal biz de Kai ile arabaya bakalım.
Kai;Aynen, hadi o zaman.
Yanımdan gittiler. Ben ise daha çok ağlamıştım. Onu nerde düşürdüğümü de bilmiyorum ki..
O sırada yanıma Jennie unnie ve Kai oppa geldi.
Kai;Şey, bulamadık.. Ama üzülme büyük ihtimalle o evde düşürmüşsündür.
Lalisa; Yani, başka nerde olacak ki..
Kendimi kandırma zorunluluğu gerçekten çok kötü.
Jennie;Hadi ama üzülme, şimdi yat; sabah gidip bakacağız zaten.
Başımla onaylayıp odama doğru ilerledim.
Sadece bir intikam istemiştim, kalan en değerlimi kaybetmeyi değil..
Başımı yastığa gömdüm. Sessizce ağlamaya başladım. Sessiz ama, o kadar içten ki..
• • •
Sabaha kadar ağlamıştım. Doğru düzgün uyuyamamıştım. Ya bir, ya da iki saat..
Gözlerim kan çanağına dönmüştü. Anlamasınlar diye yüzümü yıkamaya gittim. Yüzümü ellerime aldığım su ile yıkıyordum. Ellerim titriyordu.Bi süre sonra Jennie beni kahvaltıya çağırdı. Ne zaman uyandığını anlamasam da yanına gittim.
Kai;Günaydın Lalisa.
Jennie;Günaydın Bebeğim.
Lalisa; Size de günaydın.
Sandalyeyi çekip oturdum.
Jennie;Yemek bitsin, evinize gideceğiz.
Hafifçe tebessüm ettim. Yüzüm ne kadar gülüyor olsa bile içim de bi o kadar parçalanıyordu..
Yemek bitince evden çıktık. Arabaya bindik ve Kai oppa sürmeye başladı. Evimiz buraya uzaktı. Yaklaşık 1 buçuk saatte varıyorduk.
Uzun yolculuğumuzun ardından eve varmıştık. İçeri girdik ve aramaya başladık. Ben arıyor gibi yapıyordum. Burada düşürmediğime eminim çünkü. Ama yine de bakmıyor değildim. Üst kattan Jennie unnie geldi yüzü asıktı.
Jennie;Yukarıdaki odalarda yok.
Kai;Ben de bulamadım.
Bulamayacaklarını biliyordum. Yüzümü hafifçe yere eğdim.
Jennie;Onu buldun mu Lalisa?
Başımı yavaşça sağa sola salladım.
Lalisa;Bulamadım..
Jennie;Ama nerde olabilir ki?
Lalisa;Bilmiyorum. Belli ki bulamayacağız. Hadi eve gidelim.
Ağlıyordum. Jennie unnie bana sarıldı ve ayrılmadan arabaya doğru yürüdük. Tekrar yola koyulduk.
Bu sefer yol daha kısa sürdü gibi geldi. Direkt odama geçtim.
"Rose, "lütfen kızma" demeyeceğim. Ama "lütfen affet" diyeceğim. Ben, ben ona sahip çıkamadım. Katil Lalisa kolyeye sahip çıkamadı. Sen, bu Katil'i affet olur mu? Artık ne kadar kötü biri olsam da, beni affet olur mu? İsteyerek olmadı bu,ilk başta fark etmemiştim bile. Bu kolyenin aynısı olsa da, onu istemem. Çünkü onu bana başka biri takacak. Ama kaybettiğim kolyeyi bana sen takmıştın.
O kolye benim için çok önemliydi. Ama sahip çıkamadım.. Sen yine de affet beni, lütfen.."Selaaamm!!🙋
Sanırım biraz geç geldi😛😂
Bölüm nasıl olmuş?
Umarım beğenirsiniz🙏❤
Sizleri çooook seviyoruum💞💜
Lütfen vote atmayı unutmayıın!!🙏💕💌
ŞİMDİ OKUDUĞUN
the purge |taelisa
Teen FictionBiraz sonra duyacağınız siren ile 24 saatliğine bütün suçlar legal olacaktır. Polis, ambulans gibi devlet güçleri bu saatler içinde çalışmayacaktır. Tanrı Güney Kore'yi korusun.