Liar

276 21 38
                                    

Woo : Hadi git artık.

Seonghwa yanağını uzattı ona, öpücüğünü almadan gitmeyeceği belliydi. 

Hwa : Buna ihtiyacım var, bütün gece çalışmam için beni motive edecek.

Wooyoung gözlerini kaydırdı fakat sinirli değildi, böyle şeyler onu utandırıyordu. Yanaklarına uzandığında Seonghwa yüzünü çevirip dudaklarını denk getirdi. Asıl amacına ulaştığında hızlıca ondan uzaklaşıp koşar adımla gitti.

Woo : H-hyung napıyorsun?

sorusu cevapsız kalmıştı, elleriyle pembeleşmiş yanaklarını tuttu ve eve geri girdi.

İstemsizce bir çocuk gibi sevinivermişti, etrafa sevimli gülücükler dağıtıyordu.

Woo : Aptal.

Dedi fakat bu kelimeyi kendi anlamında kullanmadı, içinden ona daha güzel anlamlar yüklemişti.

Koskoca 1.5 günü birlikte geçirmişlerdi, başındaki problemleri aklına gelmemişti bile. Hep keyifliydi, gülmüştü eğlenmişti hatta kesiksiz huzurlu bir uyuku bile çekmişti.

Onun yanında onu izleyip kusursuz suratını ve bir modelden hallice fiziğini incelemek varken dertleriyle uğraşmak saçma gelmişti şimdiden.

-Geçen Gece-
Geceye nefesleri karıştıktan kısa bir süre sonra Seonghwa onun vücuduyla ilgilenmekten bitap düşmüş kafasını koyar koymaz uyumuştu, ama Wooyoung uyuyamamıştı onun gibi yorgundu yorgun olmasına fakat onu izlemek istedi bir süre. Umursamayıp uyuduğu zaman pişman olacağını biliyordu, yastığına sarılıp gözlerini ona dikti.

Parmaklarını köprücük kemiklerindeki ısırık,morluk ve kızarıklıklara sürttü. Arsızca gülümsedi bunu yaparken, içi tuhaf bir şekilde hoş oluyor ve hafif sesli kikirdeyip duruyordu. Alt dudağına nazik ve kısa bir öpücük bırakıp tekrar yastığına sarılıp manzarasına geri döndü.

Gerçekten saf bir güzelliğe sahipti, çok geçmemişti üstünden kısa bir süre önce vücudunda gezinmiş ona dokunmuş ve birçok yerine öpücüklerini bırakmış fakat doyamamıştı. İzlemeye devam ederken de hiçbir zaman doyamayacağından emin olmuştu.

-Şuan-

O gece yüzüne o kadar uzun süre bakmıştı ki ona şuan bile yüzünün her detayını hatırlıyordu

Woo : Çok seviyorum.

Dedi durup dururken kendinden böyle birşey beklemiyordu, elleriyle ağzını kapattı.

Woo : Çünkü Seonghwa hyung iyi biri, neden sevmeyeyim.

Ekledi kendini tatmin eden yalanlar listesine bir tane daha ekleyerek, ellerini yanaklarına koydu tekrardan.

Woo : Peki gitmesinin üstünden 1 saat bile geçmemişken neden bu kadar özlüyorum.

Cümlesini bitirdiginde derin bir şekilde ofladı, sevgisini isimlendirmek ona yorucu geliyordu tuhaf bir şekilde. Ona her ne dese bir sonraki yakınlaşmada dediklerinin anlamlarının hafiflediğini hissediyordu
Kabul etmesi gereken tek bir sey vardı oda yanında kendi gibi olduğu tek kişi oydu, kesinlikle oydu.

Karşısında duran büyük masa aynasına baktı, tırnaklarını dişliyordu. Yansımasını görüyor olmasaydı belki de uzun zaman farketmeyecekti, tırnaklarını çekti ve dudaklarını dişledi.

Kafasını sağa sola hızlıca salladı, bu konu hakkında ne zaman birşeyler düşünse ki düşünmediği bir vakit yoktu hep aynısı oluyordu.

Telefonu titredi bir anda, masaya yürüyüp eline aldı. Arayan San'dı açmak konusunda emin degildi fakat cevapsız bırakmak istemedi.

Woo : Alo.

SWEET POISON || WOOSANHWAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin