Unwanted

220 18 25
                                    

-Wooyoung-

*Bölüm önceki bölümden önce yaşanmıştır,, lütfen oy vermeyi unutmayalım*

Göğsümün ortasında hissettiğim gıcıklıkla uykum açılıvermişti, gıcıklığın sebebiyse Seonghwa hyungun vücudumda gezen dudaklarıydı. 

Küçük omuzlarım ve göğsümde dünya turuna çıkmış gibi bir edası vardı, dudaklarını sürtüyor,öpüyor ve çoğunlukla kokluyordu.Bana yaptığı herşey uzun zamandır hissetmediğim hislerin göğüs boşluğumda usulca gezinmesine neden oluyordu,içimdeki bu kıpırtılar aynı zamanda bana inanılmaz bir enerji veriyordu. Yine de gözlerimi hemen açmak istemedim, onun beni uyuyor bilirken bir sonraki aşama da ne yapacağı beni aşırı meraklandırıyordu.

Kendime geldiğimi belli etmeyecek sakinlikte bir nefes çektim, duştan yeni çıkmış birinin tatlı sabun kokusu doluverdi içime. O kadar hoştu ki bir nebze sarhoş etmişti bile beni, kokunun bana verdiği hisle vücudunun her bir yanını öpme isteğim içim de dolup taşıyordu.

Ellerini ısınmış belimin altına koyarak birleştirdi ve hafif kaldırdı, göğüs boşluğumdan yukarı öperek geliyordu. Sanki bir oyunun içindeydik ve ben ciddiyetimi bozarsam ona yenilecektim, uykum açıldığından beri ona zaten bir çok kez yenildiğimden artık galibiyetinde pek bir önemi yoktu. Kolumun birini boynuna doladığım gibi onu çekerek üstüne geçtim, her zaman kontrole uyum sağlayan tarafken bu seferlik kontrole ele almak istemiştim.

Neler olduğuna anlam veremeyen fakat durumundan şikayetçi olmayan bakışlarını üzerimde gezdirdi, şaşırmıştı belki de biraz daha sabretmeliydim. Boynunun altında kalan elim saçlarının arasına çoktan girmişken diğer elimle yanağına dokundum, gözlerimin içine buruk bir şekilde gülümsedi bir anda. Anlam verememiştim fakat tam şuana odaklanmam ona sormamdan daha iyi geleceğinden emindim.

Usulca sokuldum dudaklarına, ondan cüsse olarak güçsüz ve küçük olduğum aşikardı fakat tam olarak bu olayda verdiğim acıyla bunun tersini yalanlı bir şekilde ispatlayabilirdim, öyle ki gözlerini sertçe sıktığını gözlemleyebiliyordum. Her saniye adım adım alışmasını bekliyor ve acının dozunu yükseltiyordum, elbette ki acıdan hoşlanan bir psikopat değildim fakat ona istediğimi yapmak ve bundan hiçbir şikayeti olmaması oldukça hoşuma gidiyordu.

İlerleyen zamanı aldırmadan kendimi çoktan kaybetmiş ve dudaklarında oldukça büyük hasarlar bırakmaya devam ediyordum, oysa artık buna sessiz kalamamış çoktan acı acı inlemeye başlamıştı yine de durmasını istediğine dair bir tepki hala vermemişti. Dilime gelen kanın tadıyla sonunda onu rahat bırakmaya karar verdim, akan kanı daha anlayışlı ve dikkatli davranarak emdim ve geri çekildim.

Oldukça kısa bir zamanda onu ciddi şekilde yormuştum, gözlerini açmakta zorluk çekiyordu bu anı uzun bir süre unutmayacağına emindim. Dudakları hala aralanmış bir şekilde duruyor,emdiğim yerden hala kan akıyordu. Baş parmağımı silmek için dudaklarına dokundurduğumda gözlerini yavaşça açtı,

"Sen... bana ne yaptın?"

Güldüm arsız bir şekilde, bu soru olduğumdan daha çok tatmin etmişti beni.

"Sanırım yeniden duşa girmen gerekiyor."

***

Kahve makinesinden aldığım kupalardan birini ona uzattım,

"Biraz süt alabilir miyim?"

"Tabi alabilirsin önce karşılığını verirsen."

Kafasını alaylı ve bıkkın bir tavırla sağa sola sırayla çevirdi, dudakları oldukça dolgun olmasına rağmen benim yüzümden olduğundan daha büyük görünüyordu. İstemediğini belli etmek için onları içeri kıvırdı, bu aynı arsız gülüşün yüzümde yer almasına neden olmuştu. Olduğum yerden kalkıp ocağın yanında duran sıcak süt cezvesini aldığım gibi yanına yaklaştım, ne yapacağımı az çok tahmin edebiliyordu. Yüzündeki yılgın ifade birde aptalca bir heyecan eklenerek daha sevimli bir hale gelmişti.

SWEET POISON || WOOSANHWAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin