yoonchu:
Minjaeeeee!!
Ben geldiiiimmm!
Ne yapıyorsuuuunnn?(08:07)
minniejae:
Yeni uyandım.
Sen ne yapıyorsun?(09:23)
yoonchu:
Bugün programımız boş.
Evdeyim.
minniejae:
Ben de bugün evdeyim. Annem dükkanı bugün açmayacağını ve alışverişe gideceğini söyledi. O yüzden tüm günüm boş geçecek galiba😃
yoonchu:
Dolduralım o zaman!
minniejae:
Çok cesursun Jeonghan.
Ya biri görürse.
yoonchu:
Sınav haftasındayız. Öğrenciler pek dışarı çıkmaz. Ve bugün pazartesi herkes bir koşuşturmacada ve eğer insanların arasına karışacağımız bir yerden uzağa gidersek bence bir sorun olmaz.
minniejae:
Öyle mi dersin?
Gitsek mi?
yoonchu:
Gidelim.
Nereye gitmek istersin?
minniejae:
Neden benim istediğimiz yere gidecez ki?
Sen idolsün fazla vaktin olmuyordur.
Senin istediğin bir yere gitmemiz daha mantıklı olmaz mı?
yoonchu:
Choi Minjae çok unutkansın!
Sana her şeyi yapacağımızı, sen ne istersen o rüyayı yaşayacağımızı söylememiş miydim?
Söyle...ne yapmak istersin?
minniejae:
Hummm...
Han Nehri'nin oradaki yürüyüş parkına gidelim.
yoonchu:
Sözümü tutmamış gibi olacam ama senin kafan mı hoş Minjae!
İnsanlardan uzak olmalı. Biliyorsun...
Orası turistik yerlerden. Kore insanı yetmemiş gibi bir de turistlere mi yakalanalım?
minniejae:
Hayır hayır. Ben kısa yürüyüş parkını söylemiyorum.
Bbapdangju barajına bağlanan yürüyüş parkı.
Su barajına gittiği için pek fazla kişi oraya gitmez.
yoonchu:
Biz gidelim de barajın kapağını açtıktan sonra ölelim mi?
Kendine gel...
minniejae:
Yoon Jeonghan!
Hiç bir şeyden memnun olmuyorsun!
Saat kaçta barajı açtıklarını biliyorum.
Sabah 07:30'ba barajın kapağını bir kere açıyorlar. Bir de gece 12'de.
yoonchu:
Tamam anlaştık.
Ama ben oraya gitmeyi bilmiyorum!
Nasıl gidecez?
minniejae:
Dino'nun senden daha olgun olduğuna yemin edebilirim.
Seni ben götürecem tamam mı?
Okulun futbol sahasında buluşalım.
yoonchu:
Anlaştık. Oraya yakınım.
minniejae:
Ne?
Çıkmış mıydın zaten?
Neyse benim evim de yakın!
Çıkıyorum.
Genç kız mesajına görüldü aldıktan sonra hemen kahvaltısından kalktı ve hazırlanmak için odasına fırladı. Güzel bir toz pembe şort üstüne bebek mavisi bir gömlekle başına giydiklerine uyumlu bir fular bağlamıştı. Diğer kızlar gibi uzun uzun hazırlanan biri değildi. O yüzden hazırlığını kısa tutup hemen evden çıkmıştı. Annesine derhal buluşması gerektiğini söylediğinde annesi ona dikkatli olmasını bile söyleyememişti. Hemen evden toz olmuştu. Hızlı adımlarla futbol sahasına geldiğinde Jeonghan'ın kendi kendine top oynadığını fark etmişti. Jeonghan onu görünce topa son kez burup kıza döndü. Genç çocuk hala ona neden bu kadar tatlı geldiğini anlamamıştı. Genç kız sonunda genç adamın önündeydi. Genç adam koyu hasır turkuaz renginde bir pantolon üstüne de üstünde küçük bir yazı detayı olan beyaz kısa kollu giymişti.
-Hayatın boyunca hiç serserilik yaomadığın ne kadar da belli! Dedi genç kız ve çocuğun elini kavrayarak onu çekiştirdi. Gidecekleri yere ara sokaklardan kestirme bir yol biliyordu. Okuldan çıkıp girdikleri ilk ara sokakta genç adam çocuk gibi elinin tutlmasından hoşlanmayarak kızın elini bir erkek gibi kavradı. Kız o sırada ne yaptığı fark ederek elini çekse de çok utanmıştı.
10 dakika kadar uzun bir yoldan sonra genç kızın istediği yere geldiklerinde genç adam büylenmişti. Hiç kimse yoktu. Kiraz ağaçlarının altındaki yol kiraz çiçeklerinin yaprakları ile örtülmüştü. Yanda Han Nehri'nin eşsiz manzarası ile genç adamın izlediği animasyonlara benzediğini fark etmişti. Sonra gözü bisikletlere kaydı genç adamın. Genç kız onlara baktığını fark edince çocuğa seslendi.
-Bisiklet sürmeyi biliyor musun? Oraya geri konulması şartıyla almak serbest.
-Tabiki biliyorum. Yarışalım mı?
-Sen kazandın. Çünkü sürmesini bilmiyorum.
-Eheeeyyy inanmam!
-Cidden bilmiyorum.
-Gel benimle o zaman. Dedi ve bu sefer o kızın elini tutup peşinden getirdi. Bir bisikleti alıp oturduktan sonra kıza arkasına geçmesini söyledi. Genç kız şaşırsa da bunun eğlenceli olacağını düşünüp çocuğun arkasına geçti. Genç çocuk sürmeye başlayınca Minjae korkup Jeonghan'a sarılmıştı. Genç adam gülse de sıkı tutunması gerektiğini tembihleyip sürmeye devam etmişti...
Kiraz çiçeklerinin altında,
Nehrin şırıltısı kör kalır...
Tüm güzellikler ise,
Seninle olan anılarımın yanında sönük kalır...
