Son olarak elimdeki yara bandını yapıştırmak için yüzüne yaklaştım. Ona bu kadar yakın olupta aynı zamanda bu kadar uzak olmak çok canımı yakıyor ama bundan sonra ondan etkilenmeyeceğim. En azından etkilenmemeye çalışacağım.
JK: b-bileğine zarar verdiğim için özür dilerim.
Y/N: yok canım asıl ben senin sevgiline el kaldırdığım için özür dilerim.
JK: bak Y/N benim seninle her hangi bir problemim yok sonuçta sende benimle zorla evlendirildin ama ben bazen Hanaya karşı çok koruyucu davranıyorum ve onu çok kıskanıyorum. Sırf bu yüzden bir çok dostum ile aram bozuldu.
Y/N: anlıyorum. Şimdi elimdeki ışıkla gözlerini kontrol edeceğim gözlerime baksan yeterli.
Jungkook gözlerime bakmak yerine duvara bakmaya başladı. Bende bir az daha yaklaştım.
Y/N: Jungkook gözlerime bak.
JK: bakamam.
Y/N: niye?
JK: Hana'ya onun gözlerinden başka hiç kimsenin gözlerine bakmayacağıma söz verdim.
Y/N: tamam ama bu sadece senin sağlığın için. Gözlerime flört etmek için bakmayacaksın! Güven bana!
Yavaşça gözlerime baktı. Gözlerini kontröl edip yerime geçtim.
Y/N: gömleğini açar mısın?
JK: ne?
Y/N: az önce odadan çıkarken göğüsünü tutuyordun. Orayada bakmam gerek.
Gömleğinin düğmelerini açınca yanına yaklaştım. Göğüsünü kontrol ettikten sonra elime küçük krem kutusunu alıp göğüsüne sürmeye başladım.
Y/N: önemli bir şeyin yok. Bir az morarmış sadece.
JK: teşekkür ederim. Artık Hana'yı görebilir miyim?
Y/N: evet ama çok kalmana izin vermezler.
Jungkook odadan çıkarken bende arkasından bakıyordum. Hanayı nasılda güzel seviyor. Keşke benide böyle seven birisi olsaydı.
İlk defa Jungkookla böyle uzunca sohbet etmiştim. İlk defa ona bu kadar yaklaşmıştım. İlk defa gözlerime bakmıştı. Ama keşke kendi isteği ile baksaydı. Zorunda olduğu için baktı.
Odayı düzenleyip Hana'nın kaldığı odaya girdim. Jungkook başında oturmuş elini tutuyordu. Ona öyle bakıyordu ki benim içeriye girdiğimi bile fark etmedi.
Y/N: iyimisin?
JK: e-iyim.... Ne zaman uyanır?
Y/N: sabah uyanır ama istersen burda bekleme. Bir odaya gidip dinlen.
JK: yok böyle iyi....
Başımı sallayıp Hana'nın dosyasını kontrol etmeye başladım. Dosyayı yerine koyup Jungkook'a baktığımda garip bir şekilde gözlerime bakıyordu ama ben ona bakınca hemen gözlerini kaçırdı.
İç ses: saçmalıyorsun neden sana baksın ki?
Y/N: Jungkook saat çok geç oldu başka bir odaya gitmek istemiyorsan. Burda yatabilirsin.
Başını sallayınca odadan çıkıp kendi odama girdim. Bu gece nöbetteyim ama şimdiden çok yorgun hissediyordum.
İç ses: neden sevdiğin adamı kendi ellerinle o kadına itiyorsun? Hayır birde birlikte yatmaları için yalvarsaydın!
Onlar birlikte daha neler neler yapmışlardı bunamı takıldın sen? Keşke şu kapıdan şimdi beni çok seven birisi girsede bana moral verse...
Tae: Y/N-shi....
Y/N: Taehyung-shi?
Tae: birlikte bir yorgunluk kahvesi içeriz diye düşünmüştüm. Bana eşlik eder misiniz?
Y/N: tabi iki efendim.
Gülümseyip Taehyungun koluna girdim ve birlikte hastanenin kantinine gidip kahvelerimizi alıp dışarıda yıldızları izleyerek içtik.