Felix, bir yandan telefonuyla uğraşıyor bir yandan da Changbin'i bekliyordu. Bu sefer Felix, Changbin'e sürpriz olarak şehir dışına götürecek ve orada 1 hafta beraber kafa dinleyeceklerdi.
Sonunda Changbin, elinde küçük bir valiz ile kapıdan çıkıp Felix'in yanına geldi.
"Felix, Allah aşkına neden bana valiz hazırlamamı istedin? Nereye gidiyoruz bu sefer?"
"Sürpriz." dedi küçük olan. "Sürprizler söylenmez."
"Peki o zaman." dedi büyük olan. Hiç küçük olanı ikna edemezdi.
-----------
Changbin, otobüsün cam kenarına oturmuş müzik dinliyordu. Felix de hyungunun omzuna başını koymuş hem düşünüyor hem de hafif uyukluyordu. Changbin bir süre kafasını sağa çevirmiş ve uyuklayan küçüğü görünce hafifçe gülümsemişti ve hiçbir şey yapmadan öylece omzunda uyumasına izin vermişti.
Sonunda otobüs durduğunda Felix de uykusundan uyanmış geldiklere yere bakmış ardından telefonundan saate bakmıştı. Henüz 3-4 saatleri daha vardı varmaları için. Şimdi ise mola yerinde olmalıydılar.
Changbin'e baktığında hâlâ müzik dinlediğini farketmiş, Changbin'i korkutmadan hafifçe kulaklığı çekmişti.
"Hyung mola yerine geldik. Hadi bir şeyler yiyelim." dedi Felix. Changbin de kafasını olumlu anlamda sallamış birkaç önemli eşyalarını yanlarına alıp aşağıya inmişlerdi. Otobüs sıcaktı ama dışarısı biraz serindi. Felix de iner inmez biraz üşümüş ama hemen mola yerine geldiklerinde biraz da olsa ısınmıştı.
Ardından dinlenme tesisinin lokantasına gelip büyük bir sessizlikle yemeklerini yemeye başlamışlardı. Sonunda bu sessizliği Felix bozmuştu.
"Hyung ben tuvalete gideceğim istersen sen de gel istersen burada bekle." dedi Felix. Changbin de gelmeyeceğini belirttikten sonra Felix hızlıca tuvalete girmişti.
Changbin telefonuyla ilgilenirken Felix gelmiş saate bakıp derin bir nefes vermişti.
"Hyung 4 dakikamız kaldı. Hadi otobüse binelim." dedi Felix. Ardından Changbin masadan kalkmış eşyalarını toplayıp otobüse binmişlerdi.
------------
Saat gece 10'du. Otobüsün ışıkları açık, herkesin perdeleri de kapalıydı. Changbin müzik dinlerken uyuyakalmış Felix de az kaldı diye uyumuyor kitap okuyordu. Sonunda uzun süre kitaba baktığı için midesi bulanmış, su içip otobüsün içine ve kendi tarafındaki perdesi hafif aralanmış pencereden yola baktı. Bir süre sonra muavinin terminale yaklaştığını belli eden duyuruyu yapmıştı. Herkes uyanmış ve eşyalarını toplamaya başlamışlardı.
Sonunda otobüs, terminale giriş yapmış tüm yolcular aşağıya inmişti. Changbin ve Felix valizlerini almış ve terminalin oradaki taksiye binmişlerdi. Felix, taksiciye gidecekleri otelin adresini söylemiş ardından telefonuyla uğraşmaya başlamıştı.
Taksici, arabayı durdurmuştu. Felix de geldiklerini anlayıp taksiciye parayı uzatmıştı. O sırada da Changbin, valizleri alıyordu. Sonunda otele giriş yapmışlardı. Gece olduğundan dolayı lobide 3-4 insan vardı. Oteldeki görevliden kalacakları odanın kartını istemişti.
Evet odanın kartını. Çünkü Changbin ile ayrı odada kalamazlardı.
Changbin ise bunu sıkıntı etmemişti. Ardından yol yorgunluğuyla kendini yatağa atmıştı. Felix ise gülümsemişti.
"Hyung, üstünü değiştir öyle yat." dedi Felix bir yandan valizinden pijamasını çıkarırken. Changbin de onu onaylamış pijamasını alıp banyoya gitmişti. Üstünü değiştirip odaya geldiğinde Felix'in de giyindiğini görmüştü. Ardından da ikisi de tek kişilik yataklarına girip o yol yorgunluğuyla kendilerini uykunun kollarına teslim etmişlerdi.
oA yb atmışım bne
Umarım beğenirsiniz <31313131
ŞİMDİ OKUDUĞUN
pain don't go away ✧ changlix
Fanfictionlil_lix Hey, hyung! Neden acıyı bu kadar çok seviyorsun? [TAMAMLANDI/COMPLETED]