Merhaba Kim Jongin.
Woah, böyle seslenmek o kadar garip ki! Keşke adını öğrenmeseydim.
Öncelikle, gitmeme beş gün kaldı ve ben kendime söz verdiğim gibi kalan günlerimi oldukça verimli geçirmek için elimden geleni ardına koymuyorum.
Mesela bugün büyükannem ile güzel bir çin lokantasına gidip çin yemekleri yedik. Bir de senin yüzünden azar yedim. Pişman mıyım? Asla.
Aslında senin konunu hiç açmayacaktım. Ama dayanamayıp büyükanneme seni sordum. İlk önce neden sorduğumu sorup sinsice güldü -korkmadım değil - sonra senin hakkında bildiği birkaç şeyi anlattı. Birkaç şey 1,5 saatimize ve yemeklerimizin soğumasına mâl olsa da, buna değerdin.
Adının Jongin olduğunu, geçen yaz taşındığınızı, benimle yaşıt olduğu, 2 tane ablan olduğunu ve birinin evli olduğunu söyledi. Bir de çiçekleri çok severmişsin. Onu da söyledi.
Bir de, her cuma günü akşamı büyükanneme annenin yaptığı tatlılardan getirdiğini söyledi.
Bugün günlerden Cuma, tatlı getirir misin Jongin?
Bugün ilk defa salonda oturacağım ve seni bekleyeceğim. Kıçım düzleşse bile koltuktan kalkmayacağım ve bekleyeceğim. Geldiğinde seni biraz da olsa yakından görmek için. Kim bilir? Belki konuşursun ve sesini duyarım.
Gel olur mu? Annenin yaptığı tatlıyı çok merak ediyorum. Ama seni merak ettiğim kadar değil.
Seni bekleyeceğim Kim Jongin. Kalan beş günümü güzel geçirmek için seni bekleyeceğim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ten day / kaisoo
FanfictionKim Jongin karşı evden çıkan ufak tefek bir çocuğu fark etti. Bir de birkaç saniye önce çöpe fırlattığı 10 sayfalık incecik defteri. Do Kyungsoo kendi içinde 10 günlük koca bir aşk yaşadı, asla fark edilmeyeceğini düşündü. Onuncu günün sonunda fark...