Threat

701 66 19
                                    

Masanın başına zorla oturtulmuştum kahvaltı etmek için. Bu Jungkook denen yakışıklı adamla aynı masaya oturmak istemiyordum. Kahvaltı boyunca homurdanmıştım.

Onlarsa beni takmayıp anlamadığım ama kötü olduğunu bildiğim işler hakkında konuşuyorlardı.

Sandalyemden sesli bir şekilde kalkıp Jeon'a baktım. İkisi de bana 'deli misin' bakışları atarken "Evet deliyim ama sorun bu değil, sorun iki gündür aynı kıyafeti giyiyor olmam.."

Jungkook alayla "Kıyafet mi yok birazdan benimkilerden veririm birkaç parça bişey" diyip önüne dönmüşütü. "Yah! Senin çuvallarını asla giymem! Ya bana kıyafet alırsın ya da alırsın.

Namjoon bana hayretle bakarken, ben Jungkook'un hala bana bakmayan yüzüne ve sinirden olduğunu düşündüğüm titreyen eline bakıp sessizce yutkunmuştum. Aslında insanları sinir etmek benim için bir hobiydi ama nedense şu anda sik görmüş kedi gibi hissediyordum.

Sandalyesini devirerek hızlıca yanıma geldi ve bileğimi kavradı. Yüzünde hiçbir mimik oynamaması beni daha da ürkütürken bileğimdeki kemikler sanki birazdan kırılacak gibiydi. Gözünü benden ayırmadan "Namjoon çık" dedi sakinliği adamı delirtecek türdendi.

"Ama-" Gamzeli olan konuşacağı sırada Jungkook ateş fışkıran gözlerini ona doğrultmuştu. Namjoon bana son bir kez bakıp kapıya adımladı ve gitti.

Kolumu imkanı varmış gibi daha da sıkarken elimi çekmeye çalıştım. O üstüme doğru yürüken ben de geriye doğru adımlıyordum.

Beni duvarla arasına aldı ve bağırmaya başladı. "EĞER BİR DAHA BANA BAĞIRIP SAYGISIZLIK YAPARSAN..." o sırada eli pantolonumun üstünden kalçama gitmiş deliğimin üzerinde durmuştu. Gözlerim sonuna kadar açılmış ağzım da gözlerime eşlik etmişti.

"... O KÜÇÜK DELİĞİNİ KANATANA KADAR BECERİRİM!" elini son bir kez kalçamda gezdirmiş, kalçamı sıkmıştı. Daha sonrasındaysa hiçbirşey olmamış gibi sandalyesine geri oturmuştu. Ben hala olduğum yerde dururken o cebinden ufak bir tüp çıkarmış, içinden bir hap alıp ağzına atmıştı.

Bu kadar kolay bir şeye sinirlenip  bana dokunması ve ağzına attığı hap düşüncelerimi doğrular nitelikteydi. Jungkook sinir hastasıydı..

Aklıma az önce olanlar geldiğinde gözlerim dolmaya başlamıştı. Şu ana kadar hep kendi çıkarlarım için bile isteye başkalarının bana dokunmasına izin vermiştim. Biri hariç. Şimdi o bir olan sayı ikiye katlanmıştı.

Gözyaşlarım içeriye gönderdim. Güçsüz görünemezdim.

Hemen Jungkook'un yanına gittim. "Eee sonuç?" dediğimde sırıtmıştı "Seni becermemin sonucu mu?" dediğiyle tutmakta zorlandığım gözyaşlarımı zar zor engelleyerek göz devirdim.

"H-hayır kıyafet-" sesim titrediğinde cümlemi tamamlayamadan hızlıca ordan uzaklaştım. Gözyaşlarımı artık engellemiyordum. Bu adam dediklerini eğlenceli mi sanıyordu. Bir de sırıtıyordu. Hah! Pembe odama girip kapıyı kilitleyeceğim sırada Jungkook'un anahtarı aldığını gördüm. Kapıyı kilitlemeden sadece kapattım. Yatağıma oturup bir çığlık attım. Sonra da ağlamaya devam ettim.

Kapım tıklandığında başımı oraya çevirdim ve gözlerimdeki yaşları hızlıca silip arkamı döndüm.

Sesimi titretmemeye çalışarak "Gir!" dedim. "Miniğim.." diyen Jungkook'un şevkatli sesiyle bu adamın da benim gibi bir psikopat olduğunu anladım. Az önce bana bağrıp terbiyesizce konuşan o değilmişcesine şefkatli sesiyle bana böyle bir hitapta bulunması adeta çıldırtmıştı beni..



::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::

Hellööö  ben geldim...  Mdmvlvlgöhöl neden güldüm bilmiyorum canım çekti:) Yaaaaa

Neyse beni boşverin mvmvö Bayssss👻

HQFAA : JİKOOKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin