1.BÖLÜM

1.2K 153 82
                                    

1.BÖLÜM

Bu saatten sonra kaybedecek hiçbir şeyi yoktu, bilgisayarı bir başkasının eline dahi geçse umrunda değildi. Butona tıkladı ve çıkacak şeyi beklemeye başladı.

Bir kutu açıldı ve içinde 'Dileğini yaz!' diyen bir ibare vardı. Oraya tıklayınca yazı kayboldu, bütün sıkıntılarından nefret eden Beren kabul olmayacağını bile bile en uçlarda bir şey dilemeye karar vererek 'Çok zengin bir adamın karısı olup, düşüncesizce para harcamak ve o zengin kadınlardan olmak istiyorum.' yazdı. Parasızlıktan ve günü geçirmeye çabalamaktan bıkmıştı.

Hayalini düşündü, istediği öyle bir şey değildi ki... hatta Beren öyle insanlardan nefret ederdi. Bu da sonuçta kabul olacak bir dilek değildi, zengin olmayı kim istemezdi ki... bir kocanın karısı da olmak neydi? Hemen yazdığı yazıyı silmek istedi ama program çoktan dileği kabul etmişti. Sanki dileği kabul olacakmış gibi paniklemişti.

Ardından açılan ekranda 'Dileğinizin bedelini ödemeyi kabul ediyor musunuz?' yazıyordu.

Hesabında bir kuruş bile para olmayan Beren battı balık yan gider dercesine kabul et butonuna bastı. Ondan alacakları hiçbir şeyi yoktu, dolandırıcılar bu kez fakir birine çatmışlardı.

Oh olsun bu dolandırıcılara diye düşünürken tekrar sayfa yenilendi, siyah ekranın tam ortasında 'Bedelini ödemeniz şartıyla dileğiniz kabul olmuştur. Not: Bu dilek sahibine âşık olmak engellenmiştir.' yazıyordu.

Beren karşısındaki kişinin aptallığına gülerken ekrandaki siyahlık gitti ve kendi sistemi açıldı. Kontrol etmek için didik didik her şeye baktı ama bilgisayarına yapılmış herhangi bir saldırı yoktu. Neyse ney, diye düşünerek bilgisayarı kapatıp yattı, o program az da olsa rahatlamasına sebep olmuştu. Zor da olsa uykunun kollarına kendini bıraktı ve yeni günün kendine neler getireceğini düşünmek bile istemedi.
***

Sabah uyandığında, kendini bir rüyadaymış gibi rahat hissediyordu. İkinci el aldığı yatağının yayları sırtına batmıyordu. Gerinerek ayaklarını açtı ve yatağı yokladı yine batmıyordu. Mis gibi kokan yorganı üzerinden atıp gözlerini açtığında beyazın hâkim olduğu oda ışıl ışıl güneş alıyordu. Avizeye baktı ama evindeki tek ampulle alakası yoktu, çarşaflar eski püskü değil hatta yeni alınmış gelin çeyizi kalitesindeydi.

Tereddüt ederek oturdu ve emin olmak istercesine etrafına bakındı, neredeyse kendi evinin tamamı kadar büyük olan bir odada kocaman bir yataktaydı. Geceki programı hatırladı, böyle bir şeyin imkânı yoktu. Eğer astral seyahatte değilse bu yaşadığı kesin rüya olmalıydı, kendini çimdikledi canı yanmıştı. Yataktan kalktı ayakları yere basıyordu, sanki bir rüyada değil gibiydi. Yavaşça aynaya doğru yaklaştı, aynadaki kendisi saten gecelikler içinde seksi bir kadındı. Kısacası onunla alakası yoktu, kafasındaki kızıl peruk bile bu sen değilsin diye haykırıyordu. Mercan grisi gözlerine bakmak istedi aynı anda güçlü bir çığlık attı, çığlığı önce odada daha sonra ise büyük malikâne de yankılandı. Gözlerinde en nefret ettiği yeşil tonunda, iğrenç bir lens takılıydı.

Beren gözlerindeki lensleri çabucak çıkartıp bir kenara attıktan sonra odanın içinde fırıldak gibi dönmeye başladı. Başına giden eli kafasındaki iğrenç kızıl peruğu da bir kenara attı. Yerleri arşınlıyordu ama bir türlü kendini kontrol edemiyor ve olanları anlamıyordu, böyle bir şeyin olma ihtimalini mantığı kabul etmiyordu.

Kapının tıklanmasını üçüncüden sonra duydu, ardından kimin çıkacağını bilmediği kapıya doğru bakarak "Gel..." diye seslendi.

İçeri tereddütle giren otuzlu yaşlardaki kadın "İyi misiniz Hanımefendi?" diye sordu.

Dijital KocamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin