Dijital Kocam

2. BÖLÜM

2. BÖLÜM

Beren korkuyla eline alacak bir şey arandı, sonunda kenardaki sehpanın üzerindeki kumandayı fark edip eline aldı. Neye uğradığını şaşırdığı için karanlığa düşen bedeni kendini bulmakta zorlanırken isli duman gözleri yerini duman karasına bıraktı. Bunu Aras da fark etmişti, biraz önceki gözlerinin yerini koyu gri gözler almıştı. Hissettiği duyguya göre mi renk değiştirdi diye düşünmeden edemedi ama hızlıca toparlanıp ellerini kendine siper ederek ona dur işareti yaptı.

Beren korkuyla "Bana neden öyle bakıyorsun?" dedi. Hızlıca toparlandı. Elindeki kumandayı kendini korumak istercesine hâlâ ona uzatıyordu. Kimsin sen demeye korkuyordu, ya kocanım derse ne yapardı? Ya da kocasını tanımayan bir budala olduğunu anlarsa ne yapardı?

Aras gerçekten karşısındaki kadının kafayı yemiş olabileceğini düşündü, iki gece önce kendisini yiyecek gibi bakan budala kadın ile alakası bile yoktu. Kızıl çirkini peruk saçlar, yılan gözüne benzeyen yeşil lensler ve saçının rengine yakın kırmızı bir ruj. O iğrenç dudaklarıyla kendisini öpmek istemişti, ama karşısındaki kadının onunla bir ilgisi yok gibiydi sanki iki farklı insandılar. Doğal ve hiç boya sürülmediği belli olan saçları, grinin her tonunu yakalayan gözleri ve gül kurusu matlığında dudakları vardı. Kendine mani olamayarak "Çift karakterli misin?" diye sordu.

Beren kumandayı ona biraz daha uzatarak "Ne saçmalıyorsun? Her zaman olduğum gibiyim, asıl sen orada durmuş bana bakarken neyi planlıyordun?" dedi.

Aras'ın sinirleri bozulmuştu, içinden la havle geçirip kızgınca bakarken "Söyle! Yeni planın ne?" dedi.

"Ne planından bahs ediyorsun? Sen kimsin ki ben senin için kendimi düşünme zahmetine sokayım? Senin için plan kurmama gerek ne yaptın kim bilir bana?"

Aras sinirlerinin iyice gerildiğini anlayarak sakinliğini korumaya çalıştı, belli ki istediği onu farklı bir yönde etkilemekti. Aras aynı gerginlikle burun kemerini sıkarken "Daha kim olduğumu öğrenemediysen seninle ciddi işimiz var. Sana daha önce de söyledim ben Aras Cihangir, beni öyle kolay kolay kandıramazsın. Kendinle evliliğe zorladığın o gün sana beni kandıramayacağını söyledim. Hiç boşa oyunlar kurma!" dedi.

Beren duyduklarını sindirmeye çalışırken, beyninden vurulduğunu düşünüyordu. Evli olmasını bile kabul edemezken bu adamla evli olmasını asla kabul edemezdi, üstelik kendisi onu zorlamıştı ve bunun imkânı bile olamazdı. Bu pislik ARC teknolojinin sahibi üstelik de yazdığı programın hırsızıydı. Kendisine ait programı daha dün gerine gerine şirketin yeni programı diyerek tanıtmamış mıydı? Şimdi karşısına geçmiş bir de ahkam mı kesiyordu.

Beren elindeki kumandayı Biraz evvel kalktığı koltuğa atarak birkaç adımda Aras'ın önüne geldi. Hiç vakit kaybetmeden hatta düşünmeksizin suratına okkalı bir tokatı çakıp "Sen hırsızlığını böyle örterek beni mi bastırmaya çalışıyorsun?" diye sordu.

Yediği tokatın şokunu üzerinden atmakta zorlanan Aras karşısındaki deli kadının yaptığını ve söylediklerini sindirmeye çalışıyordu.

"Dua et ki kadınsın, yoksa sana nasıl muamele yapacağımı bilirdim."

"Bana hiçbir şey yapamazsın."

Aras "İnan bana buna tenezzül edecek olsaydım, çok fazla şeyler yapardım." dedi ve hiçbir şey demeden hızla evden çıktı. Beren aynı hızla dün sabah uyandığı odaya gitti. Burada böyle yaşayamazdı, bu cehennemden kurtulmak zorundaydı.

Giyinme odası olduğunu artık bildiği odaya girerek kendisini oraya attı. Abartısı bile abartılmış berbat giysilerin arasına daldığında kara kara ne giyeceğini düşünmeye başladı. O bunların içinde yalnızca düğüne filan giderdi, en iyisi bu üzerindekilerle çıkmaktı. Odanın içinde gözüne çarpan çantayı eline aldığında dolu olması için Allah'a dua ediyordu. Çünkü bir tek o çanta ortadaydı, diğerleri dolaptaydı. Her şey doğru olduğuna göre muhtemelen harcayacak parası da vardı, öyleyse kendini rahat hissedecek şeyler alırdı. Ortada duran cam dolabın altındaki gözlükleri fark ettiğinde gözlük zevkinin değişmediğini anlayarak çekmecesini çekti ve bir gözlük aldı. Çerçevelerin ardına saklanmaktan her zaman hoşlanırdı, şu an tek fark gözlüklerin orijinalim diye bağırıyor olmasıydı.