Yao önce herkesin gözlerinin içine tek tek baktı, ardından iki kolunu da daire şeklinde şekillerle çevirerek tek bir hamleyle BlaskPeras dışında herkes bi anda dondu birden bire zaman Yao'nun geçmekte başarısız olduğu bir ana gitti, karşında BlaskPeras vardı ve bu anı değiştirmek istediği için oraya gitmişlerdi. "Hayır Yao, şimdi olmaz." dedi BlaskPeras. Yao bunu zaten biliyordu ama sadece onun da bilmesini istemişti, ve zaman tekrar bulundukları yemek masasına döndü. "Tekniği iyi kullandın Yao,fakat daha ciddi işlerde bunu yapmalısın, evet sıradaki kimdi?" Şöyle bir süzdükten sonra gözü Mai'ye katıldı, Mai topluluğun en küçüklerinden olmasına rağmen, olgunluğu,zekası ve hoş karakteri ile diğerlerine göre kendini farkettiren isimlerden biriydi. Ve rengi de diğerlerinde göre daha koyuydu bunun hakkında da hep espri yaparlardı hatta kendisi bile. "Hayaletlerden korkmama gerek yok çünkü tenimden geceleri beni göremezler."
Bugün uykulu gibi görünmesine rağmen Mai ortama ayak uydurmaya çalışıyordu. "Evet başla bakalım." dedi BlaskPeras ve biranda Mai ortalıktan yok oldu ve BlaskPerasın arkasında belirdi. BlaskPeras döndüğünde tekrar kayboldu ve bahçeden "Buradayım" diye bir ses duyuldu. "Çok iyi" dedi içinden BlaskPeras, Mai'nin yeteği ışınlanmaydı. Mai geri geldiğinde sıradaki kişinin Şomin olduğunu gördü, Herkes "oo hayır, yo, sakın yapma daha yeni duş aldım." gibi istemsiz sesler çıkarırken "Kesin şu şamatayı artık" dedi BlaskPeras ve aniden beyaz beyaz kar taneleri tek tek hepsinin burnuna düşmeye başladı ve Şomin eline aldığı bir taşı o anda buz tutturdu. "Baya ilerlemiş görüyorum seni Şomin, bu çok işimize yarıycak hadi geç bakalım." Sırada Zay'deydi ve Şominin elindeki donuk taşı alarak onu eritti ve eski sağlıklı haline çevirdi.
"Şimdi durumu biraz daha hareketli hale getiriyoruz dedi BlaskPeras K.O kalk bakalım, hey sen Pekyun sen de." "Oh hayır olmaz çok acıtma lütfen dedi Pekyun." "Haha çok eğlenceli olucak" dedi K.O ve kocaman bir yumrukla Pekyunu toprağa fırlattı. Pekyun'un canı yanmış gibi görünüyordu ama K.O Pekyun'dan pek hoşlanmazdı çünkü Pekyun sürekli olarak K.O'yla uğraşmayı kendine iş edinmişti. Zay koşarak Pekyun'un yanına gitti ve parmaklarının hareketleriyle Pekyun'u iyileştirirdi ve Pekyun eskisinden daha sağlıklı oldu. "Seni alçak" diye bağırdı Pekyun K.O'ya. "Tamam tamam hadi geçin yerinize" diyerek Chinchinin kalmakmasını işaret etti. Chinchin kollarıyla şimşekler ve gökgürültüsü yapmaya başladı. "Daha kuvvetli" dedi BlaskPeras ve gökyüzü neredeyse yarılacak gibi oldu bi anda. "Tamam tamam senden beklenildiği gibi" ve Chinchin uzun dudakları ve sonsuz sevimliliğiyle yerine geçti. Chinchin çok şevkatli ve yardım severdi, onların anneleri olmadığı için herşeylerinde onlara yardım etmeye çalışırdı. Sıra topluluğun BlaskPeras'dan sonraki koruyucusu ve liderleri olan Suso'ya geçti, çoğu liderin aksine Suso, ego ve ezme gibi huyları yoktu, son derece güler yüzlü, sevecen ve her zaman onların mutluluğu ve beraberliliği için uğraşan, herkes tarafından sevilen bir koruyucu melekti o. Suso'nun ayağa kalkması ile birlikte çeşmeler hareketlenmeye başladı, Suso sürekliii elleriyle sağa sola su fıçkırtıyordu. Ve aniden Chinchin'in şimşeklerine doğru bakarak elleriyle inanılmaz bir yağmura neden oldu, çünkü o suyu kontrol ediyordu. Ve bu onu çok mutlu ediyordu. Ardından devam ettiler. Pekyun'nun gücü ışıkları kontrol etmek ve ışık yaratmaktı ve Kinyel sıra ondaydı onun gücüyse Suso'ya karşılık ateş üretmek ve ateşi kontrol etmekti, Suso Kinyel'in çıkardığı ateşi söndürebilir Kinyel'se Suso'nun söndürdüğü ateşi tekrar yakabilirdi, bir çift gücüydü adeta.
Yavaş yavaş yetenek güncellemeleri bitiyordu geriye son iki kişi kalmıştı. Lusan. Lusan toplulukta güzelliği, yetenekleri, kişiliği ve sesi ile neredeyse herkesin en çok sevdiği kişiydi. İnanılmaz güzel bir suratı vardı ve El Dorado halkı adeta ondan büyüleniyorlardı, kızlar onu inanılmaz derecede kıskanıyordu fakat o kendini her zaman erkeksi ve güçlü görüyordu ve ona öyle söylemelerini istiyordu. Lusan ayağa kalkarken masadaki tabak, çatal, bıçaklar hatta tavuklar bile havalanmaya başlandı, elleriyle hepsini kontrol edebiliyor ve sürüklüyordu, bu telekinesisdi. Herkes ona hayranlıkla bakarken BlaskPeras da ondan etkilenmiş gibi görünüyordu. Kıros da eşderha gibi uçabiliyordu ve bunun onu daha cool yaptığını düşünüyordu. Gösteri bitmişti şimdi herkesin neler yaptığını bile biliyorduk fakat bunları ne için kullanıcaklarını kendileri bile bilmiyordu. BlaskPeras'ın ortamın şenliğine kapılan yüzü birdenbire ciddiyete bürünmüştü. "Şimdi hepiniz beni dinleyin, çok önemli bir olay oldu ve bunu benden öğrenmeniz gerekiyor, artık bu Orta Dünya göründüğü gibi yemyeşil değil, bizi bekleyen bi sorun var ve eğer birlikte olmazsanız, yakında tüm El Dorada'da olmuycak, şimdi siz bir efsane başlatmak üzereseniz. Tanrı yardımcımız olsun.."