Seda'nın ağzından,
Bir fizik dersinin daha sonuna gelmiş bulunmaktayız. Sılanın nabzını yokluyorum. Ohara kız yaşıyo. Zil çalınca ben de hayatsal fonksiyonlarımın devam ettiğini fark ediyorum ve eve gidince şükür namazı kılmayı aklımın bir köşesine not ediyorum. Önümüzde oturan Cansu Reyiz de bitkisel hayattan çıkıp bize bakıyor. Sonunda aramızdaki üçlü bakışmayı bırakıp konuşmaya başlıyoruz. Cansu'ya dönüp,
"Ders ne la çöm?" diyorum.
Tabi kız da doğal olarak tescilli malsın bakışı atıp,o can alıcı,yürek burkan,yaralarıma tuz basan-neyse saçmalamayım-kelimeyi söylüyor,
-İNKILAĞĞĞP!
İçimdeki ses nayır nolamaz diye Cüneyt Arkın'a bağlarken, dışımdan ders programına sövüyorum.Fizik dersinden çıkınca-normal olarak-kimse teneffüse çıkmamış. Sonra bizim kızlardan Buse sınıftan içeri girdi. Buse kim dersek bizim bu yıl bu sınıftan başka sınıfa geçen kamkimiz olur kendileri. Başka sınıf dediğime bakmayın hanfendi her teneffüs bizim sınıfa damlar. Neyse, Buse sınıf kapısının oraya bakıp "Gel, gel" deyip, eliyle içeriyi gösteriyor. Veeeeeeee... İçeri Batu girmesin mi? Anacım şimdi bu Batu Busenin kestiği çocuk. Ona kalırsa bizim kızların hepsinin bi kestiği(Paramparça ediyoz çocukları :d) var. Sırf şaka maksatlı yani. Ama şaka da olsa yediklerine, içtiklerine kadar biliriz. Neyse biz tekrardan Buseye dönelim. Sınıfa bakıyorum bi sessizlik. Herkesin gözler pörtlemiş bi şekilde Buse+Batu ikilisine bakıyoruz. Lan bu kız Batuyu nasıl sınıfa getirdi? Sılayla birbirimize bakıp, yine Buseye dönüyoruz. Burak da Batuya "Noluyo laa?" gibisinden bakış atınca çocuk da "Buse sınıfı gezdirmeye getirdi." demesin mi? Ulan malamat çocuk, ulan ortası sıkılmış diş macunu kılıklı. Sınıf gezmeye mi gelinir? Vurun beniiiğ, façalayın beniiiğ, öldürüp tellere asın beniiğ. Saçmalamayı bırakıp ortama dönüyorum. Herkes hala dik dik bunlara bakıyo. Sonra Batu, Busenin çantasını ağır çekimde sıraya koyup, Buseyle sınıftan çıkıyorlar. Tabi biz de şoktan çıkıp arkalarında koşturmaya başlıyoruz. Kafamızı kapıdan uzatıp, Buseyle Batunun vedalaşmasını izledikten sonra, sınıfça Busenin yanına doğru depar atıyoruz. En önde Şeyma ve Murat ellerinde telefonlar çoktan videoya almışlar bile. Bu Şeyma dengesizi depar atarken hızını alamayıp Buseye tosluyor, Buse de ardından duvara tosluyor, sonra bizde sınıfça bunlara tosluyoruz. Sonuç olarak 20 kişi birden amele sümüğü gibi duvara yapışıyoruz. Koridordaki öğrencilerin "Bunlarla aynı okulda olmaktan tiksiniyorum." bakışlarına maruz kalıyoruz. Altta kalan Busenin "Ezildim lann" diye bağırmasıyla duvarın ordan çekiliyoruz.Buseye "Noldu lann anlatsana"diye bağırınca kız kendine geliyor ve heycanlı bir şekilde olanları anlatıyor. Yav bunlar işi pişirmişler bile.Çocuğun saçına dokunmalar,dolaşmalar falan. Abovvv. Yemin ediyorum şu üç yılın patlama şokunu yaşadım. It iz e Big Ban or bu şokes. Vay bee helal lan Buseye.Olayın detaylarını da dinledikten sonra bahçeye çıkıyoruz. Ohhh temiz hava bol gıda. Tabi bu olayın üstüne saçmalamasam ayıp olur. Dışarı çıkınca Juniorumu başlıyor gözlerim aramaya. Bu Juniorda Merve kankamla benim kestiğim çocuk. Bakıyorum, bakıyorum, dur la şu mu yok la o değil,ahanda ayy aşkilattam oturmuş oraya arkileriyle yaa. Coolluğuma bırakıp çaktırmadan kesiyorum. Biz kızlarla dolaşırken o ses ,hayır,hayır zil çalmasın nolurr! İnkılap nedir abi yaa. İşsizlikten ders üretmişler yeminle.Sallana sallana sınıfa gidiyoruz. Sınıfa girince gördüğüm manzara karşısında bi kez yıkılıyorum. Sınıf sınıf değil çocuk parkı yeminle.Jurassic parkla yarışır durumdayız. Göt kadar yerde top oynayan mı dersin, candy kameranın monsterıyla çekinen mi dersin?Allahım ne günah işledim vardı. Neyse ders başlıyor ama hoca yok. 10 dk geçtikten sonra tam "Hoca gelmedi mi lağğn yoksa"diye bağıracakken hoca sınıfa geliyor ve ben yerlerde. Hüsranlardayım,yastayım a dostlar.Sonra hoca insafa gelip bizi boş bırakıyo ve biz insan dışı seslerle dışarıya çıkıyoruz.
Merhaba gençler:)Öncelikle yazdıklarımız tamamen gerçek. Yorumlarınızı ve oylarınızı sabırsızlıkla bekliyorum.Kendinize iyi bakın:)
