-şeymanın ağzından-
Banada atın banada diye bağırıyordum.Topa vurabilmek için ordan oraya koşarken sonunda topa vurmayı başarabilmiştim.Gülay'a baktığımda burnundan ateş cıkaran bir ejderha görüyordum "TOPAĞĞ DÜZGÜN VURUNN"
Öğle araları okulda herkes top oynardı.Bir tarafta futbol, bir tarafta basketbol ,bir tarafta voleybol oynanırdı.Bizde voleybol oynamaya çalışanlardık.Sinem ,ben ve Seda hep güldüğümüz için Gülay bize hep kızardı.Ben güzel oynamak zorundaydım.Çünkü karşımda maviş oturuyordu.Tahmin edeceğiniz gibi gözleri mavi olduğu icin Maviş diyorduk.Çok yakalayamasamda gözlerini üzerime dikiyordu.Her ne kadar cool görünmeye çalışsamda birçok kez hayvan gibi böğürüyordum arada küfür birazda tükürük saçarak konuşuyordum.
Vee işte o an; 87 kilo olmama aldırmadan okul bahçeesinin ortasına doğru topun peşinden avını yakalamak için koşan bir aslan gibi gözlerimi topa dikmiş koşuyordum.Taa ki büyük bir "GÜM" sesi duyana kadar.Ben mi yanlış görüyorum yoksa karşımda elini bana uzatmış Maviş mi duruyordu.İyi misin dedi ? Öyle bakıyordu ki sanki elimden tutup kendine çekip dudağıma yapışacak gibiydi.Bende karşılık veriyorum tabi.Tam elimi uzatacaktım ki kafama bir yumruk darbesi aldım.Kafamı yumruğun geldiği tarafa çevirdiğimde karşımda mavişin değilde okul bahçesindeki öğrencilerin olduğunu farkettim.Oysa hayali bile güzeldi.Ben hala mayhoş mayhoş etrafa bakıyordum.Herkes bana gülüyordu.Kalabalığın içerisinden onuda görebiliyordum hemde gülüyordu.Dikkatimi Murat'ın kamera sesi dağıttı.Benim remimi çekmişti.Tam sinirlenecektim ki arkamdan beni kaldırmaya çalışan birkaç kızın ıığh seslerini duyunca kendimi kahkaha atmaktan alıkoyamadım.