Bölüm 5: Sınırlar

1.6K 81 2
                                    

Vote ve yorumlarınızı eksik etmeyinn. İyi okumalarr💕

Kibardı. Eskiden de böyleydi soğuk bir yapısı olsa da mizaç olarak asla kaba ya da sert değildi. En azından oyun oynarken mızmızlanmamıza o kadar kızdığı halde hiç bağırıp kötü davrandığını hatırlamıyorum. Gülümseyip kafamı salladım ve bankın boşta kalan kenarına oturdum.

Barış: '' Ee ne işin var burada anlat bakalım'' dedi.

'' Tam olarak burada mı yoksa kasabada olmak anlamında mı? " dedim.

Barış: " Aslında tam burayı sormuştum ama her ikisi de olabilir" dedi.

" Kasabaya yıllardır gelmiyorduk yurtdışına taşındığımız için ama uzun zaman geçti ve özledik geldik, insan geçmişini özlüyor.'' dedim ve o sıra sebepsizce durup gözlerine baktım. Görmeyeli uzun zaman geçen hala çocukluğumdaki gibi ışıldayan gözlere... O da benim gözlerime bakıyordu. Bir kaç dakika böyle bir sessizlik yaşadık. İçimden kendime 'nisa noluyor napıyorsun' diye sitem ederek lafıma devam ettim:
" Burada ne işim olduğuna gelirsek sadece dinlenmek için banka gelmiştim ''

Barış: '' İyi de bu bank niye?" dedi.

Bu ne saçma soruydu böyle bank yani bulmuşum oturmaya geliyorum.

" Kasabaya ilk geldiğimde sahilde yürürken denk geldim yerini sevdim oturup boyadım. Şimdi de oturmaya gelmiştim''dedim

Barış:"Bankın el yapımı olduğunun farkında mısın? Yani biri yapmış etraf sessiz sakin kimse gelmez diyip kendi için yapmıştır belki. Neden boyadın?" dedi dingin ses tonuyla ama biraz iğneleyici bir ifadeyle.

" Hiç öyle düşünmedim. Haklı olabilir ama sonuçta bank yani herkes kullanabilir. Ben de boyadım. Hem daha güzel oldu böyle " dedim.

Barış: " Evet fena görünmüyor ama sen yine de başkalarının sınırlarına dikkat et bence bazı insanlar ellerinin değdiği her şeyi kendi sınırlarına dahil ederler ve sınırlarına sadıktırlar. " dedi.

Belki haklı olabilirdi ama o bankı gördüğümde asla böyle şeyler düşünmezdim. Yine olsa yine boyardım yani.

" Aman neyse ne sahibi kim bilir nerde yapıp bırakmış işte. Ben de güzelleştirdim o kadar. Yine eskisi gibi doğruların peşindesin oyun oynarken bile böyleydin" dedim.

Barış:" Alla Allah bana laf ediyor oyun oynarken bile doğrucuydun diye kızım mızıkçı olmasaydınız benim de doğruculuk yapmama gerek kalmazdı. '' dedi

Sanırım yine haklıydı ama bu beni bağlamazdı." Mızıkçı değildim ben sen yanlış hatırlıyorsundur malum hafızan benim kadar taze olmayabilir. '' dedim konuyu örtpas edebilmek için.

" Kızım sen beni deden yaşında falan mı zannediyorsun acaba. Artık ne kadar aklı başında bir çocuksam öyle saymışsın galiba'' dedi ve dalgaya vurdu o da.

"Hiçte bile soğuktun sen olgun falan değil" dedim.

" Napalım mal bu beğenirsen ufaklık" dedi ve gülümsedi. Bir saniye kalbim mi tekledi benim. Hayır hayır saçmalama Nisa yok bir şey yorgunluktan oldu.

Ve Barış telefonuna bakıp tekrar söze girdi: "Ben kaçıyorum Berkan gelmiş işler bizi bekler" dedi

" A Berkan da mı geldi?" diye sordum sevinerek.

"Evet" dedi.

"Onu da görmek isterim bir ara, selamımı söyle" dedim. Dediğime kafa sallayarak yanımdan kalktı. Arkası dönük yürümeye başlamıştı. Ben de arkasından bakıyordum. O sırada arkasını döndü ve: "Ha bu arada bankı yapan bendim" dedi yarım bir gülüşle, ardından yürümeye devam etti.

Arkasından sadece bakakalmıştım...

Bir bölümün daha sonuna geldiik.

Beğenmeden geçmeyin❤️.
👊Lütfen kısa da olsa yorum yapıp görüşlerinizi belirtin.

Sonraki bölümde görüşmek üzere... 👋

UFAK BİR MESELE | NİSBARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin