Bölüm 7: Tehlike

1.5K 81 3
                                    

İyi okumalarr...

Nisa'dan:
Sabah odama sızan güneş ışığıyla uyanmıştım. Birden gelen gülümseme isteğim beni şaşırtmıştı içimde değişik bir mutluluk vardı. Yatağımdan kalkıp saçlarımı topladım ve içimden şarkı söyleye söyleye yüzümü yıkamaya gittim. Ardından annemin mutfakta kahvaltı hazırladığını farkedip ona yardım ettim. Güzel bir kahvaltının ardından odama geçtim.

Enerjik bir günümdeydim ve boşa gitmemeliydi. Aklıma bisikletle kasabayı turlamak geldi. Arya'nın her zaman bahçelerinde duran bisikletini ödünç alabilirdim. Tabi Arya henüz uyanmamıştır ama göremeyince benim aldığımı tahmin ederdi. Dolabımdan kot şort ve ince bir gömlek alıp üstüme geçirdim ve evden çıktım.

Aryaların evi beş dakikalık yürüme mesafesindeydi. Sokaklar sakin ve güneş tenimi ısıtırken bahçelerine girip bisikleti aldım. Aklımda gidecek belirli bir yer yoktu etrafta biraz turlayacaktım. İlk olarak çocukluğumun geçtiği sokakları güzelce turlamak istedim.

Hızlıca pedal çevirmeye başladım bu bir alışkanlıktı bisikleti hızlı sürmeyi severdim küçükken kendimi çok yaralamışlığım olsa da. İnsan bazen tehlikenin farkında olsa da öncesindeki hazzı sevebiliyor. Bu güne kadar sevdiğim çoğu şey de tehlike taşıyordu zaten.

Hızlıca köşeyi dönerken önümde bir çift ayak görmemle frene bastım. Neyseki erken farketmiştim de tekerlek ve ayaklar dip dibe gelmiş olsa da durmayı başarmıştım.

Kafamı kaldırıp baktığımda elinde bir poşetle Barış ı görmeyi beklemiyordum. Yüzü sakindi bir kaç dakika düz düz yüzüme bakmıştı ve bu bende kızacak hissi uyandırmıştı. Neyseki sonunda sesi duyulmuştu:
'' Bu hız ne beni öldürmeye mi niyetlendin? '' dedi. Sitemkar olmayan bir tonda.

Ne diyeceğimi bilememiştim:      '' Şeyy...yani hayır. Ben senin çıkacağını bile bilmiyordum ki'' diyebilmiştim.

Barış: " Şanslıymışsın ki ben çıktım. Başkası olsa sorun olabilirdi. Ben senin deliliklerine alışkınım küçüklükten" dedi.

" Ne? Deli mi deli falan değilim ben sadece biraz hızlıydım ve farkedince durabildim" diyerek kendimi savunmaya geçtim.

Barış: " Tamam buna ikimizde inandık gibi yapıyorum. Bu arada günaydın. '' dedi

" Günaydın. Bir de şey özür dilerim ama senin de sabah sabah burada ne işin var yani'' saçmalamaya devam ediyordum.

Barış:"Kahvaltı yapmak için ekmek almaya gideceğimi haber vermediğim için üzgünüm küçük hanım. Bir daha olmaz" diyip kahkaha attı.

Güzel bir kahkaha attı demek daha doğru olur sanırım. Çünkü bu olaya sıradan bir kahkaha gibi davranmak ayıp olurdu. Ne diyorum yine ben. Gerçi suç bende değil de her neyse.

" Tamam saçma bir isyandı kabul. Neyse ben yoluma devam edeyim sana da afiyet olsun" dedim ve daha fazla saçmalamadan bu andan kurtulmayı seçtim.

" Teşekkür ederim. Sana da güvenli yolculuklar tabi bu şekilde ne kadar mümkünse" diyip güldü ve önümden çekildi.

Bir bölümün daha sonuna geldik. Vote ve yorumlarınızı eksik etmeyin.😘

VE BİR SORU:
Hikaye iki bakış açısından anlatılacak ama ağırlıklı olarak Nisa'dan mı yoksa Barış'tan mı olsun?

UFAK BİR MESELE | NİSBARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin