2. bölüm

112 6 152
                                    

Sabah oldu ve her zaman ki rutin işte. Evden çıktım ve tyron'u almak için kapının önünde bekledim. Neden bu çocuk evden bu kadar geç çıkıyor? Sonunda çıktı ve yürümeye başladık. Bugün nedenini bilmiyorum ama çok mutluyum, konuşarak okulla gitmeye başladık:
-mahalleye alışabildin mi?
-evet iyi insanlar var
-güzel bugün bize geleceksin değil mi?
-evet,hem ders çalışırız hemde belki bana etrafı gösterirsin
-olur, ben normalde insanlara bu kadar kolay ısınmam ama sana çabuk ısındım
-bende sana
Okulla vardık ve o kendi okulluma bende kendi okulluma girdim zaten yan yanaydı okullar. Her neyse sonunda sırama oturdum ve insanların aptal davaranışlarını izlemeye başladım. Nereden geldim ben bu okulla? Sonunda zil çaldı ilk ders resimdi ve resim yapıyorduk. Bu hoca kulakları radar gibi kalemin ucu kırıldı ve hoca yanıma geldi:
-kızım çok bastırmasana kalemi
-tamam
-kağıa bak ne halle getirmiş
Bunları söyledikten sonra gitti. Gıcık hoca! Neyse yine günlük şeyler son derse girmiştik ve sınıfın kendini havalı sanıp havalı olmayan çocuğu geldi. Matematik ödevini masamın üstüne fırlatı:
-hey şu ödevleri yap benim bu akşam biraz işim var
-ne yapacaksın? Kendin yap benimde ödevlerim var
-erkeksi şeyler sen anlamazsın
Ödevleri elime sıkıştırdı ve gitti. Ben bu erkekleri anlamıyorum ne yapabilirler ki? Erkeksi şeylermiş. Sonunda derse girdik ve cam kenarındaki grup ses yapıyor diye benim yerimi değiştirdi öğretmen. Ders bitti ve kursa kalmayanlar evlerine benim gibi kursa kalanlar kursa ,sınıflara, yerleşriler. Sonunda kurs da bitti ve tyron'u almak için okulun önünde beklemeye başladım. Dün gördüğüm adamı gördüm, beni görmemesi için okullun içine girdim ve boş bir sınıfa geçtim. Sonunda zil çaldı ve hemen kendimi dışarı attım. Tyron okul kapısının oraya gidiyordu. Hemen ona doğru koştum ve onula beraber yürümeye başladım:
-günün nasıl geçti tyron?
-aynı, senin ki?
-normalin altına
Sonunda evlere dağıldık ve ben üstüme rahat bir şeyler giyip yatağa uzandım. Annem aşağı çağırdı:
-bugün banyo yapıcaktın. Hatırlatmamı söyledin
-bugün yan komşunun oğlu gelecek yarın yaparım
Annem kaşlarını çattı:
-o gittikten sonra yap işte
-tamam ama ben ona ders çalıştıktan sonra mahalleyi gezdirecektim.
-gecenin yarısı yap o zaman
-anne ne yaptın ya
-ya yap yada gazabımla yüzleş
-gazabın ne?
-bebeklik resimlerini gösteririm
-yani
-ve o videoyu açarım
-tamam tamam peki ,sorumluluklarımı yerine getireceğim
Tam o sıra kapı çaldı ve kapıyı açtım elinde sırt çantası vardı. İçeri girdi ve üst kata çıktık. Sandalyeye oturdu masaya döndü onun yanına oturdum:
-hangi dersi anlamıyorsun?
-kimya
-zaten onun kim olduğu belli değil
-güzel espiri ama gerçekten anlamıyorum
Bana ilk konulardan anlatmaya başladı. İlk konuyu bittirdi:
-anladın mı?
-yani...sanırım
-tamam o zaman şimdi sırada soru var
Çantasından kalın bir test kitabı çıkarttı ve kendinden bile uzun çıkardı. Zarzor çözdüm. İyiki cevap doğruydu:
-gelecekteki sınavda böylemi sorular çıkacak
-evet,sorular aşırı kolay değil mi?
-senin için öyle ama benim sınava giderken yanımda vazalin götürmem lazım
-neden ki
-başka türlü girmez çünkü
-merak etme ben sana bu soruların nasıl çözüleceğini öğretirim
-teşekkür ederim şuan sana sarılabilirim
-citti misin?
-aslına evet istemiyorsan yapmam
-olur sarıl bari
Bunu dedikten sonra ona sarıldım:
-dur kemiklerimi kırıcaksın
-sadece biraz daha
-tamam ama insanlar bu kadar uzun ve sıkı sarılmıyor
Biraz daha sarıktan sonra beraber ödevleri yaptık ve annem aşağı yemeğe çağırdı ve bizde aşağı indik yemek yiyorduk annem konuşmaya başladı:
-anladı mı bari?
-düşündüğümden daha hızlı anladı diyelim
-anne neden bunu bana sormadın da tyron'a sordun?
-sen kesin yalan söylerdin o yüzden
-ben yalancımıyım
-ehh biraz yani
Neyse yemeği bitirdik ve dışarı çıktık biraz geziyorduk. Bir ormanın önünde durdum:
-hadi ama ormana girmek güzel olmaz mı
Tyron bir korkmuş olmalı ki
-neden ki bence başımıza bir şey gelir gitmeyelim
-hadi tyron korktun mu?
-aslında tırsmadım değil
-biliyorsun korkanın çocuğu olmaz. Söz veriyorum ellini bırakmıyacağım
Dedim güldüm ve ormanın içine doğru yürümeye başladık:
-bak o kadar da korkunç değil
Tyron bir şeye bastı:
-ıyyyy bu da ne?
Telefonumun ışığını yaktım ve tyronun ayağına tuttum. Bu kandı. Birden yüksek seste bir gülme sessi duydum ve tyron'u çalılıklara ittim ve kendim de onun yanına oturdum:
-ne oluyor bu-
Sözünü bitirememişti. Çünkü ağzını ellimle kapatıyordum. Sonunda elimi çektim ve sessizliğin içinde hareket etmeden beklemeye başladık.

never mind meHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin