Sinirden âdeta kudurdum. Saçlarımı temizleyene kadar özgürün tüm yedi cedine el attım. Resmen ayranı başımdan aşağı döktü bir de pişkin pişkin gülüp kaçmıştı. Lavobodan çıkıp sınıfa gelmiştim. Sınıfta bir kaç kişi dışında pek kimse yoktu. Sırama geçip oturmuştum. Sinirden onu otuz iki yerinden bıçaklayıp gelinlik giydirip onu uçurumdan atmayı hayal ediyordum. Rezil oldum tüm okula yetmezmiş gibi okul kıyafet ve saçımı mahvetmişti. Benim alacağım intikamım daha ağır olmalıydı. Ama bundan önce sakinleşmem gerekiyodu. İçimden 'sakinleş sakinleş sakin-...' kendi kendime telkin verirken kapının girişinde cool cool duran özgürü görünce bütün telkin vermelerim uçup gitmişti. Elimi istemsiz sıkarken gözlerimden anlık geçen sinir yerine sinsi bir gülümseme bırakmıştı. Sadece benim yaptığım taktikti çünkü ona böyle kalamayacağını bilmesi gerekiyordu. Özgür yalı kazığı gibi dikilmekten vazgeçip sıransa oturmuştu. Ben ise sadece onu otuz iki yerinden bıçaklamaya devam edip uçurumdan aşağı atıp duruyordum. Güzel bir intikam almam gerekiyordu. Bir daha benimle uğraşamayacağını anlaması gerekiyordu.
Cool cool yerine oturmaya giderken aklıma harika bir fikir gelmişti. Sırasına uhu dökecektim.
Ya of düşündüğüm şeylere bak çocuk muyum ben? Sinirden kurdurup kurdurup elde 0 şekilde oturdum. Bende tam sıkılacakken sınıfa alev girmişti. Alevden nefret ediyordum. Sürtük kavramın beden bulmuş hali. Elleri göğüsünde sinsi sinsi gülüp bana doğru yürüyordu. Bende şimdiden allahtan sabır diliyorum. Bende inadına daha çok gülümseyip belanın bana gelişini izledim. Resmen belanın bana gelişini gülümseyerek izledim. Alev yanıma gelince o tiz sesi ile "merhaba şekerim. Görüyorum ki imaj değişikliği yapmışsın. Hayırdır kendine bir bad boy bulamayınca bu tarz yollara mı başvurdun?"Valla dövmek için güzel bahane ama özgür sınıftaydı ve eğer bu salağı döversem dalaga geçecektir. En iyisi laf sokup gönderim.
Aynı onun gibi sesimin en ince tonunu kullanrak "Alev bu yolların ustası sen olmuşsun bana ne hacet. Ayrıca bağzı davar yüzünden üstüm mahvoldu ve bende üstümü değiştirdim." Bunları söylerken bastırarak söylemiştim. Alev gene öküzün trene baktığı gibi bakınca dedim ki "Alev yol al. Sinir kotam doldu. Seninle uğraşamam. Ha ayrıca sevgili alev burdan mezun olana kadar beni katil yapma." "Alesya hanım öyle olsun." Onun amacı ben değilim ki yeni gelen öğrencileri kesmekti. Geldiğinden beri gözleri arkaya bakıp duruyordu. Güya yanıma konuşmaya gelmişti. Neyse o salak gittiği için kafamı sıraya koyup biraz uyuklayabilirim. Tam o sıra bizim muhteşem süper üçlü salak geldi. Rümeysa yanıma sema ile nazlı önüme oturmuştu.Hepsi meraklı gözler ile bana baksalar da benden ötürü bir şey soramıyorlardı. hele özgür sınıftayken sorsalar herhalde katil olmak kaçınılmaz olurdu. sema semalığını yapıp sordu.
"alesya ne oldu anlat artık patlayacağım" onlara anlatmam gerektiğini biliyordum ama sınıfta olmazdı çünkü özgür salağı planlarımı duyup ona karşı bir önlem alabilirdi. o yüzden mimiklerle onlara tuvalete gitmemiz gerektiğini anlatmaya çalışıyordum. yüzümü mal mal şekillere sokup anlatmaya çalışsamda bizim mallar tip tip bakıyordu yüzüme. en sonunda dayanamayıp "kalkın tuvalete gidelim" kızlarla beraber kalkarken özellikle arka tarafa bakmamıştım. ondan nefret ediyordum. Egolu korkak ne olucak. sınıftan çıkar çıkmaz. hepsi bir ağızdan "alesya analt artık çatlıyacağım vallahi"
"sakin olun be sizde mahalle karıları gibi ne oldu ne oldu. bir şey olmadı o davar üstüme emir yağdırdı bende yapmdım sonra üstüme ayran döktü sonra mal mal kaçtı. Hayır yani madem korkaksın ne diye uğraşıyorsun ki." kızlar tuvaletine geldiğimiz vakit tuvalete bir kız ellerini yıkıyordu.( sema) "valla bak beden söylemesi bu metorcuk senden hoşlaşıyor." rümeysa sessiz kalmıştı. nazlı ise "kendini beğenmişin teki işte tipine güveniyor. tipine soktuğum" nazlının haklı tespiti ile gidip anlından öptüm. "yürü be nazlı aklı başında sen varsın he. sema daha dün gelen biri nasıl hoşlanabilir benden?"
sema yüzünü buruşturup " aman be siz içi geçmiş neneler ne anlarsınız aşktan. aşk dediğin illa hep biraz zaman geçirdikten sonra değil ki zamanla olan şey sevgidir. aşk ilk gördüğünde başalar. sonra sözlerine sonra gülüşüne sonra tavırlarına sonra aşık olacağın bir şey kalmayınca geriye sevgi kalır. aşkın bir sonu var fakat sevginin yoktur. sonsuza kadar aşk yoktur. sonsuz sevgi vardır. ama siz ne anlarsınız ki?" semanın dediklerinden etkilenmiştim doğrusu. rümeysa semaya doğru dönüp "sema peki her gördüğüne aşık olan sen sevdiğin kişiyi nasıl ayırt ediyorsun?" sema normalde eleştirip laf atmasını beklerken yüzü bir anda düştü. bu beni şaşırtsa da sesimi etmedim.
Sema ilk sessiz kalsa da sözlerine şöyle devam etti. "ben kolay aşık olan bir tip değilim. Sadece yakışıklı olanları beğeniyorum. Ve dolayısıyla biraz abartıyorum. Aşık olduğum tek biri var. Onu görünce bütün dünyam aydınlık değil aksine kararıyor. Aşık olmak kolay değil. Bazen abartıyorum ama o da kişilik meselesi" omuzunu silkeleyip rümeysaya döndü "demem o ki aşık olduğum kişiyi görünce diğerlerinden farklı olarak sadece- neyse işte öyle işte. E konu ben değilim ki alesya konu ne ara bana geldi. E anlat alesya hanım ne yapmayı planlıyorsun?" konudan o kadar bağımsız olduk ki ben özgürü unutup semayı düşünüyordum. " bilmiyorum şimdilik sessiz kalmayı planlıyorum. Çünkü gereksiz biri ve sınav yılındayız onun çocukça oyunlarına katlanamam. Ve ayrıca en güzel intikam sessiz kalmaktır. Çünkü ona karşı eğer bir şey yaparsam onu ciddiye aldığımı düşünecek o yüzden bir şey yapmayacağım."
"haklısın ama ya çok üstüne gelirse? O zaman disiplin falan demem dalarım ben ona" ah rümeysa ve dövmeleri nazlı " kızım önce sen kendini koru çırpı gibisin bi tane koyarsa sana öteki dünyaya bir selam verip gelirsin." Resmen içimdekileri söylemişti. Uzun çabalarım ve çirkefliğimi kullanarak e nihayetinde onu görmezden gelecektim. Biz tartışıp karar verene kadar zil çalmıştı. Sema ve rümeysa sınıflarına giderken ben ve nazlı sınıfa gelmiştik bile. Dersimiz tarih ve ben bu kadar sinir krizini geçirdikten sonra hiç katlanamazdım. Ama iyi bir gelecek için katlanmak zorundaydım. Şunun şurasında az bir zaman kalmıştı.
dersler nihayetinde bitmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Uçurum
HumorHer seye ragmen dik durabilmek saglam kalabilmek bir umut parçasına tutunup yaşayabilmek