İkinci Bölüm

157 1 0
                                    

  Vücudundaki yaraların acısı bir yandan susuzluğu bir yandan bastırıyordu. Artık bir yolunu bulup ayağa kalkmalıydı. "Şimdi ayağa kalkıp sessizce buradan uzaklaşmalıyım. Hem beni aramaya çıkmışlardır mutlaka birilerine sesimi duyururum" diye geçirdi içinden ve nefesini toplayıp yukarıya doğru baktı. Kalkmak için saydı "Üç... İki... Bir... Ooof olmuyor!" 

   Bir türlü gücünü toplayıp ayağa kalkamıyordu. Kolunda bir uyuşma hissetti ve aklına dirseğinin az altına aldığı büyük yaradaki kan kaybını önlemek için yaptığı turnikeyi uzun zamandır gevşetmediği geldi. Turnike yapmayı hoşlandığı kıza yakın olabilmek için gittiği ilk yardım kursundan öğrenmişti. İşine yarayacağını düşünmediği bilgiler belkide şimdi onu hayatta tutuyordu. Turnikede kullandığı çubuğu hafifçe çevirerek gevşetirken kolunda oluşan acı tüm vücuduna yayıldı. O anki acıyla avazı çıktığı kadar bağırdı; "İçine sıçtığımın dağında beni aramaya gelen kimse yok mu?"

   Kolundaki turnikeyi geri sıktıktan sonra yavaşça sürünmeye başladı. "Hadi Murat! Yaparsın buradan kurtulursun. Gece yaşadıklarından sağ salim kurtulduysan buradan köye de ulaşabilirsin" dedi dişlerini sıkarak. Yerde tutunduğu büyük taşlardan destek alıp kendini ileri ata ata geniş gövdeli çam ağacının yanına kadar geldi. Sağlam olan koluyla ağacı sıkıca kavrayarak ayağa kalkmayı başardı. Ayağa kalkar kalkmaz duyduğu sesle irkildi. Sesin olduğu yöne doğru bakınca kendini hemen yere bırakıp hızlıca ağacın arkasına saklandı. Gözlerinden istemsizce bir iki damla süzüldü;

   "Allah'ım, yardım et bana!"

Sessiz DağHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin