Bölüm 3

3 1 0
                                    

Küçükken, yani lise zamanlarımda, okuduğum kitaplar, izlediğim dizi filmler beynime o kadar işlemişti ki... 'Acaba hayaletler gerçek mi?' düşüncesinden çıkıp 'Ben bir hayalet avcısıyım' demeye başlamıştım. Şu anda bir aylakla karşılaşsam Michonne gibi kafasını gövdesinden ayırabilir miydim? Her şey bir yana, bunlar gerçek olsa dünya nasıl bir yer olurdu? Her neyse!! Geçmişe ve hayal gücüme olan ziyareti sonlandırmak amaçlı Helena beliriveriyor yine karşımda. Bir savaşçı gibi giyinmiş. Gülsem mi ağlasam mı bilemiyorum ama...devam ediyor anlatmaya.

İren fısıldıyor; "Craco mu?"

"Kimsiniz si-" Erçil cümlesini tamamlayamadan 'O' kadın içeri giriyor.

"Sonunda! Seninle bir türlü bir araya gelemedik kızım."

"Ne kızı! Neyden bahsediyorsunuz siz benim ailem Antalya'da yaşıyor. Hem Craco da ne aklınızı mı kaçırdınız siz, film çeviriyorsunuz!" diyerek dikleniyor Erçil. İren ve Deran kitlenmiş bir şekilde izliyorlar olan biteni.

"Evet.. Yıllarca babam dediğin kişi seni sevgiyle büyütmüş. Bunu görebiliyorum." Diyor kadın alayla karışık bir şekilde. "Ama Erçil, ben senin düşmanın değilim. Seninle konuşup her şeyi anlatacağım ve hemen eğitimine başlayacağız. Eğer bu iki sene içinde eğitimini tamamlamazsan, Moretti'lere açık adres vermiş olacaksın. Bunu göze alamayız." Kafası karışmış bir şekilde İren'e dönüyor Erçil.

"Size neden güvenelim?" bu soru İren'den geliyor. Arkadaşının düştüğü bu durum onu ne kadar şaşırtsa da bu zamana kadar yanında olan İren, her ne olursa olsun yine onun için çabalayacaktır eminim.

"Siz? Ah hayır," ufaktan bir kahkaha atıyor kadın. "Sadece Erçil, sonuçta siz bu ailenin kanını taşımıyorsunuz." . 

"Ama Deran da benim gibi, hem aile kanıyla ne alakası var?" 

"Her şeyi anlatacağım ama eğer dediklerin doğruysa arkadaşının da bizimle gelmesi gerecek."

"Peki sana neden güvenelim? Bir deli olmadığın ne malum?" bu soru Erçil'den geliyor bu sefer. "Ay o kadar şey yapabiliyorlar bunlar delice değil ama kadının dedikleri delice mi? Yuh Erçil yani! İnanmıyorsan oku aklını, insanları duymuyor muydu bu kız?"     " İstersen anlatmayayım, çok biliyorsan buyur sen anlat!"

"İzin ver göstereyim." Kadın, Erçil henüz bir şey diyemeden Erçil'in sağ elini kavrıyor. Erçil'in gözleri kararıyor.

Erçil'in gözlerinin önüne kızıl saçlı bir kadın geliyor. Genç, güzel bir kadın ve hamile. "Kızım... sana zarar vermelerine izin vermeyeceğim. Güvende olacaksın."

Görüntü değişiyor. Bu sefer küçük bir kız var Erçil'in önünde. Kor kırmızısı ve kahverengi karışımı saçları var bu küçük kızın. Yeşile çalan ela gözleri... "Kızım benim! Üzgünüm bunu yapmak zorundayım. Güvende olacaksın." Diyor genç kız, bir yaşlarındaki bebeğe ve Erçil'in, yüzünü göremediği bir adama veriyor bebeği. Görüntü tekrar değişiyor. Küçük kız daha büyük, 5-6 yaşlarında bu sefer. Erçil küçük kızın aynı kız olduğundan çok emin çünkü saçları aynı... Tıpkı onun saçları gibi. Kız oyuncak arabalarla oynuyor. 'Tıpkı benim gibi' diye düşünüyor Erçil. Kız arkasına dönünce irkiliyor Erçil. İrkilme onu gerçekliğe döndürüyor.

"İnandın mı şimdi, kızım?"

Erçil şaşkın bir şekilde Deran ve İren'e dönüyor. İkisinin de hiçbir şey anlamadıkları yüzlerinden okunuyor. Erçil kırgın bir şekilde gülümsüyor. Toparlanmaları gerektiğini söylüyor Deran'a. Kadın ve adamları ilerlerken İren'e dönüyor Erçil.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 26, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

İki HayaletHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin