Güneş yavaş yavaş ortaya çıkarken odanın açık penceresinden hafif rüzgar içeri doğru süzülüyordu. Jimin hafifçe tenini okşayan rüzgarla gözlerini yavaşça açmış ve etrafına bakınmıştı. Karşısında eşsiz güzellikte uyuyan jungkook'u görünce gülümsemiş ve daha yakından incelemek için yanına yaklaşmıştı.
İki dakikadır göz kırpmadan jungkook'u izleyen Jimin kocaman gülümsemiş ve kendini kontrol edemeyip Jungkook'un saçlarını okşamaya başlamıştı. Jimin tedirgindi ama şuan bulunduğu durum daha ağır basıyordu. Uykusunda gülümseyen Jungkook ile beraber Jimin'de gülümsemesini büyütmüştü.
Jungkook gözlerini açmasıyla yutkunan Jimin elini hemen geri çekmiş ve yatakta oturur pozisyona gelmişti. Yakalandığı için yanakları kızaran Jimin Jungkook'da kaçık kaçık bakışlar atmaya çoktan başlamıştı bile.
Jimin: Ş-şey ben ımm... heh sen kabus görüyordun sanırım yani i-iyi geleceğini düşündüm.
Jungkook: teşekkür ederim ufaklık.
Jungkook'un ağır sesi ile Jimin duraksamış ve derin nefes almıştı.
Jimin: Önemli değil ben de kabus görünce arkadaşlarım öyle yapardı.
Jungkook: arkadaşların seni iyi tanıyor olmalı.
Jimin: hıhım onlar beni, ben de onları çok iyi tanıyorum.
Jungkook gülümseyince jimin'de gülümsemişti. İkisi de kıkırdayıp bir süre bir-birlerini izlediler. Bu sırada jungkook'un kalbinin ritmi giderek artıyor jimin'in kalbi ise Jungkook'un kalbinden geri kalmıyordu.
En sonunda Jungkook kendi odasına gitmiş ve yatağında oturup elini kalbinin üzerine koymuştu hafifçe gülümseyip sonra başını sağa sola sallamıştı.
Jungkook: saçmalama salak çocuk o senin öz olmasa bile kardeşin.
İçindeki ses ise tam tersini söylüyordu. Jimin'in ne kadar tatlı, düşünceli ve seksi olduğunu tekrar tekrar jungkook'da hatırlatıyordu. Jungkook heteroseksüeldi ve bunun olanaksız olacağını düşünüyordu.
Jimin ise Jungkook odasından çıkar çıkmaz odasındaki banyosunda gitmiş ve banyodaki aynadan kendine bakmaya başlamıştı. Yüzüne defalarca su çarpan jimin kalbinin bu kadar hızlı çarptığı için kendine lanet okuyordu. Kalbinin neden bu kadar hızlı çarptığını biliyordu ama buna ne kendisi ne de kafasındaki düşünceler inanmasına izin veriyordu. Sonuçta o abisiydi, her ne kadar öz olmasada...
🔱🔱🔱
Jimin ve Jungkook kahvaltı masasına oturmuş ve bir-birlerine kaçamak bakışlar atıyordular. Jungkook'un babası yurt dışındaydı, annesi ise kuaförde ve yarın akşam gelecek eşi için hazırlanmaya çalışıyordu.
Kahvaltı masasındaki sessizlik ikisini de rahatsız ediyordu ama kimse konuşma başlatmak istemiyordu. En sonunda pes eden Jungkook jimin'e döndü ve meraklı bakışlarla konuşmaya başladı.
Jungkook: Jimin Tae'yi nereden tanıyorsun?
Jimin, Tae ismini duyunca hafifçe gülümsemişti ama jungkook'un çatılmış kaşlarını görünce gülümsemesinin soldurmuştu ve konuşmaya başlamak için hafifçe boğazını temizlemişti.
Jimin: sanırım 2 veya 3 yıl önceydi bizim yurda yeni ve küçük bir çocuk gelmişti. Ben ve birkaç arkadaşım onu parka götürmüştük o sırada Tae de bütün çocuklara pamuk şeker dağıtıyordu.
Jimin'in lafını bölen şey ise jungkook'un kahkaha atmasıydı.
Jungkook: ne? Tae ve pamuk şeker.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gizli Aşık
De TodoYeni ailesi olacağı için sevinen jimin ve kötü planlar kuran gizli aşık üvey abisi Jikook Sope Namjin