Evdelerdi. Luna hap içmişti ama sakinleşememişti. Ailesi onun için çok endişeleniyordu. Luna'nın bu halüsinasyonları canlarını çok sıkmıştı. O haftaki psikolog randevusunu öne almaya çalışıyorlardı:
-Hanımefendi ne demek yapamam?
-Yapamam gerçekten. Ha bu arada Miss Scott bu hafta evinizde seans yapamayacak. İnanılmaz derecede yoğun.Luna ise bir şekilde Miss Scott ile iletişime geçme derdindeydi. Bu yaşadıkları çok fazlaydı onun için. Ve Miss Scott'u çözüm olarak görüyordu. Miss Scott'a mesaj atmıştı. Uygun bir zamanda Luna'ya geri dönüş yapacaktı.
Luna odasında camdan dışarı bakıyordu. Aniden telefonu çalmaya başladı. Arayan Susan Scott'tu. Pek boş zamanının olmadığını, sakince olanları anlatmasını söyledi. Luna hal hatır sorduktan sonra hızlıca yaşadıklarını anlatmaya başladı ümitle. Miss Scott ile konuşurken dışarıda bir şey gördü. Karşıdaki bir ev sallanıyordu. "Deprem oluyor galiba." diye düşündü Luna. "Hayır!" dedi sonra kendi kendine. Bu da aptal bir halüsinasyondu. Bakmayacaktı. Kesinlikle bakmayacaktı.
Ama sonra ev yıkıldı. Luna çok korkuyordu. Bakmamaya çalışıyordu. Ama elinde olmadan yaşadığı korkuya esir oluyordu. Luna perdeyi çekti hızlıca. Emindi bu da aptal bir halüsinasyondu. Gerçekten deprem olsa onların ev de sallanırdı. Karşı karşıya iki ev sonuçta.
Psikoloğunun anlattıklarına odaklanamıyordu Luna. Çok korkuyordu.
Konuşmaları bittikten sonra Luna salona indi. Annesi camı açmış, dışarıyı seyrediyordu. Luna salondaki siyah sofaya oturdu. Annesi ona dönerek bu haftaki randevuyu öne alamadığını söyledi büyük bir üzüntüyle. Ama Luna bunlara odaklanamıyordu çünkü bir sorun vardı. Yine.
Siyah sofanın önündeki cam sehpanın üzerinde bir tane ebabil kuşu vardı ve Luna'ya bakıyordu öylece. Luna bunun da bir halüsinasyon olduğunu düşündü. Ama bunu düşününce ebabil kuşu gitmiyordu. Zihni oyun oynamaya doyamıyordu sanki. Oyun oynamak... Bir dakika... Luna olduğu yerden fırlayıp Lily'nin odasına çıktı.
Lily'nin odasından karanlık odanın anahtarını aldı. Karanlık odaya girdi. Çöp kutusundan Lily'nin attığı fotoğrafları çıkardı. Sonra karanlık odadan çıkıp kendi odasına geldi. Büyük bir korkuyla fotoğraflardaki kadını incelemeye koyuldu. Gördüğü bu halüsinasyonlar bu fotoğraf zımbırtısından sonra başlamıştı. Ama emin olduğu bir şey vardı:Fotoğraftaki kadın bir halüsinasyon değildi. Başta Lily de görmüştü onu. Ama niye sonradan görememişti ki? Bu tuhaftı işte.Luna ailesine bu kadının orada olduğunu ispatlamalıydı. Kalktı ve telefonunu aldı. Kamerasını açıp fotoğraflara doğrulttu. Çektiği resimlere baktı. Kadın çektiği resimlerin hiç birinde çıkmamıştı.
"Nasıl ya..." dedi kendi kendine. Hayır emindi, halüsinasyon görmüyordu. Büyük bir korkuyla tekrar fotoğraflara bakmaya başladı. "Kimsin sen?" diye söyleniyordu. "Sen kimsin ve niye benim hayatımı mahvetmeye çalışıyorsun seni kahrolası sürtük!"Çok garip bir şey oldu. Luna'nın oyuncak ayısı ile çekildiği fotoğrafta kadın, Luna'ya baktı ve göz kırptı. Luna büyük bir çığlık atarak odasından çıktı. Koşar adımlarla salona geldi. Annesi hala camın önündeydi. Parmağında da sapsarı bir muhabbet kuşu vardı.
"Geçenlerde birinin muhabbet kuşu kaybolmuştu buralarda. Bu o olmalı. Camın önüne geldi. Ele alışkın. Cinsiyeti de erkek. Ceresi açık pembe. Ve çok şirin değil mi? Gel Luna bu tatlılığı görmelisin."Luna sehpaya döndü baktı. Ebabil kuşu hala oradaydı.
"Anne, bir sehpaya baksana."dedi Luna sehpayı göstererek. Helena parmağındaki muhabbet kuşuyla sehpaya döndü.
" Ne oldu Luna sehpaya? Canım bir şey mi görüyorsun sen yine?"
Luna artık bu ızdıraba dayanamayacaktı. El birliği ile ona kafayı yedirteceklerdi sonunda. Luna tekrardan muhabbet kuşuna baktı. Evet, annesinin dediği gibi şirin görünüyordu. Ama göründüğü kadar şirin olmayabilirdi...
" Anne bırak o kuşu. Çabuk!"diyerek annesinin yanına geldi.
" Neden Luna? Ne yaptı ki bu tatlı hayvancık?"
Luna, limon sarısı bu kuşa biraz da acıyarak onu annesinin elinden kovaladı. Ama kuş dışarıya uçmadı. Evin içine uçtu. Gidip yemek masasının üzerine kondu.
" Senin derdin ne Luna? Ne yaptı bu kuş sana?"
Luna siyah sehpaya baktı yine. Ebabil kuşu hala oradaydı. Luna ağlamaya başladı. Aklına kadının göz kırpması gelmişti yine. Annesine sarıldı çaresizce.
"N'olur kurtarın beni bu cehennemden. N'olur yalvarıyorum. Ben bunları hak edecek hiç bir şey yapmadım. Lütfen..."(Daha fazlası için destek olmayı unutmayın! Hepiniz seviliyorsunuz🧡)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FOTOĞRAF CEHENNEMİ
TerrorŞimdi oturun ve sıradan bir fotoğrafın hayatınızı bir anda nasıl mahvedeceğini seyredin. Ne yapabilir ki sıradan bir fotoğraf?