16

35 10 8
                                    

Ertesi gün değil tabiki, pazartesi günü okulda herkes kendi halinde dolanırken bir farklılık vardı. Bu sefer kaçan değil, kovalayan olmuştu Melis. Yakışıklı ceylanını kovalayan biri haline dönüşmüştü. Bora'nın peşinde koşmak, her köşe başında onu sıkıştırıp derdini anlatmaya çalışmak yorucuydu. Ama yine de Bora'nın ardından koşarken tuhaf bir heyecan hissetmişti. Onun o umursamaz tavırları, o güzel burnunu havaya dikip at gibi yürümesi bile Melis'i mutlu ediyordu. Ancak ne var ki Bora bir kez bile Melis ile konuşmayı kabul etmemişti. Yüzü hala acıyordu.

Okuldan sonra Bora ve Ali gülüşerek çıktıklarında Aktu onlarla yoktu. Mayıs'la beraber olacağını ve beklememelerini söylemişti. "Şerefsiz." Dedi Bora Aktu için. "Bak nasıl da kızı oltaya getiriyor."

"Kızın gönlü olmasa yanaşmaz bence. Bahçede hiç görmedin mi ne kadar mutlular."

"Meliscan'ımla biz de mutluyduk." Dedi Bora hüzünlü bir ses ile. Sona doğru mırıldanmıştı. "Aşkım beni çok yoruyor Alican."

"Siktir lan. 3 gündür kızı boşu boşuna peşinde koşturuyorsun "

"Ne boşunası ya!" Diye bağırdı Bora. "Yüzümün haline bak."

"Üf ne bok yersen ye. Fazla uzatma ama."

"Yürü Ali." Demekle yetindi Bora. "Yürü de ense tıraşını görelim. Ama kıvırtma he."

Ali bir hamlede Bora'yı kolunun altına alınca bir müddet beraber debelendiler. En sonunda Bora kurtulmayı başardı ve sertçe Ali'yi itekleyip koşmaya başladı.
Ali peşinden koşup yakalardı ama eve gitmek daha cazip geldi.

Bora eve vardığında annesinin gününden kalan yemekleri yerken gayet mutluydu. Ne var ne yok hepsinden ağzına tıkıyor ve favori olanları ise sonraya saklıyordu. Sonradan kastı ise, 15 dakika sonrasıydı. Akşam olduğunda yemek yiyecek mecali yoktu bu yüzden direk odasına geçti. Sessizlikte düşünmeye başladı. Acaba Melis bildiğini öğrenince ona kızar mıydı? Sonuçta kız 3 gündür onun peşinden koşmuş, yüzlerce mesaj atmıştı. Bora hepsini reddetmişti. Trip atmak çok eğlenceliydi çünkü. Bu olayı kızlara nasıl kaptırdıklarına hayret etti.

Düşüncelerini bölen, odasının camından çatır çatır seslerin gelmesiydi. Yavaşça cama yaklaştı, perdeyi açtığı anda bir taş tam yüzünün önüne geldi ve camı çatlattı. "Aha babam ağzıma sıçtı." Dedi panikle. Camı açtı ve aşağı bağırdı. Çok sinirliydi. "Kim lan o?"

Aşağıda duran Melis, elindeki kutuyu sıkıca tutmuş Bora'ya bakıyordu. Camdaki Bora'nın ağzı beş karış açıktı. "Melis? Ne işin var burda?"

"Sana geldim.." Dedi Melis. Duraksadı ve çok geçmeden kendini toparladı. "Yiğidim."

Bora güldü ve "geliyorum" dedi. Bir yiğit gibi yaldır yaldır sevdiğine koşuyordu. Aşağı uçarak indi, Melis'in karşısına geçince bir ona bir de elindeki kutuya baktı. Melis kutuyu ona uzattı ve açmasını söyledi. "Bak Bora, o çocuk sevgilim değil. Bence bunu sen de biliyorsun. Yanımdaki kız sevgilisiymiş. Ona göz kırptığını zannetmiş mal. Yani benim alakam yok olayla. Tamam mı?"

Bora gülümsemekle yetindi kutunun içindekileri dışarı çıkarırken. Kangal sucuklar, dilim pastırmalar ve hazırlanmış köfteler vardı. "Bunlar.." Dedi Bora kahkasını bastırırken. "Nerden biliyorsun pastırma sevdamı?"

"Aktu söyledi."

Bora tekrar gülümsedi ve kutuyu yere koydu. "Teşekkür ederim, bunlar beni bir ay idare ed-"

Cümlesi yarım kaldı, çünkü Melis tahmin edilir bir şekilde uzandı ve Bora'yı öptü. Çocuk neye uğradığını şaşırdı ve ayılması biraz uzun sürdü. "Beni affettin mi?" Dedi Melis Bora'nın elini tutarken. Diğer eli ile de çenesindeki morluklara dokundu.

Bora kafasını salladı ve Melis'e sarıldı. Onu sıkı sıkı tuttu, içine gömer gibi uzun süre bırakmadı. Ayrılınca da elini Melis'in yüzüne koydu ve gözlerinin içine baktı. "Ben zaten bunu biliyordum. Maçtan sonra çocuk geldi ve özür diledi."

Melis ciddileşen yüz ifadesi ile bir hamlede çekildi ve Bora'nın koluna vurdu sertçe. "Lan üç gündür peşinde sürünüyorum bok herif."

"Ama güzelim, ne yapayım başka türlü ilerletemiyordum. İlişkimizi yani."

"Şimdi çıkıyor muyuz?" Dedi Melis. İnanamıyordu, Bora onu tufaya getirmişti. Bora uzandı ve tekrar öptü onu. "Bize gelmek ister misin?" Sonra yanlış bir şey söylemek korkusu ile düzeltti. "Yani annemler babamlar evde vallahi bak. Pastırmalı yumurta yaparım sana."

"Yok." Dedi Melis gülümserken. "Eve gitsem daha iyi."

Bora kutuyu eve bıraktı ve Melis'i kolunun altına alarak yürümeye başladılar. Koca bir hayat, böylece onlar için başlamış oldu.

Stalker | Kısa Hikaye •2•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin