6

362 34 2
                                    

taeyong saçlarımla oynarken aniden bastıran uykum ile gözlerimi kapattım. gün boyu bir oraya bir buraya koşturmuştum

Jae su alsana
kitabımı dolabımda unuttum
acıktım bana yemek getir
ben futbol oynarken bana tezahürat yap

ve artık ölüyordum. uyku ile uyanıklık arasındaki ince çizgide iken telefonum sesi ile gözlerimi araladım. okul bitmişti ve neden arıyordu hiçbir fikrim yoktu.

"efendim?" kim olduğunu merak eden gözlerle bana bakan arkadaşıma gülümsedim ve telefona odaklandım.

"dondurma yemeye gidelim."

"uyuyacağım saçmalama lütfen. okul bitti şu an dediklerini yapmama gerek yok." aslında sadece okul zamanları diye belirtmemişti ama olsundu.

"nerdesin? almaya geleyim." biraz önce içimden mi konuşmuştum? hayır eminim ki sesli konuştum. o hâlde neden duymamış gibi yapıyordu.

"gelmesem olmaz mı..."

"tüm arkadaşlarımın işi var ve tek başıma bir şeyler yapmaktan nefret ederim. nerdesin?"

dudak büzerek tae'nin dizinden kalktım ve cevap verdim.

"evimdeyim." yüzüne kapattıktan sonra ilgi odağım meraklı gözler olmuştu.

"ne oldu?"

"bir arkadaşım, sen ve ben dondurma yemeye gideceğiz."

-

Johnny tek geleceğimi beklediği için sürekli Taeyong'a bakıyordu. arkadaşıma kötü bir gözle bakmasından endişelenip dolu bir kaşık limonlu dondurmayı ağzıma götürdüm.

"Siz Yoonoh'un bolca bahsettiği sıra arkadaşı olmalısınız. sizin sayenizde daha az sıkıldığını söylemişti. onun yalnız kalmasından korkuyordum."

hassiktir... ne diyordu bu. boğazımda kalan dondurma için birkaç kez öksürdüm.

"ah evet, beni çok sevdi. değil mi jaehyun? hatta eski sıra arkadaşı çok dağınıkmış galiba. o yüzden bana minnettar olduğunu söyledi."

asla böyle bir şey söylemedim ve tae inanılmaz titizdi.

"hahah komik şaka ama öyle demedim ayrıca sırama yayılan bir ayı yoktu eskiden."

neyse ki taeyong şaka olduğunun gayet farkında bir şekilde gülüyordu.

"her neyse... sevgili köleciğim ağzımın etrafındaki dondurmayı temizle."

yüzünü yaklaştırıp göz kırptığında ıslak mendili kabından çıkardım ve ağzının etrafına sertçe sürdüm.

"ne kadar pis yiyorsun ya?"

"ROMANTİK BİR SAHNE OLMASI GEREKİYORDU! DUDAKLARIMI PARÇALIYORSUN AMA!"

umursamadan sert sert ağzının etrafını temizledim.

"Kibar ol yoonoh." Tae kahkahalar eşliğinde bizi izliyordu. mendili masaya bırakıp elimi önümde bağladım.

"Yalan söylediğin içindi."

"dilime biber de sür hatta kibritle yak." göz devirip erimeye başlamış dondurmadan yedim.

"çocuk gibi kavga etmeyin."

Taeyong'a bakarak dudak büzdüm ama bu sadece gülümsemesinin derinleşmesine neden oldu.

"uykum var hadi gidelim eve." gözlerimi sahte bir şekilde ovuşturup sandalyeden kalktım.

"Leonardo di Caprio ile yarışır oyunculuğu şuna bak."

Johnny'nin ne dediğini dinlemeden esner gibi yapmaya devam ettim. Evde uyuyor olabilirdim ama onun yerine bu aptallaydım. bir süre daha beni izleyip konuşmaya devam etti.

"ben ödeyip geliyorum arabaya gidin siz de. uyuyan güzelimizi uyutalımmm."

-

BEN BU BÖLÜMÜ YAYINLADIM SANIYORDUM OLUM

BADBOY - JohnJaeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin