BADBOY - JohnJae

3

Beni uyandıran alarm ile her şeyin bir rüya olduğunu düşünsem de dolabıma asılı formayı görünce elimi alnıma vurdum.

Banyoadaki işlerimi halledip üzerimi değiştirmek için odama döndüm. Pijamalarım yere dökülürken alacağım cezanın ne olacağını epey merak ediyordum. Okuldan ayrılana kadar başka pek de bir şey konuşmamıştık. Okul üniformamı üzerime geçirip aynanın karşısına geçip sandalyeye oturdum. Saçlarımın doğal hâlini sevdiğimden dokunmadım. Yüzüme bb krem sürüp beauty blender Ile dağıttığımda o okulun kör kızları için fazla bile olduğunu düşünüp çantamı aldım. Taeyong dün yarın okula gitmeyeceğini söylemişti. demek oluyor ki okula kendim gidecektim.

evden çıkıp tek günde beynime yolu dolan okula çevirdim adımlarımı. kulaklıklarımdan yükselen ses ile ilerlerken arkadan omzuma atılan kola baktım. istemsiz korkarak küçük bir çığlık bırakmıştım. Başımı çevirdiğimde aramızdaki boy farkına karşın epey korkutucu duran, adının Dejun olduğunu öğrendiğim çocuk yüzüme gülümseyerek bakıyordu. Kulaklıklardan tekini çıkarırken göz devirmeyi ihmal etmedim.

"Okulda yeterince görüşüyoruz." omzumu kolundan kurtarırken konuşmaya devam ettim. "Ne istiyorsun sabah sabah."

"Sana da günaydın Jae. Sadece yolda görünce tatlı okul arkadaşımızı korumak istedim."

korunmaya ihtiyacı olan birine mi benziyordum? O boyu ile ben onu korur gibi duruyordum.

"gerek yok. okulda görüşürüz Xiao."

adımlarımı hızlandırırken arkamdan izliyor olması inanılmaz kötü bir histi ama umursamadan uzun ve hızlı adımlarla okula ulaşmıştım. Bahçeden girdiğimde banklarda oturan insanlar yüzüme bakıyorlardı ama dün yeterince izlendiğimden umursamadan sınıfa ilerleyip çantamı bıraktım. dersin başlamasına hâlâ yirmi dakika vardı ve ben inanılmaz açtım.

sınıftan çıkarken içeri giren Johnny'i görmezden gelerek aşağı kattaki büfeye indim. bugün dün dersimi yeterince aldığımdan herkesi görmezden gelecektim. bisküvi ve kahve alıp kenardaki masaya geçtim. tam yemeğimi yiyecekken çalan telefona baktım.

'çok sevgili sıra arkadaşım' arıyor

kendi böyle kaydetmişti. yemek yemek için kapatıp telefonu kenara koyduğumda tekrar çalıyordu.

"siktiğimin herifi ne istiyor acaba sabah sabah.."

telefonu açıp kulağıma götürdüm.

"jaehyun sanırım aşağıdasın. boğazım kurudu su alıp gelsene." sinirlenmemeliyim sinirlenmemeliyim.

"neden kendin almıyorsun?" kelimelerimi bastıra bastıra söylemiş olmamı engelleyememiştim.

"çünkü sen zaten aşağıdasın. yanında yiyecek bir şeyler de getirirsen sevinirim."

telefonu yüzüme kapattığında dudağıma kelime haznemden bir küfür döküldü. Pepero ile doyar diye düşünüp, ki doymayacağını biliyordum, su ve pepero alıp iştahım kaçtığı için yemeğimi bırakıp kahvemi içerek sınıfa çıktım. masasının üzerine aldıklarımı bırakıp yanına oturdum.

"bir daha olmaz."

telefonumla ilgilenirken bana bakarak gülüyordu ve iğrenç bir histi. ne olduğunu inanılmaz merak ediyordum. kendimi ne olduğunu sormamak için inanılmaz zorlasam da merak duyguma engel olamıyordum.

"neye gülüyorsun?" bunu söylediğimde gülüşü daha da büyümüştü.

"sadece pepero oynu oynamak istediğini bilmiyordum. söylesen öperdim güzellik."

siktiğimin herifine acıyıp yemek almıştım ama olayı nerden anlamıştı. şaka mı değil mi anlamaya çalışırken bana hâlâ gülerek baktığını görünce gerçek bir gerizekalı olduğunu anladım

"Hayır sadece ucuzdu ve sana para harcamak istemedim." ben kafamı iflah olmayacağını anladığımdan sağa sola sallarken köpek sever gibi saçlarımı karıştırdığı için hızlıca kafamı çektim.

"çok inandırıcı güzelim." önüne dönüp yemeğini yerken inanmamış olması umrumda değildi.

𖠵᭄ꦿ

Uzun ve sıkıcı bir öğle arasının ardından matematik dersini çekecek olmak berbattı. yanımda hayvan gibi uyuyan çocuğa baktım. pek hayvan gibi değildi belki. kendimi kandırıyordum o mükemmel gözüküyordu. Aralık ayının soğuğu sınıfı doldurduğu için formamın ceketini çıkartıp üzerine bıraktım. hastalandığında sürekli bitki çayı almamı isteyebilirdi sonuçta.

"...evet çocuklar bu proje için ikişerli gruplar hâlinde çalışmalısınız. bu şekilde takım çalışması hakkında da bilgiler edinirsiniz. gördüğüm kadarıyla herkesin sıra arkadaşı var. herkes kendi sıra arkadaşı ile birlikte takım olabilir. karışmamış olur..." siktir bir de bu aptalla ödev mi yapacaktım?

𖠵᭄ꦿ

(her şey çok klişe :" en sevdiğim)