2.Bölüm : Mucize

134 41 206
                                    

*Benim için bir mucize

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

*Benim için bir mucize...*

2.Bölüm: Mucize

Olduğum yerde dikilmek yerine harekete geçtim, dönme dolaba doğru koştum. Bir yandan neye uğradığını şaşıran Doruk'a sesleniyordum.

"Doruk! Durdur şu aleti! Kolu çevir. Kolu!"

Tekrar çimen gözlü çocuğa döndüm. Bana şaşkın gözlerle bakıyordu. Nefes nefese kalmıştım.

"İn... inmen lazım." Dediğimden bir şey anlamamıştı ve hala oturmaya devam ediyordu öküz şey.

"İn diyorum sana!" dedim sesimi yükselterek. Anlatmakla zaman kaybedemezdim.

"Nedenmiş o?" Allah'ım sana geliyorum. Anlaşıldı bu çocuk laftan anlamayacaktı.

İki adım daha atıp onun olduğu dolaba girdim ve refleks olarak kolunu tuttum.

"Uğraştırma beni inmen laz-" Lafımı tamamlayamadan üzerinde durduğumuz dolap sallandı ve harekete geçti. Kaşlarım çatıldı. Karşımda duran çimen gözlünün de kaşları çatılmıştı.

Gözlerimi yumdum ve mırıldandım. "Hayır, lütfen..."

Gözlerimi açtım ve aşağı doğru baktım. Yerden git gide yükseliyorduk. Doruk aşağıda, yaptığı sakarlığın farkına varmış dönme dolabın kolunu çevirmeye çalışıyordu. Onun da eli ayağı birbirine girmişti. Çünkü benim için endişeleniyordu.

Elimi başıma götürdüm ve derimi sıktım. Başım dönüyordu.

"İndir beni! Çabuk indir beni!" diye bağırdım karşımdaki çocuğa.

"İyi misin? Otur şöyle." dedi ve kolumu tutup karşısına oturttu.

"İyi değilim! Be... benim yükseklik korkum var. Yalvarırım indir beni. Nolur?"

Etraf bulaşıklaşmaya başlamış, görmekte zorlanıyordum. Titremeye başlamıştım. Nefesim daralıyordu. Elimi boğazıma götürüp derin derin nefes alıp verdim. Alnımda hissettiğim damlacıklardan terlemeye başladığımı farkettim. Panikatak geçiriyordum.

"Sakin ol lütfen. Tamam bir yok. Bir şey olmayacak ben varım yanında." Beni teselli etmeye çalışıyordu ama benim hiç bir şey umrumda değildi şu an. Bir an önce inmem lazımdı.

"İ... indir beni... Nolur?" dedim zoraki titreyen sesimle. Elimi yelpaze şeklinde yapıp yüzüme doğru salladım. Sıcak basmıştı bir anda.

"T-tamam. Dur bekle yanına geliyorum." dedi ve ayağa kalkıp yanıma oturdu.

"İzin verirsen sarılabilir miyim? Yanlış anlama lütfen kötü niyetimden değil. Eminim bu sana iyi gelecek." Başka çarem yoktu. Madem iyi gelecek diyordu buna izin verecektim. Kafamı olumlu anlamda salladım.

"Güzel. Şimdi rahatla lütfen ve kendini bana bırak." dedi ve kollarını boynuma sarıp göğsüne dayadı. Eliyle saçımı okşamaya başladığında kendimi ona bıraktım.

"Gözlerini yum şimdi." Gözlerimi yumdum ve saçımı okşayışıyla mayıştığımı hissettim.

"Rüzgarı hisset. Tenine değiyor ve kulağına fısıldıyor..." O konuştukça daha da rahat hissediyordum kendimi. Nefes alışverişlerim düzene giriyor, titremem azalıyordu sanki.

"...ve diyor ki "Korkma!" Hiç bir şeyden korkma. Hele ki yüksekten hiç korkma. Çünkü burası benim evim ve ben çok özgürüm. Şimdi sizde özgür olmanın tadını çıkarın." dedi ve saçımı okşamaya devam etti. "Hadi şimdi biraz özgür olalım."

Ne kadar süredir bu şekilde saçımı okşamıştı bilmiyorum ama tek bildiğim, bu yaptığının bana iyi geldiğiydi. Titremem sona ermiş, nefesim düzene girmişti. Şimdi çok daha iyiydim.

Yumduğum gözlerimi açtım ve çocuğun göğsünden kalktım. Siyah saçları ve hafif kirli sakalının arasında duran bir çift çimen göz tam karşımdaydı.

"Yendin." dedi ve gülümsedi.

Yenmiş miydim gerçekten? Kafamı aşağı çevirdim. En tepedeydik. Lunaparktaki insanlar ufacıktı. Daha ilerilere baktım. Evler, arabalar, her şey karınca kadardı. Bütün şehir ayaklarımın altındaydı. Burası Ege'nin kalbiydi. Ve en önemlisi ben bunları korkmadan izleyebiliyordum.

"Ama bu... Bu benim için imkansız." dedim yanımda oturan çocuğa dönerken.

"Önce o gözyaşlarını sil bakayım." dediğinde daha yeni farkettim gözyaşlarımın şırıl şırıl aktığını. Elimin tersiyle sildim.

"Ayrıca hiç bir şey imkansız değildir. Sen istedikten sonra..." dedi kendinden emin bir şekilde.

Gözümden bir yaş daha firar etti. Ama bunlar mutluluk gözyaşlarıydı. Çünkü küçüklüğümden beri tek hayalim olan Ege Güneşi'ne binmiştim. Hiçbir doktor bu korkuma derman olamamışken, şu an yanımda oturan çocuk bunu tek seferde başarmıştı.

"Bu... bu benim için bir mucize!"

                            ☆☆☆

Bu bölümün de sonuna geldik. Umarım beğenmişsinizdir ❤

Ege Güneşi || TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin